Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili Gülüstan Kılıç- Koçyiğit, Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde 3 Ekim 1993'de 9 kişinin yakılarak yaşamını yitirdiği olay hakkında açılan Vartinis dava dosyasında sürdürülen cezasızlık politikasına dikkat çekerek, meclisin görev ve sorumluluk bağlamında konuyu ele almasına ve bu doğrultuda Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önerge sundu.
Kılıç-Koçyiğit sunduğu önergede, yaşam hakkı ihlallerinin bir örneği olan Vartinis Katliamı Davası’nın şimdiye dek gelinen aşamasında sürdürülen cezasızlığın yarattığı hukuksuzluk, mağduriyet ve zararların incelenerek insan haklarına uygun tedbirlerin belirlenmesini; Anayasa’nın 98’inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
“Cezasızlık, son derece geniş bir yelpazede tezahür ediyor”
Davanın 2023’e kadar kesin karara bağlanmaması durumunda zamanaşımı nedeniyle düşebileceğine ve 28 yıldır beklenen adaletin sağlanamayacağına vurgu yapan Koçyiğit’in önerge metni şöyle:
“Muş’un Korkut İlçesi’ne bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 3 Ekim 1993 tarihinde “yasadışı örgüte yardım ve yataklık ettikleri’’ iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucu 9 kişi yakılarak yaşamını yitirmiş ve sağ kurtulan tek kişi Aysel Öğüt, olayın hemen ertesinde evin askerler tarafından yakıldığını belirterek suç duyurusunda bulunmuştur. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı yapılan ilk şikâyet sonrasında soruşturmanın üzerine eğilmemiş ve cezasız bırakmışsa da Aysel Öğüt’ün 2003 yılında yaptığı yeni suç duyurusu üzerine soruşturma açılabildi.
"Soruşturma kapsamında dönemin Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Jandarma Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan 2013 yılında dava açıldı.
“2015 tarihinde Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mütalaasını sunan savcı, ihmal sebebiyle ölüme sebebiyet vermek suçundan her sanık için 180 yıldan 225 yıla kadar hapis cezası verilmesini istemiş, davanın 1 Mart 2016 tarihli karar duruşmasında aynı savcı, mütalaada yaptığı değişiklikle Bülent Karaoğlu dışındaki sanıkların beraatini istemiş heyet de tüm sanıkların beraatine hükmetmiştir. Dava dosyasının temyiz edilmesi üzerine 26 Ocak 2021 tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesi, davayı incelemiş ve üç sanık hakkında verilen beraat hükümlerini onamıştır. Yargıtay, sanıklardan Bülent Karaoğlu hakkında ise, tanık ve mağdur anlatımlarından yola çıkarak yangının sanığın emir ve talimatları doğrultusunda meydana geldiğine karar vermiş beraat hükmünü bozmuştur. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilen davada gelecek celse tarihi 21 Eylül 2021 olarak açıklandı.
“Vartinis Katliamı birçok faili meçhul dosya ile aynı kaderi paylaşmaktadır”
“Vartinis katliam davası Türkiye’de geçmişten bugüne süregelen cezasızlık politikasının en canlı örneklerinden biridir. Açıklamak gerekir ki cezasızlık, yaşanan bir hak ihlalinin soruşturmasının, faillerinin bulunmasının, yargılanmasının ve cezalandırılmasının, söz konusu olmaması.
"Cezasızlık politikası, Türkiye’de Hrant Dink, Rahip Santoro, Zirve Yayınevi cinayetleri gibi azınlık ve muhaliflere yönelik devlet bağlantılı suikastlardan, toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında sivillere yönelik işlenen cinayetlere, kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanımından yolsuzluğa, kadın ve nefret cinayetlerinden çocuklara yönelik suçlara, asker ölümlerine, iş cinayetlerine, Roboski ve Suruç katliamlarına kadar son derece geniş bir yelpazede tezahür ediyor ve konu hakkında devletin sorumluluğu gün geçtikte büyüyor. 90’lı yıllarda yaşatılan faili meçhul katliamlara her daim uygulanan cezasızlık politikası aynı zamanda, yurttaşların adalete olan inancını olumsuz etkilemekte yaşam hakkı ihlallerini pekiştiriyor.
