"Hep söylüyoruz; medyanın bir başka dile ihtiyacı var. Davanın sonucu, bu gerçeği bir kez daha ortaya koydu. Hıncal Uluç'a verilen ceza; bir değil birçok nedenle önemli ve adeta bir geleceğe dönük bir 'işaret fişeği' değerinde."
Defne Devrimi sözcülerinden gazeteci Nilgün Uysal, Uluç'un Defne Joy Foster'ın ölümü üzerine Sabah Gazetesi'ndeki "Bu nasıl mahalle baskısıdır" başlıklı yazısı nedeniyle 20 bin TL tazminat ödemeye mahkûm olmasını bianet'e böyle yorumladı.
Tazminat cezasının, birçok açıdan önemli olduğunu belirten Uysal, hukukun, medyanın söylemini düzeltmesinde etkili bir rol oynayabileceğini vurguladı.
"Bundan böyle Uluç için de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmaması gerekir. Bir gazeteci olarak gerçek bir prestij kaybına uğradı. Ona yazı yazdıranlar ve program yaptıranlar iyi düşünüp tartmalılar."
"Gazetecilik dünyasının kurumları ve örgütlerinin harekete geçmesi gerek. Çünkü böyle bir durumu unutturmaya çalışırlarsa; onlar da Uluç'un kefesinde yerlerini almış demektir."
"Ayrıca, medyayı hoyrat erkek dilinden arındırmak için mücadeleyi ne kadar canlı tutsak azdır."
Foster'ın ölümünden sonra Twitter'da başlayan 'Defne Devrimi' kadın gazetecilerin önderliğinde bir imza kampanyasına dönüşmüştü. Defne Devrimi katılımcıları, "Başka bir medya hakkımız, bu hakkı birlikte alacağız!" sloganı altında birleşmişti.
Ne olmuştu?
Köşe yazarı Uluç, sunucu Foster'ın 2 Şubat 2011'deki ölümünden iki gün sonra, 4 Şubat 2011'de Sabah Gazetesi'nde yayımlanan "Bu nasıl mahalle baskısıdır" başlıklı yazısında, "Aldatılan bir koca ve unutulan bir bebek. Ama böyle bir insana öldü diye saygı duymamı kimse benden beklemesin. Defne'nin ölümü tipik bir su testisi suyolunda kırıldı olayıdır" demişti.
Bunun üzerine Foster ailesi, Uluç ile Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş. aleyhinde 100 bin TL'lik manevi tazminat davası açmıştı. Uluç ise avukatı aracılığıyla mahkemeye 15 sayfalık bir dilekçe sunmuş ve Foster ve ailesine hakaret etmediğini söylemişti.
Uluç, yazıyı basında çıkan haberler ve ve polisteki ifadelerden yola çıkarak, kişisel değerlendirmede bulunarak yazdığını belirtmiş, yazısının basın özgürlüğü ve eleştiri kapsamında değerlendirilmesini istemişti.
İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava sonuçlandı. Mahkeme Başkanı Nesrin Merih Göçer, Uluç'un, evli ve çocuklu olan Defne Joy Foster'ın, başka bir erkeğin evinde ölmesi nedeniyle ahlaki sorgulama yaptığına kanaat getirdi.
Göçer, ''Su testisi suyolunda kırılır'' diyen Uluç'un, Foster'ı zan altında bıraktığına ve özel hayatına müdahalede bulunduğuna ve Foster'ı aşağıladığına karar verdi, Uluç'u anne Hatice Foster'a ve eş İlker Yasin Solmaz'a 10 biner liralık manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. (IC)