Fotoğraf: 6 Temmuz'da Konya'da kardiyolog Kararkaya'nın öldürülmesini protsto eden hekimler
Makale ve mecrası hakkında "Turkish doctors emigrate amid low pay and rising violence" başlığıyla İngiltere'de yayınlanan haftalık hakemli dergi The Lancet'in 13 Ağutos tarihli sayısında yer alan makale Kaya Genç imzasını taşıyor. Makaleyi internet baskısından çevirerek yayınlıyoruz. The Lancet, 202,731 Etki Faktörü ve 115,3 Scopus Alıntı Skoru'yla klinik, halk sağlığı ve küresel sağlık alanlarında dünyanın en güvenilir bilgi kaynağı olarak tanınıyor. Türkçe karşılığı "Neşter" olan haftalık hakemli dergi 1837'den bu yana İngiltere'de yayınlanıyor. Londra'nın yanı sıra, Beycin ve NewYork'ta da editoryal büroları var. |
2012 yılının tamamında yalnızca 59 hekim Türk Tabipleri Birliği'ne başvurarak yurt dışında uygulama yapmalarına olanak sağlayan iyi hal belgesi almıştı. Bu yıl Ağustos ayı itibariyle, bin 402 hekim ülkeyi terk etti. 2022 sonuna kadar yaklaşık 3 bin hekimin iyi hal belgesi almış olması bekleniyor ve bu da 2012'yle karşılaştırıldığında Türkiye'den ayrılan hekim sayısında 50 kat artış anlamına geliyor.
Düşen ücretler
The Lancet, Ağutos 2022 kapağı |
Türk Tabipleri Birliği'nin halk sağlığı uzmanları ve yorumcularına göre bu olguya yol açan Türkiye'deki ekonomik çöküntü ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet vakalarındaki artış. Türk lirası geçtiğimiz yıl dolar karşısında neredeyse yarı yarıya değer kaybetti. Ağustos 2022'de, bir kamu kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre, enflasyon yirmi yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 79,6'ya ulaştı; ancak bir Türk sivil toplum kuruluşu olan Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) göreyse bu rakam yüzde 176'ydı.
27 Temmuz 2022'de bir grup aile hekimi Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup gönderdi. "Türkiye'nin 84 milyon vatandaşıyla yakın çalışan 55.000 aile hekimi olarak, Sağlık Bakanlığı'ndan sorunlarımızı çözme kararlılığı görmedik" diye yazıyorlardı. "Bırakın temel harcamaları, aile sağlığı merkezlerimizin kiralarını bile karşılayamıyoruz. Aile hekimleri bugün yoksulluk, hatta açlık çizgisinde duruyor." Protesto olarak, geçtiğimiz yıl içinde beş kez greve gittiler ve "aile sağlığı merkezlerinin, kira ödeyemememizden dolayı kapanmanın eşiğinde olduğu" uyarısında bulundular. Erdoğan buna cevaben şunları söyledi: "Bir Türk doktorun asgari ücretini sordum. 8 bin ila 9 bin TL (364-410 pound) arasında olduğunu söylediler. En çok 25 ila 30 bin TL (1140–1368 pound). Burada açıkça konuşuyorum: Eğer ayrılmak istiyorlarsa, bırakın gitsinler. Onların yerine yeni mezun öğrencileri istihdam edeceğiz."
Bu yaklaşmının sorunlu olduğunu söyleyen Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Halk Sağlığı Bilimcisi Kayıhan Pala Lancet'e "Teknolojik gelişmelere rağmen, tıp usta-çırak ilişkilerine dayanan insancıl bir alandır" dedi. "20 yıllık tecrübe ve bilgi birikimine sahip bir hekimi, yeni başlayan genç bir hekimle karşılaştırırsanız, bu kabul edilemez ve Türkiye'deki tıbbın kalitesini düşürür."
Artan şiddet
Bir diğer önemli etmen şiddet. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları artıyor. 6 Temmuz 2022'de bir hastanın yakını, anjiyoplasti ameliyatı sırasında annesinin ölümüne neden olmakla suçladığı kardiyolog Ekrem Karakaya'yı ofisinde vurarak öldürdü. Buna cevaben, Türk Tabipleri Birliği 7-8 Temmuz 2022'de iki günlük grev ilan etti. Sağlık çalışanlarınca güvenlik personelini olagelmekte olan veya olmuş şiddet vakalarına ilişkin olarak bilgilendirmekte kullanılan Beyaz Kod sistemi, doktorlar için bir gerekliliğe dönüştü. Cumhuriyet Halk Partisi'nce derlenen bir rapora göre, 2020 yılında 11 bin 942 sağlık çalışanı şiddete uğradıktan sonra yardım istedi 2021'de aynı talepte bulunanların sayısı 29 bin 826'ydı.
