* Fotoğraf: Mezopotamya Ajansı (MA)
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
İsveç'te 22 Kasım'da gözaltına alınan Mahmut Tat, bugün (3 Aralık) gece saatlerinde Türkiye'ye sınır dışı edildi.
Anadolu Ajansı'nın (AA) haberine göre, "örgüt üyeliği" suçlamasıyla 6 yıl, 10 ay kesinleşmiş hapis cezası bulunan Mahmut Tat, İsveç polisi tarafından gözaltına alındıktan sonra uçakla Türkiye'ye gönderildi.
Hapis cezası sonrası 2015 yılında İsveç'e giderek iltica talebinde bulunan, fakat talebi reddedilen Tat, İsveç'te gözaltına alındıktan sonra Mölndal'da bulunan gözetim merkezine götürülmüştü. Buradaki işlemlerin ardından İsveçli yetkililer Tat'ı Türkiye'ye sınır dışı etti.
Mahmut Tat'ı taşıyan ve başkent Stockholm'den havalanan uçak, gece saatlerinde İstanbul Havalimanı'na indi.
Tat, İstanbul Havalimanı Emniyet Şube Müdürlüğündeki işlemleri tamamlandıktan sonra polis eşliğinde Gaziosmanpaşa Adliyesi'ne gönderildi. Tat, daha sonra "PKK üyeliği" iddiasıyla tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderildi.
Tat'tan saatlerce haber alınamamıştı
Gazete Duvar'dan Ahmet Tirej Kaya'nın haberine göre, Tat, 1 Aralık'ta yakınlarına haber verilmeden Arlanda Havalimanı yakınlarında yer alan Märsta'daki gözetim merkezine götürülmüştü.
Tat ile bir gün sonra gün boyu iletişim kurmaya çalışan yakınları kendisine ulaşamamış, avukat Abdullah Deveci de Tat'tan haber alamamıştı.
Akşam saatlerinde İsveç'te yaşayan oğlu Ozan Can Tat'a ulaşan Mahmut Tat, "Türkiye'ye iade edildiğini ve İstanbul Havalimanı'ndaki polis noktasında tutulduğunu" söyledi. Oğul Tat, babasının iyi olduğunu söylediğini ve çok kısa konuşabildiklerini belirtti.
Tat'ın sınır dışı edilmesinden önce konuyla ilgili konuşan avukat Deveci, iki yıl önce "Bu dosya politiktir, hukukla ilgisi yoktur" dediği için Tat'ın dosyasından alındığını, devletin atadığı avukatın sadece tutukluluk dosyasına baktığını söyleyerek özetle şu değerlendirmede bulunmuştu:
"Dosyaya bakması için ülkedeki çok sayıda avukatla görüştük ama hiçbir avukat bu dosyaya bakmaya yanaşmadı. İsveç altı ayda bu hale geldiyse bu İsveç halkı ve demokrasisi için korkunç bir şey.
"Bu nedenle dün gece dosyayı tekrar devralmaya karar verdim ve Mahmut'la iletişim kurmaya çalıştım ama kendisine ulaşamadım."
"İade ve sınır dışı farklı iki kavram"İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyeliğini kabul etmek için Türkiye ile imzaladığı ve "terör" suçlularının da iadesini talep eden memorandumu bianet'e değerlendiren İsveçli akademisyen Paul Levin, İsveç'te sınır dışı ve iade konusunda farklı prosedürler işlediğini söylemişti: "Bu noktada iade ve sınırı dışını birbirinden ayırmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu ikisi birbirinden farklı şekillerde ele alınıyor. "Söz konusu Türkiye'nin talep ettiği iadeler olduğunda ve ilgili kişiler iadeyi kabul etmediğinde, dava dosyası İsveç Yüksek Mahkemesi'ne gidiyor ve mahkeme bir karar veriyor. Şimdiye kadar çok az durumda insanlar iade edildi. Davaların çoğunda talepler reddedildi. "İsveç Yüksek Mahkemesi olumsuz bir karar aldığında İsveç hükümeti istese de söz konusu kişiyi iade etmeye karar veremez. "Sınır dışı ise başka bir mesele çünkü burada göç kurumu karar veriyor ve son yıllarda terör şüphelilerinin sınır dışı edildiğini gördük. En son, 2020 yılında PKK ile bağlantılı olduğu şüphesiyle bir kişi Türkiye'ye sınır dışı edilmişti. Terör şüphelileri için bile Türkiye'ye sınır dışı durumunu bir dizi sebepten ötürü bir kenara bırakmıyorum. "Bir sebep şu: Bunun geçmişte yapıldığını gördük. İkincisi, medyada 30'dan fazla şöyle vakaya rastadık: İsveç Güvenlik Servisi, İsveç'ten siyasi sığınma talep eden ya da vatandaşlık değil, sürekli veya geçici oturma izni olan ya da bu izne başvuran kişilerin PKK ile bağlantısı olduğunu tespit ediyor, bu kişilerin yaptıkları oturma veya sığınma talepleri göç kurumunca reddediliyor ve yasalar gereği Türkiye'ye iade edilmeleri gerekiyor. "İsveç Güvenlik Servisi'nin yaptığı bu tespitler bazı durumlarda 2 yıl kadar öncesinde dayanıyor. Yani, bunlar Türkiye'ye verilen tavizler değil. "Öte yandan, mevcut hükümet çok daha sıkı bir göç politikası güdüyor ve dürüst olmam gerekirse bunun göç kurumunun tespit ve kararlarını etkileyip etkilemeyeceğini bilmiyorum. Bunu ihtimal dışı bırakmıyorum." |
(SD/RT)