* Çizim: Ercan Altuntaş
HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu 20'si tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanî davasında, soruşturma süreci ve iddianame ile başlayan hukuksuzluklar, bir buçuk yıldır devam eden duruşmalarda da sürüyor.
Kobanî davası, 6-8 Ekim 2014'deki olaylardan 6 yıl sonra açıldı. Hukukçular ve siyasi gözlemciler, bu durumun bile başlı başına bu davanın siyasi birdava olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Ancak bununla sınırlı değil. Davadaki hukuksuz uygulamaları bianet okurları için derledik.
TIKLAYIN - HDP: Kobanî protestolarında aslında ne oldu?
İddianameden
Savcı Ahmet Altun'un hazırladığı 3 bin 530 sayfalık iddianamede, 108 kişi hakkında 29 ayrı iddiayla 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680'er yıl hapis cezası isteniyor.
HDP'li siyasetçiler sadece "azmettirmek" suçlamasıyla yargılanmıyor aynı zamanda 6-8 Ekim olaylarındaişlenen tüm suçların bizzat faili olarak gösteriliyor. İddianameye göre, yaşamını yitiren 37 kişiyi, 108 kişi birden öldürmüş!
Yargı tarihinde bir ilk olarak tüm sanıklara isnat edilen suçlamalar aynı:
"Öldürme (37), Öldürmeye teşebbüs (31), Yağma (24), Alıkoyma (38), Alıkoymaya Teşebbüs (2), Mala Zarar Verme (1750), Yakarak Mala Zarar Verme (397), Kamu Malına Zarar Verme (1060), Yakarak Kamu Malına Zarar Verme (503), İşyeri Dokunulmazlığını İhlal (53), Geceleyin İşyeri Dokunulmazlığını İhlal (294), Geceleyin Açıktan Hırsızlık (26), Açıktan Hırsızlık (20), Hırsızlık (114), Geceleyin Hırsızlık (272), Basit Yaralama (5), Silahla Basit Yaralama (43), Kamu Görevlisini Silahla Basit Yaralama (264), Kamu Görevlisini Kasten Basit Yaralama (7), Kemik Kırığı Oluşacak Şekilde Kasten Silahla Yaralama (1), Kamu Görevlisini Kemik Kırığı Oluşacak Şekilde Kasten Silahla Yaralama (1), Silahla Kasten Yaralama (78), Kamu Görevlisini Silahla Yaralama (51), İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali (3), İbadethanelere Zarar verme (4), Düşük Yapmaya Neden Olma (1), Bayrak Yakma (24), 5816 Sayılı Yasaya Muhalefet (25), Suç İşlemeye Tahrik Etme, Devletin Birliğini, Ülkenin Bütünlüğünü Bozma."
İddianamede tüm bu suçların nasıl işlendiği ise anlatılmıyor. Delil olarak sadece siyasetçilerin konuşmaları, katıldıkları etkinlikler, sosyal medya paylaşımları ile gizli ve açık tanık ifadeleri var.
İddianamede dikkat çeken diğer bazı hukuksuzluklar şöyle:
- HDP'nin, suçlamaya konu tweeti PYD'den gelen bir mail üzerine yani talimatla attığı ileri sürülüyor. Ancak HDP'nin tweeti atma saati 21.51. O dönem Türkiye hükümeti ile ilişkileri olan PYD'den gelen mailin saati ise 22:05. Toplu atılan mailde, Kobanî'de katliam tehdidi altında olan insanlar için yardım çağrısı yer alıyordu.
- 6-8 Ekim olaylarında Batman'dan Diyarbakır'a geçerken saldırıya uğrayan eski milletvekili ve TJA eski sözcüsü Ayla Akat Ata, olayların sorumlusu olarak davada yargılanıyor.
- Savcı Ahmet Altun, Figen Yüksekdağ ile Kamuran Yüksek'i karıştırmış. Figen Yüksekdağ'ın açıklaması diye Kamuran Yüksek'in konuşması iddianameye eklenmiş.
- Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Evrensel gazetesinin, bir kız çocuğunun sarı, kırmızı ve yeşil renklerde desenleri olan bir tülbenti tuttuğu görüntüleri içeren reklamını yayımladığı için TELE1'e para cezası vermişti. RTÜK üyesi Ali Ürküt'ün bu cezayı eleştiren sosyal medya paylaşımı delil olarak gösterildi.
