* Fotoğraflar: AA & Video ekran alıntısı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
NATO'nun Kamu Diplomasisinden Sorumlu eski Genel Sekreter Yardımcısı Stefanie Babst, İsveç'in resmi ulusal kanalı SVT'ye İsveç'in NATO üyeliğine başvurusu ve Türkiye'nin itirazlarına yönelik bir röportaj verdi.
Finlandiya ve İsveç'e yönelik "terör örgütlerinin adeta misafirhanesi gibi" diyen Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarına da değinen Babst, "Erdoğan'ın daha önce bu senaryoyu kullandığını gördük. Bu, kendi seçmen tabanına yönelik bir mesaj" dedi, Erdoğan'ı "NATO'yu rehin almak" ile suçladı.
TIKLAYIN - "NATO hiçbir zaman dünyaya güvenlik getirmedi"
Röportajın ilgili kısmı şu şekilde:
Yaklaşan seçimler ve ekonomi
Türkiye'nin İsveç'e yönelik uzun bir talep listesi var. Siz, tartışmanın gerçekten bununla ilgili olduğunu düşünüyor musunuz?
Hayır. Ben, bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylediği şey ile ilgili olduğunu düşünmüyorum. Erdoğan'ın daha önce bu senaryoyu kullandığını gördük. Bu, kendi ülkesindeki seçmen tabanına yönelik bir mesaj. Önünde seçimler var ve Türkiye'deki ekonomik durum korkunç. Dolayısıyla, liderliğini göstermek, duyulan bir lider olduğunu göstermek istiyor. Korkarım Erdoğan Finlandiya ve İsveç'i stratejik mesajlarını karşı tarafa geçirmek için kullanıyor.
Silah ambargosu
İsveç'in ne gibi tavizler vermesi gerektiğini düşünüyorsunuz?
İsveç zaten çok şey yaptı. PKK, zaten Olof Palme'nin yönetimi altında bir terör örgütü olarak sınıflandırılmıştı ve ülkedeki yasalarını yönetmek ve iddia edilen terör faaliyetlerini ele almak İsveç'e kalmış durumda.
O konuda çok fazla bir manevra alanı olduğunu görmüyorum. Belki de İsveç'in Türkiye'ye yönelik olarak 2019'da Suriye'nin kuzeyine yönelik askeri işgalinin ardından uyguladığı silah ambargosu konusunda yapılacak daha çok şey vardır. Bu tür tavizler olup olmayacağını göreceğiz.
"Rehin alma" suçlaması
Yani, politikada gerçek bir değişim beklemiyorsunuz bu durumda, daha çok sözlü güvenceler olacağını mı düşünüyorsunuz?
Doğru. Fakat bunun iki yönlü bir durum olduğunu düşünüyorum. Diğer müttefiklerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İsveç ve Finlandiya'yı ve aynı zamanda tüm diğer NATO üyesi ülkeleri kendi ulusal politika hedeflerine rehin aldığını, siyasi rehine aldığını açıkça ifade etmesi gerekiyor. Ben kişisel olarak bunun tamamen kabul edilemez olduğunu düşünüyorum.
Avrupa'da temel bir krizin, bir savaşın ortasında olduğumuzu düşünürsek, müttefiklerin ve üye olabilmek için İsveç ve Finlandiya'nın önümüzdeki Madrid zirvesinde tam anlamıyla siyasi bir uyum ve transatlantik dayanışmayı ortaya koyması lazım. Ve o (Erdoğan) bunu rehin alıyor ve riske atıyor. (SD)