Fotoğraf: AA
"Müsilajın kendiliğinden yok olduğu, Marmara Denizi'nin iyi durumda olduğu bir yanılgı. Durum ne yazık ki tam tersi. Marmara Denizi'nin kaybedecek zamanı yok."
"Bir su kütlesine organik atıkların bırakılabilmesi için su kütlesinin en az 5 mg/lt oksijen içermesi gerekiyor. Marmara Denizi'nin oksijen seviyesi, 2 mg/lt civarı ve hatta bazı yerlerde altında."
50 sayfalık şerh
Meclis Müsilaj Araştırma Komisyonu'ndan çıkan 570 sayfalık raporda başta Marmara Denizi olmak üzere Türkiye denizlerindeki müsilaj sorunun çözümüne dair öneriler yer aldı. Ancak rapor, müsilaja neden olan en önemli faktörü insan faktörü olarak tanımladığı için, çözüm önerileri de bireylerin eylemlerine yönelikti.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 50 sayfalık muhalefet şerhinin içeriğini ve raporun hakikatle ne denli örtüştüğünü HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan'la konuştuk.
Marmara'nın kaybedecek zamanı yok
Uzmanların görüşüne yer verilen raporun gövdesinin eklektik bir biçimde hazırlandığını söyleyen Turan, raporun bu bölümünün AKP'nin kendi tezlerini ispatlamak adına hazırladığını söyleyerek ekledi:
"Rapor içinde yer alan çalışmalar, zaten ilgili bakanlıkların yapması gereken vazifeler. Burada amaç nedir, anlamak güç. Zaten bu görevlerle sorumlu olan bakanlıklara görevleri mi hatırlatıldı?"
Müsilajın geçen yıla göre henüz gündem olmamasının ya da tehlikenin geçtiği algısının bir propaganda olduğunu söyleyen Turan, şunları kaydetti:
"Müsilajın kendiliğinden yok olduğu, Marmara Denizi'nin iyi durumda olduğu bir yanılgı. Durum ne yazık ki tam tersi. Marmara Denizi'nin kaybedecek zamanı yok ve bir an evvel, onu yaşama döndürmek için tedbir alınması gerekiyor.
"Marmara Denizi'nin yoğun bakım halinden kurtulmasının esas koşulu Marmara Denizi'ni alıcı ortam pozisyonundan kurtarmak; ancak bakıyoruz ki bu önerimiz rapora girmemiş."
Koruma altına alınmalı
Muhalefet şerhlerinin ana ekseninin Marmara Denizi'nin alıcı ortam olarak kullanılmayıp, korumaya alınması olduğunu söyleyen Turan şöyle devam etti:
"Raporda Marmara Denizi'ne yönelik online gözetmeler yapıldığı söyleniyor ama denizin durumu ortada. Arıtma yapılmadığı ortada.
"Bir su kütlesine organik atıkların bırakılabilmesi için su kütlesinin en az 5 mg/lt oksijen içermesi gerekiyor. Bu asgari sınırdır. Marmara Denizi'nin oksijen seviyesi, 2 mg/lt civarı ve hatta bazı yerlerde altında. Durum böyle olmasına rağmen şerhimiz rapora girmedi."
Ergene'deki korkutucu boyutlar
Müsilaj dışında Ergene ve Balıkesir-Çanakkale bütünleşik kıyı planlarına dikkat çeken Turan, Ergene Derin deniz deşarj raporunu da paylaştı. Rapora göre Ergene'deki kirlilik, felakete dönüşmek üzere. Turan:
"Daha önce gündeme gelmeyen bir felaket daha: Ergene derin deşarjının denize basıldığı yerin yakın bir mevkiinden MAREM'in elde ettiği su analiz sonuçları da komisyonun ilgisine mazhar olamadı.
"Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) izin verdiği ağır metallerin oranının binlerce kat üstünde çıktı Ergene'deki oran. Bundan tek kelime bahsedilmedi. Varsayalım MAREM yanlış ölçtü, bunu ihbar sayıp biz yeniden ölçelim dedik, buna da kimse kulak asmadı," dedi.
Bütünleşik kıyı planı, Kanal İstanbul
Şerhlerinde "Balıkesir Çanakkale İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı" gibi deniz ekosistemini olumsuz etkileyecek projelerden vazgeçilmesini de önerdiklerini söyleyen Turan:
"Sahil şeritlerine inşa edilecek 1700 km uzunluğunda bir proje daha sözkonusu ve bu da bütünleşik proje içinde. Denize bu kadar saldırgan davranıp müsilajı çözeceğim demek kadar ahmakça bir durum yok. Yaşanacak ekolojik tahribatı düşünmek için alim ulema olmaya da lüzum yok. Bir diğer soru da şu olmalı elbette: Bu sermayedarlar hangi hakka dayanarak tüm kamuya ait olan suyu böyle hoyratça kullanabiliyor?"
Küçükçekmece Lagünü
"Küçükçekmece'den bahsediyorlar. Kanal İstanbul Projesi dedikleri proje, Küçükçekmece Lagünü'nün yok olması demek. Açık bir katliam demek. Kıyılarda sazlık alanlar neredeyse kalmadı. Kaldı ki Kanal İstanbul'un yapılması bizatihi Marmara'yı yok edecek.
"Marmara Denizi baktığınızda Erdoğan tarafından koruma altına alındı. Ama Marmara Denizi'ndeki yıkım tam gaz devam ediyor. Marmara'yı yok ederken müsilaj raporu hazırlayıp Marmara'yı önemsiyor gibi görünmek akıl dışıdır. İnsanların aklıyla dalga geçmektir bu."
Ne olmuştu?5 Nisan 2022'de, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Müsilaj Araştırma Komisyonu, 570 sayfalık raporunu Meclis Başkanı Mustafa Şentop'a sunmuştu. Komisyon, müsilaja neden olan etkenler ile başta çevresel olmak üzere Marmara ve ülke geneline etkisi, müsilaj sorununa kalıcı çözüm yolları ve kanuni düzenlemeler üzerine çalışıyor. |
(TY)