*Saldırı sonrası Türkiye'nin Bağdat Büyükelçiliği önündeki protestolardan. (Foto: Sosyal Medya)
"Türkiye, Irak ve Kürtler turist katliamından nüfuz elde etme araşıyışında."
Gazeteci Amberin Zaman, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne (IKBY) bağlı Zaxo'da dokuz sivilin öldürüldüğü saldırıya ilişkin Al-Monitor için kaleme aldığı yazısını bu başlıkla okurlarına sundu.
Zaxo'nun turistik bölgelerinden Perex köyüne yönelik saldırının üzerinden bir haftadan uzun bir zaman geçti. Bu süre içinde çok şey yazılıp çizilse de tarafların görüşlerinde kayda değer bir değişiklik olmadı: Irak, saldırıdan Türkiye'yi, Türkiye PKK'yi, PKK ise Türkiye'yi sorumlu tuttu.
Bu süre zarfında - Arap Birliği hariç - Birleşmiş Milletler (BM) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi bazı uluslararası örgüt ve ülkelerin kınama mesajlarında saldırının failine ilişkin bir ifadeye rastlanmadı.
Türkiye ise bu sırada saldırının sorumluluğunu reddetmeye, saldırıyı Türkiye'nin gerçekleştirdiğine ilişkin kanıt talep etmeye devam etti.
Hâl böyle olunca, uluslararası basında da Zaxo saldırısını "kimin yapmış olabileceğini" özellikle Türkiye, Irak ve bölgedeki Kürt aktörler arasındaki ilişkiler bağlamında irdeleyen değerlendirme ve yazılar yer aldı.
Uluslararası basının Zaxo saldırısını nasıl değerlendirdiğini, hangi konu ve görüşlerin öne çıktığını sizler için derlemeye çalıştık.
TIKLAYIN - IKBY medyasında Zaxo saldırısı
Kanıtlar, Türkiye'nin obüslerine mi işaret ediyor?
Uluslararası basında Zaxo saldırısını en kapsamlı biçimde ele almaya çalışan yazılardan biri, 22 Temmuz'da Middle East Eye'da (MEE) Suada al-Salhy, Levent Kemal ve Ragıp Soylu imzasıyla yayınlandı.
"Irak kaynakları bir Türkiye obüsünün Zaxo'yu vurduğunu söylüyor; Ankara soruyor: Kanıt nerede" başlığıyla yayınlanan makalede ilk olarak "Ankara'nın suçu Türkiye ordusuna yıkanlara tek bir soru sorduğu" vurgulandı ve "Kanıt nerede?" sorusunun peşinden gidildi.
Gazeteciler, ilk önce Irak hükümetinin iddialarına yer verdi.
"Bu tür durumlarda pek sık rastlanmadık bir şekilde top veya [mühimmat] kalıntısı ya da patlamanın yaşandığı yeri gösteren bir görsel yayınlanmadı" bilgisini paylaşan gazeteciler, MEE'ye konuşan "üst düzey Iraklı bir yetkilinin" olay yerinden "155 milimetrelik top mermilerinin toplandığını" söylediğini aktardı: "Bu ise saldırıda bir Türk obüsünün kullanıldığını gösteriyordu."
Yetkili, MEE ile şu değerlendirmeleri paylaştı:
"Saldırı, Türkiye topraklarından yapıldı. Saldırıya sebep olan, 155 milimetrelik top mermileriydi. Söz konusu mesire yeri (Perex), Türkiye sınırına 10 kilometre mesafede ve saldırı, Türkiye topraklarında konuşlandırılmış bir Türk topçu kuvveti tarafından gerçekleştirildi.
"Irak'ın içinde faaliyet gösteren hiçbir silahlı grupta o tür bir top bulunmuyor. Bu, Türk ordusunun cephanesinin temel bir parçası'."
T-155 Panter obüsünün ilk defa 1990'lı yıllarda geliştirildiğini hatırlatan Iraklı yetkili, "yeni bir modelin geliştirilmekte olduğunu" söyledi ve "bir saha testi sırasında yanlış ateşleme olmuş olabileceğini" kaydetti.
Middle East Eye, Türkiye Savunma Bakanlığı'nın böyle bir "yanlış ateşleme" iddiasını reddettiğini yazdı.
"Neden patlama bölgesinden görüntü yok?"
Yazılarında Türkiye'nin savlarını da hatırlatan al-Salhy, Kemal ve Soylu, kendilerine konuşan Türkiyeli bir kaynağın "olay yerini incelemek ve Türk cephanesinin kullanılıp kullanılmadığına karar vermek için kapsamlı bir soruşturma yürütülmesi" çağrısına yer verdi:
"Türk ordusunun silahları ve mühimmat türleri uzmanlarca iyi bilinir; yani, bu kolaylıkla ortaya çıkarılabilir. Türk ordusu ayrıca bu bölgede top ya da havan mermisi kullanmıyor. Bunları, PKK militanlarının bulunduğu daha doğudaki bölgelerde kullanıyor."
