Haberin İngilizcesi için tıklayın
Seçim sath-ı mailine girdik. Geri sayım handiyse başladı. Ben de yıllar sonra oy kullanma hakkı kazandığım için içten içe sevinedururken, sevincim göz göre göre kursağımda kaldı. Hiç değilse, şimdilik.
Hüküm onanınca 'seçme hakkı' gitti
Malumunuz, ben 6 yıl 7 aylık bir mapusluktan sonra 29 Kasım 2022'de tahliye edildim. Yargılandığım davada hüküm giymem ve bu hükmün de Yargıtay tarafından onanması hasebiyle 1 Ekim 2019'dan beri oy kullanma hakkına sahip değildim. Bu durum, taksirli suçlar hariç hükmü onanan ve cezaevinde bulunan her hükümlü için geçerli.
Yıllar sonra oy kullanma hakkı
Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) göre, işledikleri kasıtlı suç nedeniyle haklarında verilen mahkumiyet kararı kesinleşen ancak henüz ceza ve infaz kurumuna alınmayan, cezanın infazına başlanılmasından sonra koşullu olarak salıverilmelerine karşın hak ederek tahliye edilecekleri süre henüz dolmayanlar ile uzun süreli hapis cezaları erteli bulunanlar seçimlerde oy kullanabilecek.
Bu, beni de içeriyor. Koşullu salıverilme ile tahliye edildim, ancak hak ederek tahliye edilme sürem de henüz dolmadı. Yani, hükümlü olsam da cezaevinden çıktığım için seçme hakkına yasal olarak sahibim.
Vesayet engeli
Bilen bilir, bilmeyen için anımsatma notu düşelim: hüküm kesinleştiği zaman vasi ataması yapılır. Vasi ataması ile birlikte siz artık resmi işlemleri kendi başınıza yapamazsınız. Zira vesayet altındasınız.
Cezaevinden tahliye edildikten sonra vasilik kararının iptali için prosedür gereği Yüksekova Sulh Ceza Hâkimliği'ne avukatımla birlikte başvurduk. Hâkimliğin kalemine sırf meraktan sordum: "Ortalama kaç günde alınır bu karar, ne zaman kaldırılır?" "Genel olarak üç haftada sonuçlanır" dedi. Bir başka deyişle, 2023'e vasisiz girecektim. Elim ayağım dolaştı, ikinci bir "özgürlük" ile buluşacaktım.
Dışardayım ama kanıtlamam lazım!
Başvurumun üzerinden bir aydan fazla süre geçtikten sonra hakimliğe gittim, sordum. Prosedürü anlattı özel kalem: "Başvuru dilekçesi alındıktan sonra tahliye olduğunuz cezaevinden tahliye olduğunuza dair teyit yazısı alınır. Akabinde hakimlik onayı ile vasi kaldırılır."
"Sizinle konuştuğuma göre, tahliye edilmiş olmalıyım" diyecektim ki kafayı takarsa süreç enikonu uzar diye yutkundum. Meğer beni tahliye eden cezaevi de teyit etmiş tahliyemi, "dosyam hakime hanımın masasında"ymış.
Aynı tas aynı hamam
Hakime hanım bir göz atıp onay verecek ve ben vasiden kurtulacağım, hepsi bu. Ancak günler birbirini tesbih tanesi gibi kovalasa da pek kıymetli hakime hanım, ne hikmetse bir türlü olur vermedi, vermiyor. Ben gittim, avukatlar gitti: aynı tas aynı hamam.
Aman ha arada kaynamasın, işin bir başka boyutu var. Vasim yurtdışında ve gelip resmi işlemler için refakat edemiyor. Ben de buna benzer resmi işlemde bulunamıyorum.
Fiilen dışarıda, resmen içerdeyim!
En önemlisi de ikametgah değişikliği yapamıyorum. İkametgah adresim: Van Yüksel Güvenlikli Kapalı Cezaevi. Karnınızı gıdıklatabilir ama fiilen dışarıda, resmen içeride gibi absürt bir hal. Bu arada, "ikametgahım cezaevinde bulunuyor" diye iki kez polisler tarafından arandım. Yersem.
İlki birkaç hafta önce idi. Beni emniyetten aradıklarını söyleyen polis: "İkametgah adresin için aradık. Nerede yaşıyorsun? Değiştirmen gerek adresi." Ben de topu haklı olarak hakime hanımın sahasına attım.
Sağolsun polisler de pek alakadar
Ardından yine haftalar geçti ve bir önceki Perşembe babam aradı: "Polisler burada, köye gelmişler. Seni soruyorlar." Telefonu alıp polisin biri ile konuştum, dertleri ne imiş diye. "İkametgahınız köyde ama siz köyde değilsiniz. Bize adres bilgilerinizi verebilir misiniz? Size ulaşabilmemiz için. İkametgah adresinizi değiştirmeniz lazım" dedi. Yersem iki.
Mealen söylüyorum "hakime hanımı ziyaret etseydiniz ya. Köye kadar zahmet etmenize de gerek kalmazdı" gibi bir şeyler söyledim. Yalan olmasın, mota mot hatırlamıyorum. Kimileri de polislerin alakasını "Biz buaradayız" mesajı verme gayreti olarak yorumluyor. Pekala mümkün, biz de buradayız. Yazıyoruz naçizane.
Diyanet değil, bianet!
Sonracığıma, İstanbul'daki ev ve iş adresimi sordular. Polis "Nerede çalışıyorsun?" diye sordu. "Bianet'te" dedim. Adresi sordu. Netten kolayca bulabileceklerini söyledim. "Diyanet İşleri Genel Müdürlüğü yazsak çıkar mı?" Beni bir gülme tuttu, ama ciddiyetten imtina etmedim tabii. "Bianet, Bianet.." dedim.
Oy kullanmak için cezaevi yolu...
En nihayetinde, oy kullanma mevzusuna geri dönelim. Seçmen listeleri askıya çıkınca, YSK'nin sitesinden kontrol ettim. Cezaevinde görünüyorum.
Şimdi bir çıkmazın içine hapsoldum. Bir oya bile büyük paha biçilen bu seçimlerde oy kullanmak istiyorum. Velakin hakime hanımın "çalışkanlığı" yüzünden henüz ikametgah adresimi değiştiremedim.
Hakime hanım oy kullanmama izin verecek mi? Adresi değiştirebilecek miyim? Başka bir yolu yöntemi var mı bilemiyorum.
Yoksa oyumu kullanabilmem için cezaevine mi girmem gerekiyor?
(NT)