Sağlık Bakanlığı'nın yıllık faaliyet raporları, 2012'de devreye girmesinden bu yana Beyaz Kod'u kullanan toplam sağlık çalışanı sayısında çarpıcı bir artış olduğunu gösteriyor: 2017'de 7 bin 751 olan Beyaz Kod kullanan sağlık çalışanı sayısı 2019'da 46 bin 274'e ve 2020'de 72 bin 158'e çıktı. 2020 yılında savcılarca bu olayların 7 bini soruşturuldu. Bu gibi durumlarda, sağlık çalışanlarının sadece yüzde 10'u Sağlık Bakanlığı'ndan yasal yardım alabildi.
"Asıl mesele ekonomik sıkıntı"
Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri immünolog Vedat Bulut. "Beyaz Kod'a günde yaklaşık beş fiziksel şiddet olayı bildiriliyor" diyor. "Sözlü şiddet vakaları bunun altı katı: Her gün yaklaşık 30. Bu rakamlar sadece resmi şikayetleri yansıtıyor; bildirilmemiş vaka sayısı çok daha fazla. Şiddet bir faktör olsa da, Bulut'a göre asıl mesele ekonomik sıkıntı. "Türkiye'de sağlık çalışanlarının emeği ucuz işgücü olarak görülüyor. Satın alma gücü açısından, hekim ücreti 2003'tekinin üçte biri."
Örneğin, İstanbul'un mütevazı bir semti olan Ümraniye'de tipik bir dairenin kirası 8 bin TL (366 pound) civarındadır ve bu da işe yeni başlamış bir doktorun aylık ücretini aşıyor. Bulut, "Bu nedenle, 30 yaşındaki doktorların kiraladıkları daireleri iki veya üç meslektaşıyla paylaşmaları gerekiyor" diyor. "Doktorlar, 'Büyük bir şehirde yapamıyorsam ve küçük bir kasabada çalışmak da istemiyorsam, neden yurtdışında çalışmayı denemeyeyim?' diye düşünüyor."
Uzmanlar ve akademisyenlerin ayrılması kaygı doğuruyor
Türk Tabipleri Birliği, Türkiye'den ayrılan hekimlerle ilgili çalışmasında, ülkeyi terk eden tıp akademisyenlerinin ve uzman hekimlerin sayısındaki artışlara işaret ederek cerrahi, dahiliye, çocuk sağlığı, anestezi, radyoloji ve oftalmolojide olası hekim sıkıntısı konusunda uyardı. Bulut, "Özellikle anestezi, acil bakım, kulak burun boğaz ve jinekoloji alanlarında Türkiye'den ayrılmaya büyük eğilim var" dedi. "Şubat ayından itibaren gözlemlediğimiz bir diğer şey de tıp akademisyenlerinin ülkeyi terk etmesi. Doçentlik veya profesörlük yapan çok sayıda kişi ayrılma taleplerini gönderdi." Bulut, bu gelişmelerin Türkiye'de nitelikli insani sermaye ve uzmanlık alanlarında açığa neden olacağını söyledi. Bulut sözlerini "Bildiğiniz gibi Türkiye'nin COVID-19 ile mücadelesinde anestezi ve yoğun bakım çok önemliydi ancak, daha geçen ay 16 anestezi uzmanı ayrıldı." diyerek sürdürdü.
"Sistem çalışanları yorgunluk ve tükenmişliğe açık kılıyor"
Detroit, MI'deki Wayne State Üniversitesi'nde İç Hastalıkları Asistanı olan Saliha Erdem, 2019 yılında ABD'ye taşınmış. "Türkiye'de büyürken, farklı bir ülkeye gitme fikrim hiç olmadı" diyor The Lancet'e. "Ülkemi ve arkadaşlarımı terk etmek benim için kesinlikle hayatımı değiştiren bir karardı ve kolay bir karar değildi. Buraya gelmek için nihai bir karar vermem yaklaşık 2 yılımı aldı".
Erdem , Ankara'daki Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Türkiye'nin doğusundaki bir üçüncü basamak hastanesinde pratisyen hekim olarak çalışmıştı. Erdem, bir yandan Türk sağlık sisteminin ne kadar erişilebilir ve ucuz olduğuna hayranlığını anlatırken, "istismara o kadar açık olması"ndansa hoşlanmadığını söylüyor. "Örneğin Türkiye'de acil servise gelen bir hastayı, acil durum olsun ya da olmasın, yasal olarak geri çeviremezsiniz. Bu, vaka hacmini büyük ölçüde artırıyor ve hekimlere uygun muayene ve açıklama için yeterli zaman vermiyor." Erdem, Türkiye'deki sağlık sisteminin "sağlık çalışanlarını yorgunluk ve tükenmişliğe çok daha açık hale getirdiğini" de sözlerine ekledi.
