Haberin İngilizcesi için tıklayın
“İki yıldan beri İletişim Başkanlığı’nın sisteminde ‘Başvurunuz inceleniyor’ yazıyor.”
“Neden altı aydır gazeteciliğime karar veremiyorsunuz? Derhal cevap bekliyorum.”
“Anlaşılan üç yıldır gazeteci olup olmadığını tartışıyorlar.”
“1976'da aldım ben ilk basın kartını. Yenileme için başvurdum hala gelmedi. Benim neyimi değerlendiriyorlar. Çok ayıp…”
Rengi sarıdan turkuaza döndükten sonra iptal edilen kartlarının yenilenmesi ya da ilk kez almak için başvuran gazeteciler aylardır kart ve/ya verilmeme açıklaması bekliyor.
Gazeteciler, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın internet sitesinde yaptıkları sorgulamalarda ya "iptal edildi" ya da başvuru başkanlığa gönderildi…" yazısıyla karşılaşıyor. Ancak yetkililerden net bir cevap ya da açıklama alabilen yok.
Ancak, 23 Ekim 2019'da son beş yılda 5 yılda 3 bin 804 basın kartının iptal edildiği ve 12 bin 735 gazetecinin basın kartı taşıdığı açıklandı.
Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer'e cevaben 2015-2016-17-18 ve 2019 Ocak-Eylül olarak sırasıyla açıkladı: 863, 927, 590, 709 ve 715 basın kartı iptali yapılmıştır.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye temsilcisi bianet raportörü Erol Önderoğlu BİA Medya Gözlem Raporu'nda, basın kartlarının artık "baskı aracı olarak kullanıldığını yazıyor.
BİA MANİFEST/ AĞUSTOS 2019: Basın - İş, TGS, Basın Konseyi: Basın Kartını Kim Versin?
BİA MANİFEST 1 / AĞUSTOS 2019 Basın Kartını Gazeteci Örgütleri Verir, Devlet Değil
Kart bekleyenlerden Tuğrul Eryılmaz (IPS İletişim Vakfı, T24 yazarı), Eylem Nazlıer (Evrensel), Hüseyin Şimşek (Birgün), Meltem Akyol (Evrensel), Nadire Mater (bianet) ve Sedat Yılmaz (Yeni Yaşam) bianet'e konuştular. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Turgay Olcayto da durumu değerlendirdi.
Tuğrul Eryılmaz: Çok ayıp
Aylardır değerlendirmede. 45 yıldır basın kartı taşıyorum. 1976'da aldım ben basın kartını.
Senelerdir de sürekli basın kartım var. Herkesin kartı geldi, benim gelmedi. Benim neyimi değerlendiriyorlar.
Her şeyim meydanda.
Çok ayıp.
Eylem Nazlıer: Kartsız haber yapmak zor
Birlikte başka gazetelerden başvuru yapan arkadaşlarıma kartları verildi. Belgeler istediler verdim, sistemlerine haberlerimi yükledim ve hala bekliyorum.
Alanda çalıştığımızda basın kartımız olmadığı için problemler çıkabiliyor. Devlet kartımız olmadığı için bizi gazeteci olarak görmüyor. Adliyelerde duruşmalara alınmayabiliyoruz. Polis kartımızı görmeden bizi gazeteci saymıyor. Hakkımın bir an önce bana verilmesini istiyorum.
Hüseyin Şimşek: Toplantılara alınmıyoruz
Turkuaza döndüğünde başvuru yaptık Hala yanıt alamadım. Birgün''de yedi arkadaşımızın kartı iptal edildi.
Ama e-devlet'ten ve İletişim Daire Başkanlığı'nın internet sitesinden baktığımızda kartlarımızın iptal edildiği yazıyor. Kartımızın iptal olması ve yeni kartların gelmemesi nedeniyle sıkıntılar yaşıyoruz. Devlet kurumlarının basın toplantılarına, resmi toplantılara alınmıyoruz. Otobüs şoförü de turkuazı soruyor.
Meltem Akyol: Kanal İstanbul toplantısına giremedim
Silivri'de duruşma salonuna bilgisayarı, telefonunu güvenliğe teslim ediyorsun, kartın olmayınca. Duruşmada defterime not alıyor, dışarı çıkıp haberi yazıyorum. Oysa kartım olsa haberimi bilgisayarımla yazıp anında salondan gazeteye yollayacağım.
Mesela son olarak Kanal İstanbul'a yapılan itirazları izlemek için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü'ndeydim. Polisler basın kartım yok diye toplantıya almadılar.
Üç yıldır bekliyorum.
Nadire Mater: Olsa da Olmasa da sorun
Basın kartı taşımak bir nevi zul oldu hep benim için. Devlet tescilli gazetecilik kabul edilebilir bir durum değil çünkü. Bu kartın peşine düşmenin bir mücadele halini alması da kadermiş!
Kart ne işe yarar? Olması da olmaması da sorundur. Mesela, polisler Metin Göktepe'yi kartı yok diye öldürdüler. Başım derde girmesin diye kartımı göstermediğim olmuştur. Muktedirler, basın kartı vermeyerek "Haberi" güvenceye aldıklarını düşünmesin, haber dediğin yolunu buluyor, kart sormuyor.
Cumhurbaşkanılığı'ndan derhal kart ve cevap bekliyorum. Kartı devletten kurtarmak, örgütlerimizin vermesi için mücadelemiz de devam ediyor elbette.
Sedat Yılmaz: "İptal" mesajıyla uyandım
Mart 2016’da güne Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü’nden “Basın kartınız iptal edilmiştir. Lütfen kuruma teslim edin” mesajıyla uyandım. Gelecek Partisi’ni kuran Ahmet Davutoğlu da bu süreçte başbakandı.
Gazeteci Mehmet Ali Çelebi ile Önder Elaldı’nın aynı gün gelen mesajla kartlarımıza el konuldu. Israrlı sorularımız üzerine, “şirket değişikliği bildirilmemiş” gerekçesi sunuldu. Oysa yapılmıştı.
Sonrasında Özgür Gündem KHK ile kapatıldı. Bizden sonra da bu süreç çeşitli gerekçelerle tüm mecralara yayıldı.
Olcayto: Haber alamaz olduk"Basın kartlarının gönderilmemesiyle ilgili çok fazla kişi bize rahatsızlığını iletti. Önceden Başbakanlık'ın bünyesinde olan Basın Enformasyon Genel Müdürlüğü Cumhurbaşkanlığı'na geçtikten ve İletişim Başkanlığı adını aldıktan sonra içeriden haber alma olanaklarımız da kalktı. Kendilerine göre bir komisyon kurdular ve artık hiç açıklama yapmıyorlar. Gizlilik ve kapılı kapılar ardında işlem yapıyorlar. Milletvekili arkadaşlarımızın sorunu gündeme getirmesiyle sonuç elde etmeye çalışacağız. Yurtdışında basın kartını sendikalar veriyor. Doğrusu da budur. Basın meslek örgütleri vermeli." |