- 6-8 Ekim olaylarında dükkânı zarar gören İmam Taşçıer, şikâyetçi olmuştu. Taşçıer, 24 Haziran 2015 seçimlerinde "olayların sorumlusu" olarak gösterilen HDP'den milletvekili seçildi.
- Ayhan Bilgen, Ocak 2017'de 6-8 Ekim olayları nedeniyle tutuklanmış ve 8 aylık tutukluluğun ardından Anayasa Mahkemesi kararıyla serbest bırakılmıştı. Bu davada bir süre tutuklu yargılandıktan sonra şimdi tutuksuz yargılanıyor.
- Alp Altınörs'ün kapatılan Özgür Gündem gazetesi ziyareti delil olarak gösteriliyor. Ancak, AYM, Özgür Gündem gazetesinin kapatılmasını düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı bulmuştu.
- Yargılama usullerine göre savcının lehte delilleri de toplaması gerekiyor. Ancak HDP'nin yaptığı sağduyu çağrıları ve çözüm görüşmeleri iddianamede yer almıyor.
- İddianamede eylemlerin gerekçesi olan IŞİD'ın katliamları da yok.
- Savcılığın talebi üzerine Gültan Kışanak hakkında bir bilgi notu hazırlayan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü, yazısında Kışanak'ın sıfatını "Diyarbakır HDP'sinin başkanı" olarak yazdı.
- Kobanî soruşturmasının genişletilmesinde Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün hazırladığı bir bilgi notunun etkili olduğu düşünülüyor. 26 Ekim 2018 tarihli belgede, özetle, "HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyeleri hakkında davalar olsa da, 6-8 Ekim 2014'de işlenen cinayet, cinayete teşebbüs, mala zarar verme gibi suçlardan herhangi bir dava olmadığının tespit edildiği" belirtiliyor. Bu kişiler hakkında bu suçlardan iddianame düzenlenmesi halinde HDP hakkında kapatma davası da açılabileceği ifade ediliyor. Belgeden savcı Ahmet Altun'un soruşturma dosyasındaki çalışma klasöründe unutması nedeniyle haberdar olundu.
- Dosyada unutulan bir diğer belge ise Selahattin Demirtaş'la ilgili. Demirtaş'ın mükerrer tutuklamadan önce tahliyesi için beklendiği sırada, tahliye edilmesi ihtimaline göre bir gözaltı kararı çıkarılmış. ".../09/2019 tarih 58604142-6755-(12512).2019/98 sayılı Yakalama/Gözaltı ve Arama-El Koyma ve İnceleme Karar" başlıklı belge, avukatlar tarafından soruşturma dosyasında bulundu. Ankara Sulh Ceza Hâkimliği'nin tutuklama kararı üzerine bu belgeye ihtiyaç olmasa da beş sayfalık belgenin ilk sayfası dosyada unutulmuş.
- Savcının dosyada unuttuğu tek belge bunlar değil. Soruşturmayı yürütürken Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma savcısı olan Altun, o mahkemede görülen bir FETÖ iddianamesini de bu dosyada unutmuş.
Mahkeme heyetinin açıklamaları
Davanın hemen her duruşması gergin ve tartışmalarla geçti. Yargılanan siyasetçilerin ve avukatlarının sık sık konuşmaları kesildi, mikrofonları kapatıldı. En çok sözü kesilen isim Sebahat Tuncel oldu.
Duruşmalarda zaman zaman ilginç diyaloglar da yaşandı. İşte o anlardan bazıları:
- Mahkeme heyetinin yargılanan siyasetçilere soruları bugüne kadar yapılan yargılama pratiklerinden farklı oldu. Mahkeme başkanı ve heyet üyelerinin, "Merakımdan soruyorum" diye başladığı soruların yanı sıra "Nasıl bir rejim istiyorsunuz?", "YPG'yi ne diye görüyorsunuz?", "Kürdistan neresi?", "Gaziantep'teki yürüyüş sonucu korkan Gönül Ekinci'nin çocuğunu düşürmesi hakkında bir bilginiz var mı? Çocuğu düşürtenleri tanıyor musunuz?" soruları tartışma yarattı.