Middle East Eye, bu noktada şu hatırlatmada bulundu: "Söylendiğine bakılırsa, Türkiye salı günü Zaxo'nun 5 kilometre kuzeybatısındaki Bersafi mülteci kampına hava saldırısı ve yaklaşık 40 kilometre kuzeydoğusunda bulunan Haftanin'e bir helikopter saldırısı düzenlemişti."
Gazetecilere konuşan başka bir Türkiyeli güvenlik kaynağı ise "patlama bölgelerinden görüntü bulunmaması gerçekte ne olduğunu tam anlamıyla tahlil etmeyi herkes için daha da zorlaştırıyor" dedi:
"Herhangi bir top ateşi, bölgede büyük bir krater açardı ya da en azından gerçekte neyin yere düştüğünü anlamak için temas noktasını görürdük.
"Sadece duman ve yaralı insanları gösteren bir görüntü var; o da yardımcı olmuyor. Ayrıca, insanlar gibi hareket eden nesneleri vurmak için top ateşi kullanmak askeri açıdan pek anlamlı değil."
KDP-PKK gerilimi
Uluslararası basında Zaxo saldırısını konu alan haber ve makalelerde ayrıca bölgedeki Kürt aktörlerin birbirleri arasındaki gerilim ve Irak'taki mevcut siyasi istikrarsızlık konularına da değinildi.
Örneğin, France 24 haber sitesinin AFP haber ajansından aktardığı analizdeki "Kürtler arası gerilimler mi?" alt başlığı altında, IKBY'nin Mesud Barzani başkanlığındaki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) iktidarı ile Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasındaki "gerilimler" hatırlatıldı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'nden Şivan Fazıl, AFP'ye verdiği demeçte durumu kısaca şöyle özetledi:
"'PKK, KDP'yi Türkiye'nin operasyonlarına yardımcı olmak ile suçluyor. KDP'ye gelince; o da PKK'nin Irak'ın Kürdistan bölgesindeki varlığının Türkiye'nin saldırılarına davetiye çıkardığında ısrar ediyor."
Öte yandan, KDP'nin IKBY topraklarındaki askeri operasyonlarında Türkiye'ye yardım ettiğini düşünen tek kişi Şivan Fazıl değil.
15 Nisan 2022'deki Mesrur Barzani-Erdoğan görüşmesinden. (Foto: AA)
Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nden (AEI) Kıdemli Araştırmacı Michael Rubin de "Zaxo katliamından kim sorumlu?" başlıklı, 21 Temmuz tarihli yazısında, KDP'yi "siyasi bir hareketten ziyade Barzani ailesinin iş imparatorluğu halini alan" bir yapı olarak tarif ederek şöyle dedi:
"Barzaniler, bu rekabette PKK'ye üstünlük sağlayabileceklerine inanmadıklarından - bunu yapmak yolsuzluğu ele almak ve nepotizmden kaçınmak anlamına gelirdi - bunun yerine Türkiye ile ittifak yaparak PKK'ye o şekilde karşı koymaya çalışıyorlar.
"Bu, uygulamada şu manaya geliyor: Başbakan Mesrur Barzani yönetimindeki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) güvenlik hizmeti, hava saldırılarından önce Türklere istihbarat ve hedeflere ilişkin veri sağlıyor. Sağlanan bu istihbarat ise çoğu zaman hatalı oluyor:
"KDP, Türkiye'nin savaş uçaklarını ya da topçularını PKK ile hiçbir alakası olmayan ticari ve siyasi rakiplerini ortadan kaldırmak ya da Türk bombardımanını Sincar'da olduğu gibi Barzanilere yeterince sadakat yemini etmedikleri için bir toplumu cezalandırmak için kullanacaktır.
"Zaxo katliamının ardından soruşturulması gereken gerçek skandal şu: Türkiye'nin bombardımanı bir vahşetti; ancak, Türkiye'ye hedefe ilişkin veri sağlayan Kürt siyasi figürü de bu cinayetten o kadar suçlu.
"[Irak Başbakanı Mustafa] el-Kazımi'ye gelince ise, Irak liderinin asıl işi egemenliğini korumak. Eğer bu işe girmeyecekse istifa etmeli."
TIKLAYIN - Gazeteci Fuat Kav: "KDP, AKP oldu"
Irak'ta siyasi istikrarsızlık
Bu yorum da bizi Zaxo katliamı bağlamında tartışılan bir başka konuya, Irak'ta aylardır devam eden siyasi istikrarsızlık konusuna getiriyor.
Örneğin, AFP'ye konuşan Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'nden Şivan Fazıl, Türkiye'nin Irak'ın talebi üzerine güçlerini ülke topraklarından çekmek için Irak hükümetinden "PKK'yi dışarı atmasını talep edebileceğini" söyleyerek şu yorumda bulundu:
"Irak hükümetinin sınırları üzerinde böyle bir toprak bütünlüğünü yeniden ortaya koyma ve silahlı devlet dışı aktörleri dışarı atma kapasitesi var mı?
