Muğla'nın Marmaris ilçesinde iki gün önce (21 Haziran) başlayan orman yangınları sürüyor. Amazon Koyu-Bördübet-Yedi Adalar mevkiini saran alevler kısa sürede geniş alana yayılıp Otluk Koyu istikametine doğru hızla ilerledi.
Yanan bölgeyle yerleşim yerleri arasında 4 kilometrelik bir mesafe kaldı. Bördübet ve Değirmenyanı bölgesinde yangının iyice yaklaştığı 30 ev tahliye edildi, bölgede yaşayanlara evlerinden çıkmalarına dair anons yapıldı. Ayrıca yangının yaklaştığı yerleşim yerlerinin etrafındaki ağaçlar ıslatılmaya başlandı.
İki gündür devam eden orman yangınlarına dair Yeşil Sol Parti Muğla İl Eş Sözcüsü Murat Sütçüoğlu ve Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) gönüllüsü ve hukukçu Güngör Erçil ile konuştuk.
"Gece görüşüne sahip uçaklar yok"
Gece görüş donanınımına sahip uçak ve helikopterlerin envanterde olmamasının ne denli kritik rol oynadığını bu yangınlarda daha çarpıcı bir şekilde gördüklerini söyleyen Yeşil Sol Parti Muğla İl Eş Sözcüsü Murat Sütçüoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Yangın akşam saatlerinde, 19:00-20:00 civarında başladı. Hava kararınca karadan müdahale mümkün değil. Dik, sarp yamaçların olduğu bu coğrafyada yangına müdahale edilebilmesi için mecburen havanın aydınlanması bekleniyor.
"Ne yazık ki iklim krizinin etkisiyle de iki gündür mevsim normallerinin üzerinde seyreden yoğun bir rüzgâr var. Fırtına derecesindeki rüzgârlardan bahsediyorum. Maalesef yangın, bu rüzgârlar nedeniyle alabildiğine genişleniyor."
Yeşil Sol Parti Muğla İl Eş Sözcüsü Murat Sütçüoğlu.
"Geçen seneden ders çıkarılmadı"
Yangının Marmaris-Datça hattında başladığını söyleyen Sütçüoğlu, Marmaris'in 24,1 km. kuzeybatısında yer alan Karacasöğüt Koyu tarafına doğru ilerlemesinden endişe duyduklarını söylüyor. Sütçüoğlu, geçen seneki yangınlardan ders çıkarılmadığı kanısında.
"Geçen seneki yangınlardan hiçbir ders çıkarılmadı. Geçen sene Marmaris tarihindeki en büyük yangınlardan biri meydana geldi. Sadece Marmaris'te 13500 hektarlık alan, orman yangınlarında yok oldu. Sonrasında ne oldu derseniz, odun ve kereste üretimlerine devam edildi."
İklim krizinin etkilerinin artık sürpriz olmadığının altını çizen Sütçüoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı: "Bu sene de bu yangınların çıkacağı belliydi. Yangın çıktıktan sonra su dökmenin bir faydası yok artık. Donanım, kent planlamaları, tüm canlı yaşamını ekoloji temelli organize etme anlamında çalışmaların yürütülmesi gerekirdi. Bunlar yapılmadı. Marmaris'te bir yangın daha çıkmaz artık, çünkü bu gidişle zaten orman kalmayacak."
TIKLAYIN - "Bazı şirketler yanan ormanlardan kâr ettiler"
* Fotoğraf: Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay.
"Geçen sene bir trajedi yaşadık"
MUÇEP gönüllüsü ve hukukçu Güngör Erçil ise geçen sene Marmaris'te gerçekleşen yangınları bir trajedi olarak değerlendirerek bu sene de "Aynısı mı olacak?" kaygısı yaşadıklarını söyledi. Erçil sözlerine şöyle devam etti:
"Geçen yıl Türkiye orman yangınlarında, Orman Genel Müdürlüğü'nün resmi verilerine göre 130 bin hektar alanını kaybetti. Sadece Muğla'da 60 bin hektara kadar ormanlık alan yok oldu. Burada geçen sene bir felakete tanıklık ettik ve bu yıl da aynı trajedinin yaşanması kaygısı var.
"Bördübet'te başlayan ve hâlâ süren yangınlar bunun bir işareti. Birden çok noktada çıkan yangınlar devam ediyor. Muğla'nın haklı olarak bu yangınlar nasıl çıkıyor, neden önlenemiyor, söndürme işlerinde görevli olanlar neden görevlerini layıkıyla yerine getirmiyor benzeri soruları var."
MUÇEP gönüllüsü ve hukukçu Güngör Erçil.
"İklim krizi kartı"
Ormanları korumakla görevli Orman Genel Müdürlüğü ve Tarım ve Orman Bakanlığı'nın Muğla-Akbelen'deki orman kesimlerine verdiği izinlere dikkat çeken Erçil, orman yangınlarının engellenebileceğine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Geçen seneki yangınlar termik santralin yanına dek ulaştı. Ormanlar yandığı için eskiden yaşanmayan seller meydana geldi. Ama bakıyoruz, orman varlıklarını azaltan faaliyetlere de devam ediliyor.
"Mevcut durumda üç termik santrali var. Kapatılmasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de onayladığı santraller bunlar. Ama hâlâ çalışıyorlar. Bu santraller de ormanlık alanların üzerine kurulu."
TIKLAYIN - Yaza girerken Türkiye yeni orman yangınlarına ne kadar hazırlıklı?
İnsan eliyle çıkan yangınların oranının yüzde 30 civarında olduğuna dikkat çeken Erçil son olarak şunları kaydetti:
"Bu yangınları büyük ölçüde engellemek de bizim elimizde. Türkiye'nin ağaç üretimi 35 milyon metreküpe varmış ise bu, ormanların yok edilmesi anlamına geliyor. Yetkililer iklim krizini yangınların çıkmasında en önemli gerekçe olarak sunuyor. Evet, iklim krizinin etkilerinin ve öneminin farkındayız. Ama iklim krizi kartı artık bir bahaneye dönüşmüş durumda. Ormanları kurtarmak hâlâ bizim elimizde."