"Sürecin asıl etkisi gelecek on yıl içinde görülecek"
Pala, yurt dışına gidişlerin boyutunun sağlık sistemini hemen etkilemeyebileceğini söylüyor. "180 bini aşkın hekim arasından Türkiye'den ayrılan 2 bin hekim, bu noktada büyük bir hizmet açığı yaratma potansiyeli oluşturmaz." Ancak Pala, AB ülkelerinin Türkiye'nin iyi eğitimli doktorlarını istihdam etmedeki istekliliğine işaret ediyor. "Yurtdışındaki bu hareket önümüzdeki 10 yıl boyunca devam ederse sistem ciddi zorluklarla karşı karşıya kalacak" diyor. Yurt dışına çıkışlar şu anda birinci basamak sağlık hizmetlerini etkilemeyecek olsa da, Pala, "Türkiye'nin sağlık personelini planlama konusunda daha büyük bir sorunu var. Kişi başına AB'deki ortalamadan daha fazla beyin cerrahı var. Psikiyatri gibi bazı alanlardaysa, tersine sayı yetersiz (Avrupa'da 15,5 karşılık Türkiye'de 2,5) ve meslek hastalıkları gibi alanlarda neredeyse yok denecek kadar (Avrupa'da 5'e karşılık Türkiye'de 0,007) Hekim miktarının nüfusa ve sağlık gereksinimlerine göre planlanması sorunu, doktorların yurt dışına gönderilmesi kadar önemlidir."
Pala geçtiğimiz günlerde Bursa Uludağ Üniversitesi'ndeki altıncı sınıf öğrencileriyle yaptıkları anketin bulgularını anlatıyor: "[Öğrencilerin] yarısı yurtdışında çalışmak istediklerini söyledi. Üçte birinden fazlası Almanca dil kurslarına başvurdu. Öğrencilerim arasında en çok gidilecek yerler Almanya, İngiltere ve ABD."
Cerrahide uzman ve hoca bulunamıyor
Türk hükümet yetkilileri , eleştirileri Türkiye'de her yıl yaklaşık 16 bin mezun veren 126 tıp fakültesine işaret ederek yanıtlıyor. Ancak, mezunların uzmanlık alanlarını seçmek için girdikleri 2022 Tıpta Yeterlik Sınavı'ndan sonra, 12 bin 294 pozisyondan bin 859'u doldurulmadan kalmıştı. Ankara Tabip Odası'na göre, 279 beyin cerrahisi görevinden 127'si de içinde olmak üzere doldurulmamış pozisyonların çoğu, cerrahi bölümlerindeydi.
Bulut, "Beyin cerrahisi gibi alanlarda, hocalık yapmaya istekli doktor bulmak zorlaşıyor" dedi. "10 yıl içinde, mevcut personel emekli olduğunda veya öldüğünde, bir hizmet açığı doğacak. Birçok insan sorunlar yaşayacak ve nicelik sunan ama kalitesi düşük bir sağlık hizmetiyle yüz yüze kalacaktır."
Ancak hekimler geleceğe güvenle bakabilirse
ve hükümet bu güveni verebilirse....
Bulut, sürgündeki doktorlarda yeniden aidiyet duygusu yaratmak için yüzde 200 ücret artışı öneriyor. "Türkiye'den sürgüne giden hekim sayısı, ancak Türkiye'nin eğitimli insanları geleceğe güvenle bakabilir ve hükümet politikaları bu güveni sağlayabilirse azalacak" diyor.
ABD'de çalışan Dr. Erdem, "Türkiye'de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet haberlerini her gördüğümde veya duyduğumda, bu beni derinden üzüyor ve burada kalma kararımı pekiştiriyor." diyor. "Kendime Türkiye'nin ne yazık ki artık hekimler için güvenli bir yer olmadığını söylüyorum."
Erdem "Süreci beyin göçü olarak adlandırmayı sevmiyorum. Her insanın başka bir yerde tıp uygulamak için farklı bir nedeni ve hikayesi vardır... " diyor. "Ülkenizi, arkadaşlarınızı ve aile üyelerinizi geride bırakmak asla kolay bir karar değildir ve sadece sağlığın sorunlarıyla bağlantılı olmamalıdır. Bununla birlikte, bir ülkede, doktorlar yalnızca sağlık sistemindeki sorunlar nedeniyle ülkeyi terk etmeye başlıyorsa, bu çok kaygı vericidir ve yetkilileri derhal uygun önlemleri almaya yöneltmesi gerekir."
(AEK)