2001'in son günlerinden biri, 28 Aralık Cuma. 2000 kişi Kudüs merkezinde toplandılar. Çoğu siyahlar içinde.
Siyahlı Kadınlar, kadın barış örgütü. Onlar, on yıldan fazla zamandır, her hafta Kudüs'ün merkezindeki Paris alanında toplanıyor, Batı Şeria ve Gazze'deki işgalin sona ermesi ve barış için gösteri yapıyorlar.
İçlerinden biri, siyahlar içinde bir eylemci, "başka seçeneğimiz yok" diyor. "Bu işgal hem İsrail, hem de Filistin toplumuna zarar veriyor."
"Biz, İsrailliler yaşadıklarımızdan çok kaygılanıyoruz. Tek bir çözüm var; halk olarak Filistinliler tüm haklarını almalı."
Konuşmadıkça insanlar ölüyor
Bu yılki gösteri, her zamankinden daha kalabalık. Bu kez, Avrupa'dan yüzlerce eylemci Paris alanında. Aralarında, Avrupa Parlamentosu üyelerinin de bulunduğu destekçiler, son 15 ayda, binden fazla insanın ölümüne yol açan Ortadoğu sorununa Avrupa Birliği'nin (AB) daha fazla müdahil olmasını talep ediyor.
İsrail Parlamentosu Knesset sözcüsü Naomi Khazan de, "son 15 ay" diye sözlerine başlıyor.
"Evet, son on beş ayda, konuşmadıkça insanların öldüğünü gördük. Evet, konuşmadıkça, birbirimizi öldürüyoruz."
Khazan, savaşın son bulması ve adil bir barış için mutlaka bir yol bulunması gerektiğini düşünüyor. Bu yolun ne olduğu da belli: İşgal son bulmalı. Çözüm, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail ile yan yana bir Filistin devletidir."
Khazan, hayatı boyunca barış için mücadele ettiğini söylüyor. Ne var ki; şimdi şiddetin son bulması için "çok daha fazla çaba" gerekiyor.
Ramallah'ta Barış "gösterisi"
Bir başka yürüyüş, Batı Şeria'daki Ramallah şehrinde. Bölgeden ve Avrupa'dan 300 kadar barış eylemcisi, Filistin liderinin karargahının birkaç yüz metre ötesinde duran İsrail tanklarına doğru yürümek istiyor.
Grubun lideri, tanınmış Filistinli sivil haklar savunucusu Dr. Moustafa Barghouti anlatıyor:
"Esas sorun işgaldir. Bir tıp doktoru olarak, eğer ciddi rahatsızlığı olan bir hastanız varsa, hastalığa yol açan nedenleri yok etmekle meşgul olursunuz, semptomlarla meşgul olamazsınız. Colin Powell işgalden söz ederek, doğru bir teşhis koydu ama hastayı tedavi edeceğine ona bir aspirin verdi. "
Barghouti'ye göre, 34 yıllık işgal son buluncaya kadar intifada sürecek. Barışçıl gösteri, silahlı eylemlerden daha iyi ve etkili elbette.
Göz yaşartıcı gazlar, ses bombaları
Gösteri, askerlerin göstericilere göz yaşartıcı gazlar sıktığı, ses bombaları fırlattığı İsrail kontrol noktasında sona eriyor.
İki tarafta da birbirleriyle diyaloğu sürdüren ılımlılar var. Bu diyalog, bugünlerde, pek çok Filistinli Aydın Kudüs'e geçemediği, İsraillilerin Filistin egemenliğindeki topraklarında seyahat etmelerine izin verilmediği için elektronik posta ve İnternet yoluyla sağlanıyor.
Tanınmış Filistinli sosyolog Salem Tamari, "tartışmaların etkisi varsa, diyalog iyi" diyor.
"En azıdan fikirsel olarak, gelişmelere salt milliyetçi bir şekilde yaklaşmamayı öğreniyoruz. Sivillere saldırıları protesto ettik. Böylece kendi sesimize sahip olduk."
Sola önemli rol
"İnsanların sadece ölü sonlar gördüğü bu topraklarda, Azınlığın sesi önemli olabiliyor. İsrail tarafında artan milliyetçilik ve Filistin tarafında yükselen aşırı İslamcılık çok tehlikeli. "
Sosyolog Tamari, Filistinlilerin çoğunluğunun İsrail devletinin varlığını kabul ettiğini, ama İsrail tarafında çoğunluğun bağımsız bir Filistin devleti fikrini kabul etmediğini düşünüyor.
"Filistinliler, İsraillilere bir vizyon sunmalı. Barışın bir bedel değil, iki halkın da yararına olacağı anlatılmalı."
Tamari, bu noktada "sol"a çok önemli rol ve sorumluluk düştüğünü savunuyor. "Uluslararası topluluk da bir çaba harcamalıdır. İsrail tek başına durumu değiştirecek yeteneğe sahip değil".
Tamari, Fransa ve Cezayir örneğiyle Güney Afrika'ya bakmayı öneriyor:
"Her sömürgeci ülke gibi İsrail de gelecekten korkuyor. Fransa, Cezayir üzerinde sömürgeci olmayı sürdüremedi. Çünkü, Cezayir Fransa topraklarından uzakta. Güney Afrika, tek başına ayrımcılığı durduramadı. İsrail'in Güney Afrika gibi, kendi ayrımcılığını yok etmek için dışarıdan yardıma ihtiyacı var. "(LR/NM)