Haberin İngilizcesi için tıklayın
Açılış çalışmaları sürdürülen Mersin-Yenişehir’deki “Kültürhane” adlı mekan, 23 Eylül 2017 Cumartesi günü açılıyor.
Mersin Üniversitesi’nde görevliyken “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza attıkları için görevlerine son verilen ve ardından Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden ihraç edilen Prof. Dr. Ayşegül Yılgör, Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ve Galip Deniz Altınay adlı üç akademisyen ile feminist- aktivist Nalan Turgutlu Bilgin “Kültürhane” fikri ile bir araya gelmiş.
Kurucu dört kişi, kendileri gibi imzacı olup görevlerinden atılan diğer 18 akademisyen arkadaşlarından bağışladığı kişisel kütüphanelerini “Kültürhane” adını verdikleri mekanda toplayarak, yararlanıcıların kullanımına sunmayı düşünmüş.
“Kültür” ile “hane”yi birleştirip her kesimden insanın kitap okurken, tez yazarken, ya da ders çalışırken çay-kahve de içebileceği bir mekan yaratmışlar.
Akademisyen arkadaşlarının dışında pek çok kitap bağışı gelmiş. Tasnif çalışmaları sürüyor, mevcut yer sıkıntısı oluşmuş hatta bu nedenle bir süreliğine bağış almayı durdurmuşlar.
Mekanın kültür ayağında yapmak istedikleri çok şey var: “Dayanışma akademisi” dersleri, değişik atölye çalışmaları, söyleşiler ve imza günleri.
Kültürhane, Mersin’in merkezi bir yerinde; Pozcu-Dikenli Yol’da. Mekana kolay erişilebilmesi, mekanın bölümlemesinin amaca uygun düşmesi, iç düzenlemenin ehil ellerle yapılması, engelli rampası dahil her tür detayın düşünülmesi, yapılması gereken her tür iş ve işlemin dayanışma yoluyla hayata geçmesi kıymetli.
“Kent bize sahip çıktı”
Prof. Dr. Ayşegül Yılgör, Doç. Dr. Ulaş Bayraktar ve Deniz Galip Altınay ile feminist- aktivist Nalan Turgutlu Bilgin ile açılış çalışmaları sürdürülen “Kültürhane”de bianet olarak görüştük.
“Mersin Üniversitesi sözleşme yenilememe yolu ile ilk ihraçların yapıldığı üniversite. “Bu Suça Ortak Olmayacağız’ metni, 2016-Ocak ayında kamuoyu ile paylaşıldı. Ardından da malumunuz, atıldık. “Mersin’de, üniversitede süreç çok erken başladığı için kendi içimizde dayanışma halindeydik. ‘Biz kendimize, birbirimize iyi geliriz’, dedik. “Kent bize sahip çıktı, kentliler bize sahip çıktı. Kentin, Mersin’in demokrat çevrelerinden destek gördük. Bizlerle dayanışmaları ve bunun halen devam ediyor olması çok kıymetli. “Mesela bir gün ‘hane’nin bahçesinde; ‘Şuraya engelliler için rampa yapsak’, diye konuştuk arkadaşlarla. Ertesi sabah bir arkadaşımız malzeme ve dört işçi göndermiş, yapılması için. Her işi bir arkadaşımız yüklendi; ayni ya da nakdi. Hiç bilmediğimiz konulara daldık. "İmece örneği"“Tam bir imece, dayanışma örneği burası. Bir müteahhit arkadaşımız sayesinde bilmediğimiz bir havuza atladık. Temel dayanak kütüphanemizdeki kitaplar kullanılsın, okunsun yani yaşasın istedik. Öğrenciler kolektif olarak katılsınlar, gerektiğinde tezlerine destek veririz, gerektiğinde öğrencilerden bizler de bir şeyler öğreniriz. “Kitap ve çay-kahve birbirinden ayrılamaz çoğu kez. Buraya gelen okurken, yazarken, dinlerken çayını, kahvesini de içsin istedik. Yani birlikte nefes alacağımız, nefes alırken kültürel sohbetler de yapabileceğimiz bir mekan olsun istedik. Daha mekanı açmamamıza karşın müthiş