- HDP'li siyasetçiler ile avukatların, AİHM kararlarını uygulamadığı için eleştirdikleri ve siyasi saiklerle hareket etmekle suçladıkları Bahtiyar Çolak, eleştirilere "Talimat aldığımızı ispatlarsanız istifa ederiz" diye yanıt verdi. Avukatların yanıtı ise "Sayın Başkan rüşvetin yazılı belgesi olur mu ki talimatın da yazılı belgesi olsun. Ama maddi olaylar nasıl talimat aldığınızı gösteriyor" oldu.
- Mahkeme başkanı Çolak, avukatlar ile yaşadığı bir tartışma sırasında "Belki önce bizi FETÖ'cüler yargılar, onlar sırada bekliyor. Sonra siz yargılarsınız" ifadelerini kullandı.
- Heyet başkanı Yıldıray Kaya, 17 Haziran 2021 tarihindeki duruşmada, heyet üyesiyken Günay Kubilay'a "Neredeyse birçok kurum, kamu kurumu, dernek bu gibi şeyler zarar görmüş. Yani burada çağrı yaparken muhatap kitle yani nasıl anladı da yani ama partilerde şunu görmedim zarar gören bilmiyorum belki eksiklik mi var. Misal Halkların Demokratik Partisine yönelik bir saldırı görmedim yani" sorusunu yöneltti.
- Duruşmalarda Kürtçe savunmalarda engeller yaşandı. Zaman zaman Kürtçe tercüman getirilmedi, bazen de tercümede sorunlar yaşandı. Kürtçe tercümede yaşanan sorunları anlatan avukatlara bir heyet üyesi, "Siz de müvekkillerinizi Türkçe savunma vermeye zorlayın" dedi.
- Mahkemenin bir kararı, dünya yargı tarihinde bir ilk olarak tarihe geçti. Mahkeme heyeti, IŞİD'lilerin yargılandığı Paris Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuk devam kararını, kendi ara kararında emsal olarak gösterdi.
- Heyetin Zeynep Ölbeci'nin tutuk devam kararındaki gerekçelerinden birisi de "bekâr olması" oldu. Bu gerekçe, gizli tanığın "kadro olanlar evlenmez" açıklamasına dayandırıldı.
- Heyetin en ilginç açıklamalarından birisi, duruşmayı izlemek için katılan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç'a "HDP Twitter hesabında siz de paylaşımlar yapıyormuşsunuz. Dosyada tanık olarak yer almak ister misiniz" sorusu oldu.
Tek kalemden çıkan gizli tanık ifadeleri
Duruşmalarda 8 gizli tanık, 7 itirafçı tanık ve onlarca açık tanık dinlendi. Öte yandan, siyasetçilerin daha önceki davalarının birleşmesiyle dosyaya eklenen onlarca tanık ifadesi bulunuyor.
Gizli tanık ifadeleri, Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın mükerrer tutuklanmasından sonra alındı. Gizli tanık Mahir, gizli tanık Ulaş ve tanık Kerem Gökalp'in ifadeleri, Aralık 2019-Mart 2020 tarihleri arasında Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Savcı Ahmet Altun tarafından alındı. Böylece, delillerin, tutuklama kararından sonra dosyaya eklendiği anlaşıldı.
"ABC123" isimli gizli tanığın ifadesi, duruşmanın olmadığı 09 Şubat 2022 tarihinde gizli bir oturumda alındı. Avukatlar, ifadenin nerede ve ne şekilde alındığını dahi öğrenemedi.
Tanık Sami Baran'ın ifadesi Aralık 2019'da Antalya Cumhuriyet Savcısı tarafından alınmıştı. Baran'ın ifadesinin Kobanî davasına nasıl eklendiği bilinmezken, Savcı Ahmet Altun, Ankara'da Sami Baran hakkında ayrı bir soruşturma yürütüyor. Dosyada gizlilik kararı bulunuyor.
Tutukluluğun devam kararlarının temel dayanaklarından birisi tanık ifadeleri. Ancak ifadelerde, tanıkların anlattıkları olayları nasıl öğrendiklerine dair bir bilgi yer almıyor.
Bazı gizli tanıkların ifadeleri yazım yanlışlarına kadar aynı. Farklı gizli tanıkların farklı kişiler hakkında da kelimesi kelimesine aynı cümleler kurması dikkat çekiyor. Örneğin, gizli tanık Atlas'ın Mesut Bağcık hakkında kurduğu cümlelerin aynısını Hermes, 5 ay sonra verdiği ifadede Ayla Akat Ata için kullanmış. Atlas'ın, 9 Mart 2021'de Yüksel Baran hakkında, 8 Ekim 2020'de ise Ercan Arslan hakkında verdiği beyanlar da birebir aynı.
