HDP, cezaevlerindeki sorunlar için Adalet Bakanlığı'na yürüdü

Fotoğraflar: HDP

Haberin Kürtçesi için tıklayın

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Grubu, cezaevlerindeki sorunlar ve tecritle ilgili TBMM’de açıklama yaparak Adalet Bakanlığı'na yürüdü.

Zaman zaman polis tarafından engellenen yürüyüşün ardından HDP, Adalet Bakanıyla görüşme talebinde bulundu. Bakanın şehir dışında olmasından dolayı telefon ile görüşüldü ve en yakın zamanda yüz yüze görüşüleceği belirtildi.

“Bakanlığın acil önlem almasını istiyoruz”

Yürüyüş öncesi TBMM’de açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, şunları söyledi:

“Hasta mahpuslar meselesi gerçekten vahim bir duruma ulaştı. Şu anda 604’ü ağır 1600 civarında hasta mahpus bulunuyor cezaevlerinde. 9 ay içinde 2022 yılında 62 mahpus hayatını kaybetti.

“Bir diğer ciddi sorun, infaz yakma durumu. Ceza kurulları onlarca yıl hapis yatmış kişilerin infazlarını yakıyor ve dışarı çıkmalarını engelleniyor. Şimdiye kadar 120 mahpusun infazı yakılmış durumda. Adalet Bakanlığı'nın acil önlem almasını istiyoruz.

“Elbette İmralı’da bulunanlara uzun süredir mutlak tecrit sürüyor. Bu tecrit hem Türkiye’nin imzaladığı uluslararası anlaşmalara aykırı hem de insanlık dışı bir uygulamadır.”

“Sözleşmelerin gereğini yerine getirin”

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile telefonla yapılan görüşmenin ardından da HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, basına açıklama yaptı:

“Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, işkence, tecrit, sürgün ve daha birçok hak ihlali artık Türkiye’nin her tarafından çığlıklar yükseltir bir hale geldi. Hakikaten biz HDP olarak bütün meclis grubumuza, her birimize ayrı ayrı günde onlarca, yüzlerce şikayet başvurusu geliyor.

“Bizzat yaptığımız ziyaretlerde, avukatların yaptığı görüşmelerde, hak örgütlerinin, hukuk kurumlarının, baroların hapishanelerde yaptığı araştırmalarda Türkiye tarihinin en ağır tablosunun dolduğunu, üzülerek paylaşmak istiyoruz.

“CPT’den AİHM’e, Ombudsman'dan Meclis Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı ve BM’ye kadar bütün ulusal ve uluslararası mercilere başvurularımızın bir dayanağı var. İmza attığınız sözleşmelerin gereğini yerine getirin. İmza atmışsınız BM statüsüne, AİHS’ye, işkenceyi önleme komitesinin tarafısınız ama Türkiye’de işkence ve tecrit var.

“İnfaz yakmalar 30 yıldır cezaevinde tutulan insanlara pişmanlık dayatılıyor. ‘Pişman olun yoksa sizin infazınızı devam ettireceğiz’ diyorlar. Dün aldığımız bir başvuruda İzzettin Sevilgen Giresun’da 30 yıldır cezaevinde 6 ay infazı uzatılmış. Bunun gibi yüzlerce insan var. Bu artık bir cezaya dönüştü. Cezaevi idare kurulları yeni mahkemeler oldular, onların bu yetkisi yoktur.

“Hasta mahpuslar sadece aileleri ile vedalaşmak için özgürlük talep ediyorlar. Başvurusunu yaptığımız her hasta mahpusun cenazesini almaktan isyan halindeyiz. Aylarca, yıllarca uğraştığımız hasta tutukluların cenazeleri ailelerine veriliyor. Neden? İnsan kaçıran, tecavüzcüler, cinayet işleyenler ve mafya infaz yasası ile serbest bırakıldı. Tutuklu anneler bebekleriyle, hasta yaşlılar, 84 yaşında kadınlar siyasi sebeplerle içeride tutuluyor. İşte bu çığlığın sesiyiz biz. Bu sessiz bir çığlık değil. HDP bütün haksızlıkların karşısında sesini yükseltenlerin sesi olmaya devam edecek.” (AS)