destek görüyoruz “Tezer Özlü’nün bir lafı vardır: ‘Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi’ diye. Bizleri akademiden uzaklaştırmakla, mekansal olarak sınırlar getirdiler bize. Ama yaptığımız işle olan ilişkimizi bir şekilde devam ettiriyoruz. “Hanemize gelen öğrenciye kahve getirirken yüksünmüyoruz. Üniversitede Asiye Ablamız vardı; çay ocağı görevlisi. Orada da ocağa gider, kahvemizi çayımızı alırdık. Odamızda öğrenci varsa ona da getirirdik çay-kahve. Kültürhane’de yaptığımız bu, aslında. "Mersin sohbetleri"“Kentin müşterek değerlerinin inşasında aidiyet, karşılaşma, haberleşme, örgütlenme boyutları önemli. Bu anlamda insanların doğduğu, yaşadığı mekanı tanımlayarak ona aidiyet geliştirmesi gerekir. “Mersin, genç ve çok hızlı büyüyen bir kent. Mersinlilerin buraya aidiyet besleyebilmesi için bu kentin tarihini bilmesi lazım. Mesela, kentli yediği tantuninin de tarihini bilmeli. İşte bu nedenle Mersin’e dair yazılmış kitapları toplamaya başladık, kitaplığımızın birine yerleştirdik onları. Mekanda, Mersin sohbetleri yapmak istiyoruz. Yerel basın arşivine de ev sahipliği yapmak istiyoruz. “Akademi dışında akademi ile kentin, Mersin’in ilişkisini kurmak istiyoruz. Medya bunun bir ayağı. Dayanışma Akademisi gibi farklı üniversitelerden arkadaşları buraya davet edelim, ders versinler istiyoruz. “Kültürhane kentle, kentlinin buluştuğu yer olsun. Akademik/popüler muhabbetler gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bazı değerleri su yüzüne çıkartmayı amaçlamak naif ve romantik bir düşünce gibi olsa da. Bu yeni kamusal alanımızı sanat, edebiyat ve bilimle zenginleştirerek sürdürülebilirliğini sağlamak istiyoruz.” |
Profesörden limonata
Mutfağında felsefe yüksek lisanslı bir arkadaşın çalıştığı, Profesör Ayşe Gül Hocanın yaptığı ar-ge çalışması sonucu ürettiği naneli limonatanın ikram edildiği, doktoralı Deniz Hocanın servis yaptığı, Doçent Ulaş Hocanın gereken her işi yaptığı, feminist Nalan arkadaşın kek-börek yapımı dahil her bir şeye koşuşturduğu Kültürhane’de her kitabın, her objenin, ve her kişinin bir hikayesi var.
Menüyü, bir yüzünde sundukları ürünler diğer yüzünde, o ürünlerle ilgili bilgiler, haberlerin yer alacağı “fanzin” şeklinde düşünmüşler.
Munzur suyu, Mento gazoz, Hopa'dan çay
Munzur suyu içebileceğiniz, sarı-kırmızı kola değil Adana’nın yerel gazozu Mento gazozunu yudumlayabileceğiniz ya da Hopa Kooperatifinin Hopa çayını, Zapatista kahveyi, Kadın Kadına Mülteci Mutfağının reçellerini, Özgür Kazova ürünlerini, Kader Kısmet Kadın Kolektifinin ürünleri ile Mersin’e dair hediyelik ürünlerini de satıldığı bu hane çok keyifli bir yer.
Akademisyenlerin isimleri masalarda
Mekanda ahde vefa üzerinize siniyor.
Örneğin: üniversiteden atılan tüm arkadaşlarının her birinin adını bahçedeki bistro masalara vermişler; adisyonlar Ali Ekber, Hakan, Bediz, Selim adına açılıyor. Bir süre önce vefat eden arkadaşları araştırma görevlisi Sevilay Kaygalar’ın adı bir kitaplığa verilmiş. Yurt dışında bulunan Bediz Bayraktar’ın sukulentleri özel raflarda sergileniyor. Mekanın adını taşıyan tabelanın tasarımında da arkadaşlarının adını zikretmişler.
Kültürhane bir kamusal alan. Kültürhane 23 Eylül’de açılıyor. Kültürhane Mersinlileri bekliyor. (BA/BK)