Guterres: "Türkiye ve Suriye halkları için ayağa kalkma ve cömertliklerine karşılık verme zamanı"

Fotoğraf: Halep'in El Aziziye mahallesinde kurtarma çalışmaları/© UNHCR/Hamid Maruf 

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Perşembe günü yaptığı açıklamada, ölümcül deprem felaketi bölgesinde yaşayan Türkiye ve Suriye halkları için ayağa kalkma ve onlara son yıllarda sergiledikleri "destek ve cömertlikle" karşılık verme zamanının geldiğini söyledi. 

Genel Sekreter Guterres daha önce BM mülteci örgütü UNHCR'nin başkanı olarak şimdi yerle bir olan bölgede bulunduğu yılları anımsayarak yaptığı çağrıda, "o dayanışma merkezinin, şimdi acıların merkez üssü olduğunu" söyledi.

"Kâbus üstüne kâbus" 

Depremin, Suriye'nin kuzeybatısındaki "insani krizin daha da kötüleştiği ve çatışmaların başlangıcında bu yana ihtiyaçların en yüksek seviyede olduğu bir dönemde meydana geldi[ğini]" anımsatan Genel Sekreter, "insanlar kâbus üstüne kâbusla yüz yüze" dedi. 

Genel Sekreter, BM'nin "zamanımızdaki en büyük doğal afetlerden biri"ne hızlıca yanıt vermek üzere elinden gelenin en iyisini yaptığını belirtti.

Suriye yardımı

Barınma gereçleri çok ihtiyaç duyulan öteki yardım malzemelerini taşıyan altı kamyondan oluşan ilk BM konvoyu Perşembe günü Bab el-Hava/Cilvegözü sınır kapısından kuzeybatı Suriye'ye geçti; diğer yardımların da yolda olmasına karşın Guiterres, "çok daha fazlasına, çok daha fazlasına ihtiyaç var" diye güvence verdi.

BM Genel Sekreteri, ne yazık ki dünyanın son raporlara göre 18 bini aşan ve artmaya devam eden ölü sayısının farkında olmadığını ve yıkımın tam boyutunun hala bilinmediğini söyledi.

Türkiye'nin, dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yaptığını ve Suriyeli komşularına karşı eşsiz bir cömertlik gösterdiğini belirten Guiterres, on yılı aşkın bir süredir ülkede 3,6 milyona yakın Suriyeli'nin yaşdığını da vurguladı ve ekledi: "Birçoğu şimdi depremin mağduru oldu."

Genel Sekreter, geçmişte UNHCR'ın başındayken gittiği Halep'te savaştan kaçan Iraklıları bağırlarına basan Suriyelilerle tanıştığını anımsattı.

New York'taki BM Genel Merkezi'nde gazetecilerle konuşan Guiterres, "Ziyaretlerimde, evlerini ve kalplerini açan insanların dayanışmasından derinden etkilenmiştim Şimdi o evler yıkıldı ve o kalpler kırıldı" dedi.

Temel öncelikler

BM yardım şefi Martin Griffiths'i felaketi tam olarak değerlendirmek için bu hafta sonu bölgeye gönderdiğini, ancak iki kapsayıcı öncelik olduğunu söyleyen Genel Sekreter António Guterres, medyayı Suriye ve Türkiye'deki durum üzerine bilgilendirdi. 

"En başta ulaşım. Yollar hasar görüyor. İnsanlar ölüyor. Şimdi etkilenen tüm bölgelere yardım ve personel almak için mümkün olan tüm yolları keşfetmenin zamanı geldi. İnsanları en başa koymalıyız. 

"İkincisi, kaynaklar. İnsani yardım – Suriye insani yardım fonu ve Suriye sınır ötesi fonu – acil bir destek enjeksiyonuna ihtiyaç duyuyor. Bunlar, BM'nin ve insani yardım ortaklarının ihtiyaç sahiplerine hızla karşılık vermesini sağlayacak en önemli seçenekler."

25 milyon dolar ayrıldı

Genel Sekreter şimdiden BM Merkezi Acil Durum Müdahale Fonu'ndan müdahaleyi hızlandırmak üzere 25 milyon doların serbest bırakıldığını ve önümüzdeki haftanın başlarında, Suriye'deki deprem mağdurlarına yönelik bağışçı desteği için bir Flaş Çağrı yapılacağını aktardı. 

BM ajanslarının - Suriye'deki uluslararası ve yerli STK'larla birlikte - önümüzdeki üç ay için ilk finansman gereksinimlerini değerlendirdiğini söyledi.

"Bu kaynaklar insani yardım topluluğunca barınma, sağlık, beslenme, su, arıtma, hijyen, eğitim, koruma ve psikososyal destek hizmetleri gibi kritik yardımlar için kullanılacak."

Genel Sekreter BM'nin "Türk hükümetinin depreme karşılık vermesi için elimizden gelen her şekilde desteklemeye hazır [olduğunu]" söyledi.

Suriye ve Türkiye için ayağa kalkma zamanı

Guiterres sözlerini bitiriken "Bu trajik felaket karşısında, uluslararası topluma, milyonlarca mülteciyi ve yerinden edilmiş insanı kabul eden, koruyan ve yardım eden Türkiye ve Suriye halklarına, aynı desteği ve cömertliği sunmaları için kuvvetle çağrıda bulunuyorum" dedi.

"Şimdi Türkiye ve Suriye halkı için ayağa kalkma zamanıdır." 

(AEK)