Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
KONDA Araştırma ve Danışmanlık, depremle yaşamak zorunda olan bir toplum olarak depreme yönelik hazırlıklarımız ve algımızın ne olduğuna dair bulgular içeren raporunu yayınladı.
Hafızalarımızdaki en yakın büyük deprem 30 Ekim 2020 tarihinde Sisam Adası – İzmir Seferihisar açıklarında gerçekleşmiş özellikle Bayraklı İlçesi'nde yıkıma neden olan depremde AFAD Raporuna göre 117 kişi hayatını kaybetmişti. 1032 kişi de yaralanmıştı. Rapor yayına hazırlanırken de 27 Aralık 2020'de Elazığ'da 5,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Raporda 7 farklı soruya verilen yanıtlar ayrı ayrı ve birlikte ele alınarak analiz edildi.
15 yaş ve üzeri Türkiye nüfusunu temsil eden araştırmada öne çıkan bazı noktalar şöyle:
Yüzde 34'ün binası hakkında bilgisi yok
"Binanın durumuna sağlam deme oranı erkeklerde kadınlara göre daha yüksek olduğu görülüyor. Kadınlarda ise bina hakkında bilgi sahibi olunmadığı beyanı daha yüksek. Modernler, Geleneksel Muhafazakârlara, onlar ise Dindar Muhafazakârlara göre daha yüksek oranda binamız sağlam demişlerdir.
"Yine araç sahibi olanlar yüzde 44 oranında binamız sağlam derken, aracı olmayanlar yüzde 39 oranında beyanda bulunmuşlardır. Araç sahipliği daha iyi ekonomik koşullara sahip olmaktan geçiyor. Bu bulgudan da görüyoruz ki kritik bir fark yaratmasa da deprem karşısında ekonomik sınıf farklılıklarımız da ne kadar dayanıklı olup olamayacağımıza karar veriyor."
Binasını kontrol ettirmeyenler yüzde 81
"Bina kontrolü ve binanın sağlamlığına dair görüşe birlikte baktığımızda binasını kontrol ettirenlerin yüzde 86'sı binamız sağlam, yüzde 10'u ise sağlam değil demiştir. Bir önceki bölümde binasını kontrol ettirmeyenlerin yüzde 81 olduğunu belirtmiştik. Yüzde 81'lik kontrol edilmeyen hane halkının üçte biri kontrol ettirmedim ama binamız sağlam, yüzde 39'u kontrol ettirmedim ama bir bilgim de yok, yüzde 28'i ise binayı hem kontrol ettirmedik hem de sağlam değil beyanını vermiştir."
Toplumun yüzde 81'i depreme hazırlıklı değil
"Depreme hazırlık olmak konusunda neredeyse tüm kırılımların beşte dördü depreme hazırlık olmadığını söylüyor. Bu durum eğitim seviyesinde bile fark yaratmıyor. Hayat tarzlarında diğer değişkenlerden farklı olarak Modernlerle Dindar Muhafazakârların benzeştiğini görüyoruz. Dindarlıktan bakınca ise inanç düzeyi yükseldikçe hazırlıklıyım deme eğilimi yükseliyor. Bu durumda bize hazırlık konusunun farklı yorumlandığını düşündürüyor. Dindarlar, Dindar Muhafazakârlar manevi bir hazırlıktan bahsederken Modernler teknik bir hazırlıktan bahsediyor."
Yüzde 89'un aile afet planı yok
"Aile afet planı yapmış olmak hayat tarzı ve eğitim durumuna göre farklılaşıyor:
- Modernler, Geleneksel Muhafazakârlar ve Dindar Muhafazakârlara göre daha yüksek oranda afet planımız var dese bile bu oran yalnızca yüzde 14.
- Eğitim düzeyi arttıkça afet planı yapma eğilimi artıyor. Ancak yine de üniversite mezunlarında bile aile afet planı olanlar sadece yüzde 15'te kalıyor."
"İzmir depremi toplumun bakışını değiştirdi"
"İzmir depreminin toplumun depreme bakış açısını değiştirdiğini ifade etmek yanlış olmayacaktır. 2019 yılında toplumun yüzde 14'ü depreme karşı en etkili yöntemin dine yönelmek olduğunu söylerken bu oran 2020'de yüzde 7'ye gerilemiştir. Binaların depreme yönelik sağlamlaştırılmasıysa yüzde 60'tan yüzde 71'e yükselmiştir."
Raporun tamamı için burayı tıklayın.
(AÖ)