*Fotoğraf: HDP/arşiv
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü, yeniden tv’de Ayşegül Doğan'ın programına katıldı.
Yeni anayasa tartışmaları, seçim ve ittifaklar üzerine değerlendirmelerde bulunan Kürkçü, çözüm sürecine ilişkin de açıklamalarda bulundu.
TIKLAYIN-"Yeni Anayasa'nın amacı, iktidar süresini uzatmak"
Yeni anayasa tartışmalarını “manevradan ibaret” şeklinde yorumlayan Kürkçü, “Ciddiye alınabilir bir tarafı yok. Hükümetin bir anayasa çıkarmaya yetecek gücü yok, bir anayasa hareketine girişecek çoğunluğa sahip değiller. Türkiye’de bir özgürlük dinamiği değil devlet. Ancak şiddet ve zorbalığın sistematikleşmesine yönelik bir tasavvur olabilir. Türkiye’nin bir demokratik Anayasa ihtiyacı var ama bir demokratik Anayasa demokrasi güçlerinin yükselişiyle ancak realize edilebilir” dedi.
Çözüm sürecini, nerede tıkanma yaşandığını ve bugüne nasıl gelindiğini anlatan Kürkçü, “Sapandan taşı eksik etmemek gerektiğini kendime hep telkin ettim. Bu açıdan bugün gelinen noktaya çok şaşırdığımı söylemeyeceğim. Başkalarına ümit veren şey benim için sapana taşı yerleştirme işareti olmuştu” dedi.
TIKLAYIN-Kürkçü: "Bu dava HDP'ye yönelik bir siyasi suikast girişimidir"
"Tıkanma emareleri vardı"
İktidara çözüm için mecburiyet yükleyen bir "çözüm yasası" olmadığını hatırlatan Kürkçü, şöyle devam etti: “Hükümet bir ‘çözüm yasası’ çıkarmıştı. Dikkatle incelediğimizde gördüğümüz şey, hükümete çözüm için mecburiyet yükleyen bir yasa yoktu fakat hükümet görevlilerini herhangi bir durumda bu süreçteki faaliyetleri dolayısıyla suçlanamaz kılan bir yasa vardı. Fakat bu sürece katılan HDP’lileri, Kürtleri, yani sürecin Kürt tarafını hiçbir şekilde koruma altına almıyordu.
"Ben şahsen bu yasayı ‘bir şey olacak ve bize olacak’ diye okudum. Bunun ne olduğunu tabii ki o zaman bilemezdim, 15 Temmuz’un bu şekilde cereyan edebileceğini tabii ki kolayca öngöremeyebilirdim, ama sonuçta çözüm sürecinin doruğuna varıldığında tıkanma emareleri vardı.
"Nitekim Öcalan da bu konuda her zaman olduğu gibi herkesten daha uzağı görerek ‘eğer bu süreç aksayacak olursa hem çok büyük bir çatışma doğacak hem de Türkiye çok uzun süreliğine geriye gidecek’ diye uyarılarını kaydetti.
TIKLAYIN-Kürkçü: "Üçüncü yol" tarihsel dönüşümün hareket üssüdür
"Devlet aklında çözüm süreci hiç başlamadı"
“Bunca yıldan sonra düşünerek söylersem: hakiki olarak Türklerin ve Kürtlerin birlikte yaşaması için yeni bir düzen, böyle bir çözüm sürecinin hükümetin ve devletin gönlünde ve aklında hiçbir zaman zaten başlamadığını söyleyebilirim. Kürt tarafı, özellikle Öcalan ve HDP buraya çok büyük manevi ve siyasi yatırım yapmasına rağmen bize eşlik edilmedi.
"O yüzden çözüm sürecinin bu manada gerçekte başlamadığını söylemek lazım. Tabii ki bazı adımlar atılacaktı, bunlar gerekiyordu, fakat hükümet hiçbir zaman gerçek bir müzakere süreci oluşması için gerekenlerin hiçbirini yapmayınca, çözüm sürecinin tıkandığından söz etmek de zor. Çünkü meseleyi hiçbir zaman parlamentoya taşımak için çaba göstermedi. Bu müzakereye katılacak olan Kürtlerin kendilerini özgürce ifadesinin önünü hiçbir zaman açmadı.