"Vartinis Katliamı dosyası sonrasında açılan soruşturma ve yargılama süreci, diğer birçok faili meçhul dosyası ile aynı kaderi paylaşmaktadır. Son beş yıldır Yargıtay’da bekleyen dosyada karar çıkabilmiş ve sanıklar hakkında nihai bir karar verilebilmiştir. Belirtmek gerekir ki dava 2023’e kadar kesin karara bağlanmazsa zamanaşımı nedeniyle düşebilecek ve 28 yıldır beklenen adalet sağlanamamayacak.
“Her ne kadar yerel mahkemede yapılan yargılama da tüm sanıklar yönünden beraat kararına hükmedilmiş ise de Yargıtay Ceza Daire bu kararı yerinde görmemiş ve delillere dayanarak hükmü bozmuş.
"Üst mahkeme tarafından verilen bu karar karşısında yerel mahkemenin kararında direneceği mi yoksa adil bir tutum mu sergileyeceği gelecek zamanlarda görülecektir. Bu sebeple Vartinis davasında yaşatılan cezasızlık politikası karşısında çok açık bir biçimde parlamentoya görev ve sorumluluk düşmektedir. Gereğinin yapılması konusunda görev ve sorumluluk doğrultusunda meclis araştırması açılması önem arz ediyor."
Ne olmuştu?
TIKLAYIN - Yargıtay Savcılığı: Dokuz Kişinin Yakıldığı “Vartinis” Etkili Soruşturulsun
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı etkili bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını belirterek yargılanmanın yenilenmesi gerektiğini ifade etmişti.
TIKLAYIN - Vartinis'te Dokuz Kişiyi Yakmakla Yargılanan Devlet Görevlilerine Beraat
2 Ekim 1993'te Muş'un Korkut ilçesine bağlı Vartinis köyünde yaşayan, en küçüğü 14 yaşında olan Mehmet Nasir Öğüt, Eşref Oran, Sevda Öğüt, Sevim Öğüt, Mehmet Şakir Öğüt, Mehmet Şirin Öğüt, Aycan Öğüt, Cihan Öğüt ve Cinal Öğüt evlerinde yakılarak öldürüldü.
Katliamla ilgili açılan davanın Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 1 Mart 2016 tarihli duruşmasında tüm sanıklar “delil yetersizliğinden” beraat etti.
TIKLAYIN - “Vartinis Yakıldığından Beri, 23 Yıldır Bu Günü Bekliyordum”
Yargıtay: Yangını söndürmek isteyenlere izin verilmedi
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu dışındaki sanıklar hakkındaki beraat kararlarını onadı. Daire olayın sorumlusunun İlçe Jandarma Komutanı Karaoğlu olduğu sonucuna vardı ve hakkındaki beraat kararını bozdu.
Daire’nin kararında, Karaoğlu’nun Vartinis içinden geçerken köy halkına hitaben, “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” şeklinde sözler sarfettiği hatırlatıldı ve “3 Ekim gecesi saat 03:00 sıralarında düzenlenen operasyon kapsamında yüzlerce askerin beldeye geldiği ve operasyon sırasında belde halkına ait samanlıkların, ot yığınlarının, ahırların hayvanların, birçok evin ve Nasır Öğüt’ün evinin ateşe verildiği” anlatıldı.
Çıkan yangın sırasında evde bulunanların yanarak hayatını kaybettiklerini belirten Yargıtay 1. Ceza Dairesi, “Yangını söndürmek için müdahale etmek isteyen belde halkına askerler tarafından izin verilmediği anlaşılmıştır” dedi.
Daire’nin kararında Karaoğlu’nun katliamdaki sorumluluğu özetle şöyle anlatıldı:
“Hasköy İlçe Jandarma Bölük Komutanı olarak görev yapan sanığın operasyona katıldığının tanık beyanları ile sabit olduğu, kaldı ki İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yapması sebebiyle sorumluluk alanında yapılan böyle bir operasyonda görev almamasının düşünülemeyeceği ve sanığın operasyondaki en rütbeli kişi olduğu, astsubayın şehit edilmesi sonrasında sarf ettiği sözler de dikkate alındığında yangının sanığın emir ve talimatı doğrultusunda meydana geldiğinin anlaşıldığı…”
Daire bu nedenle Karaoğlu’nun maktullerin evinde çıkan yangın nedeniyle sorumlu tutulup cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, hatalı değerlendirme ile sanığın beraatine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu kaydetti.
Karaoğlu “Nitelikli öldürmeye azmettirmek” suçundan yeniden yargılanacak. Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi bozma kararına uyarsa yargılama yeniden yapılacak.
(BS/EMK)