Haberin İngilizcesi için tıklayın
"Aşıyı iki dakikada yaparken, bir hastayı aşı yaptırmaya ikna etmek için yarım saatimizi harcıyoruz."
Son günlerde özellikle kızamık vakalarının dünya genelinde artması aşı karşıtlığı ve karasızlığını da görünür hale getirdi. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre Avrupa'da kızamık vakaları 2018'de 2017'ye göre üç kat arttı ve 72 kişi de kızamıktan öldü.
İstanbul Tabip Odası Çocuk Hakları Komisyonu'nun düzenlediği "Aşı Kararsızlığı, Nedenleri, Aile Tutumları, Hekim Sorumluluğu ve Çocuk Hakları" panelinde hekimler konuyu masaya yatırdı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ümit Şen moderatörlüğündeki oturumda Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selda Karaayavaz ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Nilay Etiler deneyimlerini paylaştı.
Ciddi yan etkileri ve ölüm riski olan hastalıklara karşı korunmada çok önemli bir savunma aracı olan aşı konusunda kararsızlık, güvensizlik, aşı uygulamalarına karşı red sorunları yaşanıyor. Hekimlerin ortak söylemi aşı uygulamalarına yönelik endişelerin giderilmesi, aşı uygulamalarının sürdürülebilirliğinin sağlanması için başta hekim sorumluluğuna vurgu yapılıyor.
Selda Karaayvaz, dünyada yılda 3 milyon, Türkiye'de ise 14 binden fazla çocuğun ölümünün aşılarla engellendiğini belirtiyor.
"Domuz ürünü içeriyor mu? sorusu çoğunlukta"
Karaayvaz Türkiye'de ithal edilen aşılarda domuz ürünü bulunmadığını her defasında altını çizmek zorunda olduğunu çünkü Türkiye'deki tartışmaların çoğunun aşıların domuz ürünü içerdiği üzerinden ilerlediğini belirtiyor. Bu ve benzeri deneyimlerden hareketle başta kızamık olmak üzere pek çok hastalığın önlenmesinde etkin olan aşılama ile ilgili olarak Türkiye'de kararsız ya da karşı olanların arasında en çok duyulan iki söylemin şunlar olduğunu söylüyor;
"Aşıların içeriğinde domuz ürünlerinin bulunması" ve "gizli düşmanlarımız aşılar vasıtasıyla vücudumuza zararlı maddeler vererek neslimizi bozmak istiyorlar."
Karaayvaz bunun yanında aşı karşıtlığının nedenlerini şöyle sıralıyor:
- Anne sütü korur, temiz su, el yıkama, güzel beslenme yeterlidir düşüncesi
- Alternatif/geleneksel uygulamalar daha iyidir
- Çok sayıda antijen bağışıklık sistemine ağır gelir
- Doğal hastalık geçirmek bağışıklığı güçlendirir
- Aşıların içindeki maddeler otizm, dejeneratif hastalıklara neden olur.
Yan etki ve etki karşılaştırması
"Aşının yan etkisi o kadar az ki etkisiyle karşılaştırılamaz bile" diyen Karaayvaz, Türkiye'deki kararsız sayısının 2016'da 12 bine ulaştığını, 2017'de ise 23 bin olgunun bildirildiğinin altını çiziyor.
Hekimlerin aşılama hakkını en temel çocuk hakkı olarak görmeleri ve tereddütü olanları hemen eliştirmemek gerektiğini aktarıyor.
Kendi başarısının kurbanı mı?
"Aşılar kendi başarısının kurbanı mı oldu?" sorusunun da gündemde olduğunu belirten Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Nilay Etiler ise "Aşıya karşı çıkan aileler aslında kendi çocukluklarında aşılandılar ve onlar için hastalık görünmez oldu ve önemini kaybetti. Aileler hiçbir zaman aşıların engellediği hastalıklarla karşılaşmayacaklarını düşünüyorlar" diyor.
Neoliberal uygulamaların da aşı ve sağlık hizmetlerini sekteye uğrattığını belirtiyor Etiler:
"Devletin sağlık hizmetlerinden elini eteğini çekmesi ve yeni uygulamalar da bu noktaya getirdi. Devletin kürek çekmekten çok, dümen tututuğu bir durum söz konusu.
"Neoliberal dönemin etkisi insan karakteri üzerinde de etkili oldu. Biz bunu aşı karşıtlığında da görüyoruz. 'Madem belli bir aşılama oranı çocukları koruyor, o zaman benim çocuğum aşı olmasın başkalarının çocukları aşı olsun' söylemini çok duyar olduk. Ciddi ahlaki bir sorunu gösteriyor bu. Aşı karşıtlığının ahlaki bir sorun olduğunu düşünüyorum, medyanın da bu konuda sorumsuzluğu var ne yazık ki."
"Politik kararlılık görmek lazım"
Ebeveyn ve sağlık çalışanı ilişkisinin önemli olduğunu savunuyor Etiler ve Sağlık Ocağı döneminde bu ilişkinin iyi boyutta olduğunu anlatıyor:
"Ev ziyaretleri vardı, hasta doktor birbirini tanıyordu. O dönemin kültürünü almış ve o hizmetleri halen öyle yürüten Aile Sağlığı Merkezeleri vardır. Ama genel olarak bu sistemin yapısı iletişimsizliği doğurdu.
"Politik malzeme konusu haline geldi aşı maalesef. Sağlık Bakanlığı çok fazla irade göstermiyor. Sağlık hizmetlerinin ve hekimliğin itibarının tekrar tesis edilmesi gerekli. Ebeveynlerle etkili bir iletişim, bilgilendirme önemli. Hekimlerin de öğreten tutumundan vazgeçip, hastaya zaman ayırması gerekiyor.
"Politik bir kararlılık görmek lazım. Bakanlık 'aşı hizmeti önemlidir çocuklarınızı aşılatın' demeli." (AÖ)
Fotoğraf: Prof. Dr. Nilay Etiler, Dr. Ümit Şen ve Doç. Dr. Selda Karaayavaz.