Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 12 Ocak'ta bir araçta öldürülen iki kişiden biri olan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticisi Cengiz Erdem'in avukatı Ali Kahraman, Cengiz Erdem'in iki kaşının ortasında bir kurşun izi olduğunu ancak otopsi raporunda ölüm sebebinin boynuna ve akciğerine isabet eden kurşunlar olduğu yazıldığını anlattı.
Mardin Valiliği, araçta öldürülen iki kişinin dur ihtarına uymadığını ve örgüt üyesi olduğunu açıklamıştı. Aynı gün aynı ilçede başka bir evde de iki kadın öldürülmüştü, Valilik bu iki kişinin de örgüt üyesi olduğunu söylemişti.
Arabada vurulmuş haldeykenki fotoğrafında Cengiz Erdem, şoför koltuğunda, yüz üstü, sağ tarafına düşmüş olarak görülüyor.
Savcılık ölüm sebebini sakladı mı?
Erdem’in amcasıyla beraber teşhisinde de bulunan avukatı Ali Kahraman, Cengiz Erdem’in iki kaşının ortasında bir kurşun izi olduğunu ancak otopsi raporunda ölüm sebebinin boynuna ve akciğerine isabet eden kurşunlar olduğu yazıldığını anlattı.
“Cengiz’i teşhis etmek için amcası ile baktığımızda iki kaşının arasına tek kurşun sıkıldığını gördük. Otopsi raporunu tarafımıza vermediler. Ölüm sebebini sorduk. Savcılık bize vücuda isabet eden altı kurşun olduğunu, bu kurşunlardan boyuna isabet eden kurşun ile akciğerine isabet eden kurşunun ölüm sebebi olduğunu izah ettiler.
“Alnına isabet eden kurşunu sorduğumda bana alnındaki izin kurşun izi olmadığını, düşme sonucu oluşan bir yara olduğunu söylediler. Ancak Cengiz düşmedi arabadaydı. Yine Cengiz’in cenazesini yıkayanlar Cengiz’in alnında kurşun izi olduğunu, kafasının arka kısmından kurşunun çıktığını ve buradan durmadan kan aktığını söylediler. Bu husus Cengiz’in henüz yaşarken alnına sıkılan tek kurşun ile öldürüldüğü şüphesi de uyandırıyor. Ancak otopsi raporu bizden gizlendiği için bu hususu inceleme imkânına sahip olamadım.”
Sabah gazetesindeki iddialar doğru mu?
Sabah gazetesinin haberde Cengiz Erdem'in olaydan iki saat önce “Yeğenim kayıp” bahanesiyle karakola gidip keşif yaptığı iddia edilmişti.
Kahraman, bu haberin gerçeği yansıtmadığını söyledi. Kahraman’ın Sabah gazetesinin iddialarıyla ilgili sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
Haberdeki iddialar için ne diyorsunuz?
Cengiz sivil bir yurttaştı ve infaz edildi. Mardin Savcılığı’nın olayla ilgili raporunda arabada silah bulunduğuna dair hiçbir şey yazmıyor. Bu haber, infaza kamuoyunda meşruiyet sağlamak için uydurulan bir haberdir.
Haberde Cengiz Erdem’in karakola keşif yapmak için gittiği iddia ediliyor. Olay gününde Cengiz Erdem karakola gitti mi?
Haberdeki gibi "Yeğenim kayıp" diye bir şey yok. Cengiz, 15 yaşındaki kardeşi Şahin'in ifadesi için karakola ve Adliye'ye gidiyor.
Ardından kardeşi polis nezaretinde Adliye’ye götürülüyor, Cengiz de Adliye’ye gidiyor. Cengiz, Adliye’de İnsan Hakları Derneği Mardin Şube Başkanı avukat Erdal Kuzu ile karşılaşıyor, bir süre sohbet ediyorlar, ona anlatıyor. Sonra Cengiz Adliye’den çıkıyor. 17:45 gibi de olay gerçekleşiyor. Bu haberin, Cengiz’in örgüt üyesi olmadığı ortaya çıkınca uydurulan bir şey olduğunu düşünüyorum ben.
Cengiz Erdem’in karakolda şüphe uyandırdığı için takip edildiği iddia ediliyor. Bu iddiaya ne diyorsunuz?
Buna inanmıyorum. Cengiz Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticisi ve oraya imza vermek için gidiyor; yani zaten tanıdıkları biridir.
Niçin imza veriyordu?
Cengiz 11 Aralık 2015’te Nusaybin’de gözaltına alınmıştı. 14 Aralık günü Adli Kontrol tedbiri ile serbest bırakıldı. 14 Aralık’ta serbest bırakıldıktan sonra evrakların düzenlemesi ve Cengiz’e haber verilmesi işleminin ayın 24’ünde bitmiş olması gerekir, en geç. Ve 24 Aralık’tan bu yana en az 4 kez gitmiştir imza vermeye.
Evde öldürülen iki kişiyle ilgili bir bilginiz var mı? Diğer üç kişinin kimlik bilgileri netleşti mi?
Cengiz’in yanında olan kişiyi amcasının oğlu teşhis etti. Mardin Savur nüfusuna kayıtlı Selahattin Arasan. Savcılık raporunda 20 Mayıs 1980 doğumlu olduğunu biliyoruz. Diğer iki kişi hakkında elimizde resmi bilgi yok ancak kadın olduklarını öğrendik.
Peki, iki olayın birbiriyle ilgisi hakkında bir bilginiz var mı?
Net bir bilgim yok ancak hemen hemen eş zamanlı olmuş. Yalnız Cengiz ve Selahattin Arasan’ın otopsileri bittiğinde diğer iki cenaze daha yeni morga getirilmişti.
Sabah gazetesinin haberiyle ilgili gazeteye dava açmayı düşünüyor musunuz?
Daha taziye devam ediyor. Taziyeden sonra aileyle konuşup takipçisi olacağız. Kızıltepe Savcılığı olayla ilgili soruşturma dosyasını açtığında davaya da müdahil olacağız ama şunu biliyoruz ki mağdurun muhalif, failin de devlet olduğu davalarda yargının politikası hep “cezasızlık” oldu. Cengiz’in infazıyla ilgili de bununla karşılaşacağımızı biliyoruz. Ama davayı uluslararası mahkemelere de taşıyacağız. En kötüsü, onları vicdanımızda mahkûm edeceğiz. (BA/NV)