Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sincan Cezaevi Kampüsündeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kobanî davasının 8. duruşması 2. gününde devam ediyor.
Davada, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel ve HDP MYK üyelerinin de aralarında bulunduğu 21'i tutuklu 108 kişi yargılanıyor.
Duruşmaya, tutuksuz siyasetçiler Gülfer Akkaya ve Berfin Özgü Köse İstanbul'dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) bağlandı. Tutuklu siyasetçiler bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SEGBİS ile bağlanırken, Sincan Cezaevi'ndeki siyasetçiler ise duruşma salonunda hazır bulundu. HDP milletvekilleri Erdal Aydemir, Abdullah Koç, Serpil Kemalbay ile tutuklu siyasetçilerin yakınları ve Ankara il ilçe yöneticileri duruşmayı takip ediyor.
"Bizi siyasetten yargılıyorsunuz, siyaset konuşacağız"
Müşteki sıfatıyla SEGBİS ile bağlanan Celaleddin Kaya, "Benim dükkanım hasar görmüştü. Bu davaya katılmak istemediğimi belirtmek için katılmıştım. Şikayetçi değilim" dedi.
Söz alan önceki dönem HDP MYK üyesi Bülent Parmaksız'ın "Savunma yapmayacağım ama davayı ilgilendiren bazı şeyler söyleyeceğim" sözleri üzerine mahkeme heyeti, "Esasa dair savunma yapın, buraya gelip siyaset yapmıyoruz" dedi. Mahkemenin tutumuna Parmaksız "Bizi siyasetten yargılıyorsunuz tabi ki siyaset konuşacağız" sözleriyle yanıt verdi.
Parmaksız, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Faiz sebep enflasyon neticedir" sözlerini hatırlatarak, "Sonuç şu; faiz düşürüldü ama enflasyon sürekli yükseldi. Faizin sebep, enflasyonun netice olduğu tezinin doğru olmadığını gösteren veriler bunlar. Şu an tek dertleri cari fazla vermek.
"Görev alanları birbirine karıştı ve tezleri bir kez daha çöktü. Yeni model olarak ilan ettikleri şey ise şu, 'düşük faiz yüksek kur.' TL'nin değeri yabancı paralar karşısında düşüyor. Cari fazla verdiniz ama dolar düşmedi. Çünkü Merkez Bankası'nda döviz yok, dış borç çok fazla. Amaç faizi düşürmekti fakat kur yükseldi."
"Anayasa ve AİHM kararlarına uymuyorlar"
Bütçe görüşmelerinin yeni bittiğini hatırlatan Parmaksız şöyle devam etti:
"Ama bütçe açığı şimdiden artmaya başladı. Bu nasıl aşılacak, borçlanarak. Bir açmaz daha. Türkiye'nin çok sıcak paraya ihtiyacı var. TL'yi basabiliyor ama dolar basamıyor. Türkiye şimdi parasını takas yapmak istiyor ama Amerika bunu yapmak istemiyor. Kimse Türkiye'yle swap (takas) yapmak istemiyor. Kim ki büyük devalüasyon yaparsa o iktidardan düşer. Bunu tarihi olarak söylüyorum. CHP yaptı düştü, Demokrat Parti yaptı düştü. 2001'de MHP-ANAP devalüasyon yaptı düştü ve AKP geldi. Şu anda Türkiye'de büyük bir devalüasyon yapıldı ama dolar geldiği yeri unutmaz. Verdiği zarar, yarattığı tahribat ortada. Bu iktidar gidecek. Bu iktidarın gitmesi için birçok neden var biri de bu. Devalüasyon bu iktidarı götürecek. 5 puan düşürüldü ve dolar 18 TL'ye çıkarıldı. Biz tutuklandığımızda 6 küsurdu, 18 TL'ye çıktı. Dün müdahale yaptılar. Üstü kapalı bir şekilde faizi artırdılar."
Parmaksız devamında, "Fırtınalı bir dönem bekliyor bizi. Bizi bırakmıyorsunuz rakamlar bu noktaya geldi. Anayasa ve AİHM kararlarına uymuyorlar ve rakamlar bu noktaya geldi. Hukuka uymak zorundasınız. Bu dava siyasi bir dava, hukuken söyleyecek şey yok, siyaseten söylemek lazım" dedi.
Demirtaş: Duruşma periyotlarını yeniden düzenleyin
Duruşmada verilen aranın ardından HDP'nin önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş söz aldı. İki temel sorunun çözülmesi gerektiğini belirten Demirtaş, "Yokluğumuzda aldığınız ara kararlardan anlaşıldığı kadarıyla savunma ve duruşma periyotlarıyla ilgili sıkıntı devam ediyor. Mahkeme heyet olarak ısrarla bizi ve avukatlarımızı bu konuda sorumlu tutuyor, niyet sorgulaması yapıyor. Davaları uzatmaya çalıştığımıza dair bir niyet sorgulaması yapıyor. Bu konunun bugün netleşmesi ve çözüme kavuşması gerekiyor" dedi.
"Bir ay önce bize 5 bin 800 sayfa yeni dava evrakı tebliğ ettiniz dijital ortamda" hatırlatmasında bulunan Demirtaş şunları. söyledi:
"Bir aylık süre zarfında bir şeylerle uğraşmak diyelim, özel kalemimiz, sekreterimiz, danışmanımız yok. Yemeğimizden, bulaşığımızdan, tüm günlük yaşamımızı sürdürürken aynı zamanda çok sayıda davanın savunmasını hazırlamakla da uğraşıyoruz. 5 bin 800 sayfayı ha diye inceleyemeyiz. Bir yandan da HDP Kapatma Davasına savunma hazırladık. Arkadaşlar sadece 4-5 defa bunun için geldiler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı mütalaa sundu. Onun karşısında savunma hazırlıyoruz. Tüzel kişilik adına savunma hazırlık komisyonuna yardım ediyor, bir yandan da siyasi yasak mevzusuna ayrı bir savunma hazırlıyoruz. Ayrıca hakkımda açılan birçok dava var. Sadece hakaretten 12 dava var. Bunlar da sürüyor. Bir yandan da onlarla ilgili savunma hazırlığı yapmaya çalışıyoruz. Bunlar sağlıklı bir şekilde savunma yapma koşulunu ortadan kaldırıyor.
"Bugüne kadar dinlediğiniz hiçbir müştekiyi bize bildirmediniz. Her müşteki dinlenirken gününü ve saatini bize bildirmeniz gerekiyordu ama bunu yapmadığınız gibi 'biz dinledik oldu bitti' diyorsunuz. Adil yargılama ilkelerine saygı duyuyorsanız bize bu fırsatı vermeniz gerekiyordu. Neden şikayetçi olduğunu bilmeyen çok kişiden beyan alınmış. Soruların nasıl sorulduğunu bilmiyoruz. Sözde söylenenlerle tutanakta yazılanlar aynı değil.
"Taleplerimiz doğrultusunda sağlıklı bir savunma yapılabilmesi için duruşma periyotlarını yeniden düzenleyin ve göreceksiniz ki tıkır tıkır duruşma işleyecek ve hiçbir sıkıntı yaşanmayacak. Belki öngördüğünüzden daha erken sürede dosya karara çıkacak. 5 yıldan fazladır tutukluyuz. Neden uzatalım? Ama bu siyasi baskı, gölge ve panik haliyle, 'bir an önce bitirelim' yaklaşımıyla savunma hakkımızdan feragat ederek, Büyük Birlik Partisi'nin işlerini kolaylaştıracak değiliz."
Duruşmaya 23 Aralık'a kadar ara verildi.
(AÖ)