Gizli tanıkların verdiği bazı bilgiler ise duruşmalarda çürütüldü. Gizli tanık Hermes, Mesut Bağcık için "2021'in sonuna kadar Batman'da görevliydi" demişti. Ancak Bağcık, o dönem cezaevindeydi. Bağcık, bu durumu "Bu konuda en büyük şahit mahkeme heyetidir. Ben o dönemde Ankara'da tutuklu bulunmuyor muydum?" diye anlattı.
Öte yandan, gizli tanıkların aynı konu hakkında verdikleri bilgilerin tümüyle farklı olduğu da görüldü. İddianamede HDP'nin, tweeti KCK'nin talimatıyla attığı ileri sürülüyor. Bu bilgi gizli tanıkların anlatımlarına dayandırılıyor. Ancak talimatın nasıl geldiği konusunda her bir gizli tanık farklı bilgiler verdi. Mahir, MYK toplantısına PKK/KCK temsilcisinin de katıldığını, Kerem Gökalp, Kamuran Yüksek üzerinden Selahattin Demirtaş'a talimat verildiğini, ABC123 ise bir hafıza kartı ile Diyarbakır il binasına talimat gönderildiğini iddia ediyor.
Aleyhte ifade veren açık tanıkların ifadeleri duyumlara dayalı. Tanık Gül Tanrıverdi, "Emine Ayna'yı Kandil'de görmedim ama Çözüm Sürecinde geldiğine dair söylentiler duydum" dedi.
Tanık Şemsettin Kalay, yaşamını yitirdiği için dosyadan çıkarıldı. Ancak daha önce verdiği ifade duruşmada okundu. Kalay, 9 Ekim 2014'te Muş Malazgirt Emniyetinde alınan ifadesinde polisler tarafından darp edildiğini belirtmiş.
Duruşmada dinlenen açık tanıkların büyük çoğunluğu ise HDP lehine ifadeler verdi. Emniyet'te alınan ifadelerin ise kendilerine ait olmadığı anlaşıldı. Açık tanıkların ifadelerinden bazı örnekler şöyle:
Nedime Tunç: "O dönemde IŞİD terörünü protesto etmek amaçlı eylemler vardı. Emniyetin bilgisi dahilinde basın açıklaması yapıldı. Sadece HDP değil, emek güçleri ve halk katıldı. Tutukluların hepsinin tahliyesini talep ediyorum. Hiçbiri bizi suça sevk etmedi."
Zuhat Özkan: "İsmini saydınız insanlarla alakam yoktur. Onların bir yönlendirmesi yoktur. Bir vatandaş olarak IŞİD'i protesto ettim, bugün de IŞİD'i protesto ediyorum." 2014'de "tehditlerle eyleme katıldığına" dair beyanının mahkeme başkanı tarafından okuması üzerine ise Özkan, "Onu polis kendisi yazdı, birçok kişide aynı ifadeler vardı" dedi. Heyetin, "'Babamı öldürdüler' demişsin" sözlerine üzerine de Özkan, "Babam 93'te öldürüldü, kimler öldürdü bilmiyorum" cevabını verdi.
Mehmet Sayılgan: "Beni bu mahkemeye neden çağırdınız? 1 Kasım'da gözaltına alındım, o eyleme katıldım ve bana 'nereden öğrendin' dediler. Ben de bir internet sayfasından öğrendiğimi söyledim. 6-8 Ekim için bir şey söylemedim, o eylemlere de katılmadım."
Menderes Öner: "Saydığınız isimlerin çoğu siyasetçiler. Benim bunların tamamını tanımam mümkün değil. Örneğin Ahmet Türk bölgemizin önde gelenlerinden bir şahsiyet. Altan Tan yine aynı şekilde milletvekilliği yapmış şahsiyetler. Bunları basından ve konumlarından dolayı tanırım."
N.K: "Selahattin Demirtaş için sanırsam buradayım. Bu davaya neden tanık oldum, müdahil oldum, bunu da bilmiyorum. Eski eşimle ilgili bir şeyler oldu sanırım. Ben hakkında bir ifade de vermedim. Sadece herkes gibi Selahattin Demirtaş'ı vekil olarak tanırım. Saydıklarınızı da vekil olarak bilirim. Eski eşimle de 12 yıl oldu ayrılalı. Eski eşim Nedim Taş'tır. Oğlum kaçırılınca, sadece karakola kayıp ilanı için gittim, orada da sorulan sorulara verdiğim cevaplardan ibaret önceki ifadem, bu davayla bir ilgisi yok."