"Irak'ın sadece geçici bir hükümeti var çünkü seçimlerden dokuz ay sonra siyasi partiler yeni bir yönetimde anlaşamadı. Ülke, yolsuzluktan muzdarip ve on yıllardır savaş ve huzursuzluğu aşmaya çalışıyor."
Öte yandan, Middle East Eye ise Zaxo saldırısının "ülkede nadir görülen bir birliği beraberinde getirdiğini" söyleyerek saldırı sonrasında yaşananlar hakkında kısaca şu değerlendirmeyi paylaştı:
"Zaxo'nun bombalanması ve sonrasında Türkiye'ye yönelik öfke, ülkede nadir görülen bir birliği beraberinde getirdi.
"Yüzlerce protestocu, Türkiye'nin Bağdat, Basra, Necef, Kerbela ve Nasiriye'deki diplomatik misyonlarının önünde toplandı.
"Kuzey Irak'taki bir köyün muhtarı, cuma günü Türkiye'nin Bamerne'deki askeri üssünü hedef alan bombayla yüklü iki insansız hava aracının vurularak düşürüldüğünü söyledi.
"Zaxo'da hayatını kaybeden dokuz sivil ve 23 yaralının çoğu kuzeyde tatil yapan Arap Iraklılardı. Söylenene bakılırsa, Türkiye'nin Irak Kürdistanındaki saldırıları son yıllarda başka sivilleri de öldürmüştü.
"Iraklı yetkili konuyla ilgili şöyle dedi: 'Bu sefer hayatını kaybedenler Bağdatlı ve ülkenin güneyindeki illerindendi; yani, tüm bu siyaset ve hükümet tepkilerindeki telaşı görebiliyorsunuz. Önceki saldırılar benzer olsa ve hayatını kaybedenler olsa da böyle bir saldırıya göz yumamıyorlar.
"Türkiye'nin bize ihtiyacı var; bu doğru. Fakat bizim ona daha çok ihtiyacımız var. Su kıtlıkları ile ilgili ciddi bir sorunumuz var ve Türkiye ile siyasi ve ekonomik anlayışlar olmadan hiçbir şey alamayız."
Bağdat'ta Sadr yanlısı bir grup Yeşil Bölge'yi bastı. (Foto: AA)
"Irak, Zaxo saldırısını Türkiye'ye karşı kullanıyor"
Zaxo saldırısını Al-Monitor için değerlendiren gazeteci Amberin Zaman ise Irak hükümetinin de elinde Türkiye'ye karşı "güçlü bir kart" olduğunu yazdı. Son olarak, Amberin Zaman'dan dinleyelim:
"Bağdat'taki resmi düşünce hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, Irak hükümetindeki sertlik yanlılarının Türkiye'yi Musul'un doğusunda önemli bir stratejik üs olan Başika'da bulunan binlerce askerini çekmek için baskı altına almak adına Zaxo katliamını kullandığını söylüyor.
"Başka bir deyişle, eğer Türkiye Başika'dan ayrılmayı kabul ederse, Irak Türkiye'ye karşı olan seferberliğinin tonunun yumuşatacak.
"Kaynakların tahminlerine göre, Iraklı yetkililerin açıklamalarındaki pek çok salvoya rağmen ellerinde bulunduğunu söyledikleri kanıtları kamuoyu ile henüz paylaşmamış olmalarının sebebi bu olabilir.
"Öte yandan, Bağdat'ın elinde nispeten güçlü bir kart da bulunuyor. Türkiye, Irak'ın uluslararası bir mahkemede açtığı 24 milyar dolarlık tahkim davası ile karşı karşıya. Söz konusu dava, Ankara'nın IKBY'ye 2014'ten bu yana petrolünü amaca yönelik bir boru hattı üzerinden Bağdat'tan bağımsız bir şekilde ihraç etmesine yardımcı olmaktaki rolü ile ilgili.
"Mahkeme kararı iki ay içinde açıklayacak ve Türkiye'nin davayı kaybedeceği konusunda bir fikir birliği var.
"Irak'ın Federal Yüksek Mahkemesi, 15 Şubat'ta açıkladığı kararla 2007 tarihli IKBY petrol ve doğalgaz kanunun anayasaya aykırı olduğuna hükmetti; bu, sadece IKBY'nin enerji sektörüne değil, Türkiye'ye de büyük bir darbe vurdu. O zamandan beri pek çok uluslararası enerji şirketi Irak Kürdistanı'ndan çıktıklarını açıkladı; Uluslararası Ticaret Odası görüşünü açıkladığında daha fazla şirketin de benzer bir yol izlemesi olası görünüyor.
"Türkiye'nin güneyindeki Akdeniz'de bulunan Ceyhan limanındaki ithalat terminalleri üzerinden satılan ham petrol satışlarından elde edilen gelir, IKBY'nin temel gelir kaynağı. Türkiye için düşünüldüğünde ise 24 milyar dolarlık para cezası, ekonomisinin son 20 yılın en derin krizinde olduğu bu dönemden daha kötü bir döneme denk gelemezdi." (SD)