"Yasak ve tehditlerle birlikte yürüdü"
“Süreç, yasak ve tehditlerle birlikte yürüdü. Çatışmasızlık bir süreden sonra ilga oldu ve kalekol yapımları, güvenlik barajları yapımları başladı ve nitekim iş tersine döndükten sonra Davutoğlu ‘biz 2014 Ekim’inde aslında 12 ilçeyi mercek altına almıştık ve buralarda güvenlik tedbirlerini uygulamaya girişmiştik’ demişti. Bu 12 ilçe sonunda çöktürme harekâtının üzerine çöktüğü ilçelerdi.
"Yani bir yandan müzakere süreci devam ediyordu, ama öte yandan da bir yıkım hazırlığı, ‘çöktürdüğümüz zaman yapacaklarımız’ listesi ağır ağır hazırlanıyordu.
TIKLAYIN-Kürkçü: Demirtaş kararının 'Orantısız gücü'
"Kritik aşama 7 Haziran seçimleriydi"
“7 Haziran 2015 seçimlerinin sonuçlarını bir kere daha herkes görmek istedi ve bence kritik aşama 7 Haziran seçimleriydi. Düzen güçleri 7 Haziran’dan şu ibreti aldılar; 'çözüm süreci Kürtlerin ve kürt siyasetinin özgürleşmesi sadece Kürtlere yarıyor devletin bundan hiçbir kazancı yok'. Devleti ‘Türk’ün hâkimiyet sistemi’ olarak kavrıyorlar. [7 Haziran seçimleri] ise geniş bir alanı, metropolleri onların mutlak denetiminden çıkarıyordu. Devletle toplum arasında hiçbir bağlantı kalmıyordu. AKP silindi 7 Haziran seçimlerinde, haritadan çıktı.”
"Muhalefet seçim yolunu açık tutmalı"
Seçim tartışmalarına değinen Kürkcü, muhalefetin seçim yolunu açık tutması gerektiğini belirtti ve ekledi: “Birincisi, seçim yolunu açık tutmak. Mümkün olduğu kadar adil, mümkün olduğu kadar demokratik bir seçim yolunu ancak muhalefet açık tutabilir. Muhalefet en azından seçim güvenliği için tüm eğilimleriyle yan yana gelmek ve bunun çaresini bulmak zorunda.
"Gözümüzün içine baka baka geçersiz oylarla anayasa oylaması kazanmış bir hükümetten söz ediyoruz. Bunu önleyebilmek için yapılacak ne varsa hepsinin yapılması gerekir. O açıdan muhalefet partileri şu ya da bu şekilde seçim güvenliği için yan yana gelmeleri gerekir. İkincisi de daha geniş bir demokratik ittifakın imkânlarını karşılıklı olarak, herhangi bir taahhüt altına girmeden, şimdiden yaratmaya başlamak gerekir.”
TIKLAYIN-"Yeni Anayasa, zaman kazanma stratejisinin parçası"
"Seçim ittifakı meselemiz yok"
“Bir seçim ittifakı meselemiz yok” diyen Kürkçü, şöyle konuştu: “Ancak, toplumsal ittifak meselemiz daima var; işçi, köylü, kadın, genç ittifakının, ezilen kesimlerin tarihsel ittifakının daima peşindeyiz. Öyle bir seçimin koşulları ve çerçevesini belirleyen herhangi bir şey yok ortada. Ama olacak, önümüzdeki yıldan sonra, 2021 bittikten sonra bu zemine geleceğimizi düşünüyorum.
"Bu koşullar altında, zayıf desteklerle bir hükümet kendisini sürdüremez. Bu sadece sosyal yasalara değil fizik yasalarına da aykırı, teknik olarak da mümkün değil. O yüzden rejim şimdi bu düşüşü yavaşlatmak ve rakiplerini bölmekle meşgul. Eğer bunu başarabilirse bir 5 yılı daha götürebileceği bir seçim için planlarını yapıyor. Ama ne zaman denk gelir, denk gelmez, onları bilemiyorum. Bu yıl, sahanın hazırlanması yılı, hükümet kendini ve rakiplerini bu açıdan yeniden tertiplemek için elden geleni yapacaktır.” (RT)