Devlet kurumları şikâyetçi, zarar görenler değil
Davanın en çok tartışılan kısımlarından birisi müştekiler. İddianamede 2 bin 676 kişi ve kurum, müşteki sıfatıyla yer alıyor. Bu kurumlar arasında AKP, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, tüm bakanlıklar, bazı vergi dairleri, belediyeler, Et ve Süt Kurumu dahil devletin tüm kurumları bulunuyor.
AKP ve bakanlıkların avukatları, duruşmalara katılarak müdahillik talebinde bulunurken, provokasyonlarda yer aldığı iddia edilen HÜDAPAR da katılma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, bu talepleri henüz değerlendirmedi.
Olaylarla ilgisi olmayan kişilerin de müşteki olarak dosyaya eklendiği görülüyor. Bunlardan birisi Mustafa Böyük. Böyük, bal süzme makinesi için ödediği 846,45 TL'lik zararının giderilmesi talebiyle davaya katılmak istedi. Ancak Böyük'ün şikâyetçi olduğu Hasan Kaynak, Kobanî iddianamesinde yer almıyor.
Polisler dışında olaydan zarar gören ve iddianamede müşteki sıfatıyla yer alan yurttaşlar ise şikâyetçi olmuyor. Müşteki ifadeleri sırasında ilginç diyaloglar da yaşandı:
Cemal Yakışıklı: "Bu tam olarak hangi olaydı hatırlayamadım."
Uğur Gezer: "Daha önce şikâyetçi olmuştum ama o zamandan bu zamana kadar çok şey değişti. Şikâyetçi değilim."
Hazret Eğit: "İsmi okunan hiçbir siyasetçiyi tanımıyorum. Beni vuran onlar değildi. Günahlarına girmek istemem. Beni yaralayanlar sanıyorum ki düşmanlarımdı."
Bayram Güven önce şikâyetçi olduğunu söyledi, ancak Ayla Akat Ata'nın sorularının ardından pişmanlık duyduğunu ifade ederek şikâyetini geri çekti.
TIKLAYIN - Demirtaş neyle suçlandı, gerçekler neydi?
Dışarıda neler oldu?
- Anayasa Mahkemesi, Aysel Tuğluk ve Sebahat Tuncel'in 6-8 Ekim Kobanî olayları kapsamında ikinci kez tutuklanmasıyla ilgili bireysel başvuruyu esasa girmeden kabul edilemez buldu.
- Anayasa Mahkemesi, Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel'in uzun tutuklulukla ilgili ayrı ayrı yaptığı başvuruları reddetti, "Tutukluluk süresi makul" dedi.
- Anayasa Mahkemesi, 16 Temmuz 2022'de verdiği kararla, Figen Yüksekdağ'ın vekilliğinin düşürülmesini 'hak ihlali' olarak gördü. Yüksek mahkeme, Yüksekdağ'a 30 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
- Savcı Ahmet Altun, Nisan 2022'de ikinci bir Kobanî soruşturması başlattı. Gözaltına alınan 48 kişiden 18'i tutuklandı.
- Savcı Ahmet Altun, Haziran 2022'deki HSK kararnamesiyle terfi ettirilerek, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine atandı.
- Figen Yüksekdağ'ın "Yıkılacak Duvarlar" adlı şiir kitabı hakkında 8 Eylül 2022'de toplatma ve imha kararı alındı. Kitabı imha etmek için cezaevindeki HDP'li siyasetçilerin koğuşlarında arama yapıldı.
TIKLAYIN - Duruşmalara giden yol | 6/8 Ekim 2014 - 25 Nisan 2021
TIKLAYIN - Kobanî davası kronoloji (1-5. Blok Duruşmalar)
TIKLAYIN - Gerçeği ters yüz eden hukuk
TIKLAYIN - Kobanî davası kronoloji (6-9. Blok Duruşmalar)
TIKLAYIN - Avukat Özdoğan: Kararlar adliyede yazılmıyor
TIKLAYIN - Kobanî davası kronoloji (10-11. Blok Duruşmalar)
(DO/SD)