Fotoğraflar: Etkin Haber Ajansı/Pınar Gayıp, Evrensel/Eylem Nazlıer
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Gazi Katliamı'nın 25. yılında Gazi Mahallesi'nde toplanan yüzlerce kişi Gazi’de yaşamını kaybedenleri andı.
Gazi Cemevi'nin önünde toplanan kitle "Gazi'den Ümraniye'ye adalet istiyoruz" pankartını açtı, yaşamını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıdı.
Anmaya HDP milletvekilleri Dilşad Cambaz ve Ahmet Şık, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, ESP Genel Başkanı Şahin Tümüklü, ESP İl Eşbaşkanı Hüseyin İldan, EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, HDK Eşsözcüsü Yoldaş Aydın SGDF Eşbaşkanları Alev Şahin ve Deniz Bahçeci'nin de aralarında olduğu siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı.
"Demokratlara gözdağı verilmek istendi"
Cemevinde toplanan gruplar, katliamın ilk başladığı yer olan eski PTT durağına yürüdü. Nazım Hikmet'in "Güneşe akın" şiiri okundu.
Etkin Haber Ajansı'ndan Pınar Gayıp'ın haberine göre, yaşamını kaybeden aileler adına açıklama yapan Sezgin Engin'in abisi Engin Engin, 12 Mart'ta yaşananları hatırlattı. Engin, Gazi Katliamı ile demokratlara gözdağı verilmek istendiğini belirterek, şöyle dedi:
"Saldırı Alevisi, Sünnisiyle tüm halkaydı. Katiller nasıl oldu da, Gazi gibi polis devriyelerinin her zaman çok yoğun olduğu bir yerde, ellerini kollarını sallayarak ortadan kayboldu. Bunun açıklamasını Gazi halkı biliyordu.
“Bu nedenle öfkesi sel oldu ve Gazi Karakolu'na akmaya başladı. Katillerin yakalanması ve cezalandırılmasını isteyen Gazi halkına, bu kez de, halkın can ve malını korumakla görevli olması gereken devlet güçleri tarafından, dünya basınının gözü önünde, hedef gözetilerek otomatik silahlarla ateş edilmiş, bulunduğumuz ve karanfillerimizi bıraktığımız bu yerde onlarca kişinin ölümüne yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olunmuştur.”
‘Sorumlular bulunup cezalandırılsın’
"Bizler öldürülen tüm canlarımızın mücadelesini son nefesimize dek devam ettireceğiz. Yeni canların öldürülmemesi için aramızda gezinen katillerin, Gazi olaylarını planlayan, organize eden sorumluların bulunarak cezalandırılmasını istiyoruz. Binlerce eli silahlı katilin karşısına sadece yürekleriyle çıkan, binlerce katilin, onlar karşısında nasıl korkak ve aciz olduklarını, halkın gücünü tüm Türkiye'ye gösteren şehitlerimizi ve Gazi halkını selamlıyoruz."
Açıklamanın ardından Gazi’de yaşamını kaybedenler için eski PTT'nin bulunduğu yere karanfiller bırakıldı. PTT önünden Gazi Mezarlığı'na kadar sloganlarla yürüdü. Yaşamını kaybedenlerin aileleri mezarlara karanfil bıraktı.
Katliamda yaşamını kaybeden Dilek Şimşek'in kardeşi Erkan Şimşek’in okuduğu basın açıklamasında katliamın sorumluların yargılanması vurgusu yapıldı.
Hasan Ocak da unutulmadı
Gazi’nin önemli isimlerinden Hasan Ocak da ailesi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri tarafından, mezarı başında anıldı.
Anmaya, HDK İstanbul Sözcüsü Yoldaş Aydın ile ÖTSP üyeleri de katıldı.
Ocak: Hasan’ın mücadelesini sürdürüyoruz
Anmada konuşan Ocak'ın abisi Ali Ocak, "Ama hesaplamadığı bir şey vardı. Bu katliama karşı Gazi halkının direnişini karşısında buldu" dedi.
Ocak, şöyle devam etti:
"Bu katliama karşı Hasan da öfkesini ortaya koydu. Ve bu uğurda ne yazık ki canlı bedeniyle, bunun bedelini ödedi. Ve biz de 25 yıldır devletin katliamcı politikasına karşı Hasan'ın mücadelesini sürdürüyoruz."
Tümüklü: Direnişin türküsü ile Hasan’ın huzurundayız
ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü da 25 yıllık tarihin "ağıt mı, direniş mi görüyorsunuz?" sorusunu sorduğunu belirtti.
Tümüklü, "Biz bunu bir direnişin türküsü, bir kavganın çağrısı olarak aldık. İşte, bu kavganın çağrıcılarının komutanı Hasan'ın huzurundayız.” dedi.
İHD: Unutmadık Unutmayacağız Gazi ve Ümraniye katliamlarının 25'inci yıldönümü dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi tarafından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada gerçekleştirilen katliamlar için "Aradan tam 25 yıl geçti. Toplam 23 kişinin yaşamını yitirdiği, 408 kişinin yaralandığı ve sonrasında Ergenekon davası sanıkları ile bağlantıları ortaya çıkan, davadaki bir gizli tanık tarafından, katliam talimatının JİTEM kurucusu Veli Küçük tarafından verildiği, 10 kişilik bir kontrgerilla timi tarafından gerçekleştirildiği açıklanan Gazi ve Ümraniye katliamlarına ilişkin açılan davalar kapatıldı ama gerçek sorumlular yargılanmadılar, cezalandırılmadılar" denildi. Ümraniye katliamı ile ilgili dosyasının Yargıtay tarafından verilen bozma kararı üzerine 2018 yılında yeniden görülmeye başlandığı hatırlatılan açıklamada şunlar kaydedildi: "Ancak 24 yıl sonra bırakın delillere ulaşmanın mümkün olamayacağını, müştekilerin, tanıkların hatta sanıkların bir kısmına ölüm ve benzeri nedenlerle ulaşılması mümkün olmadığından, dava bu kere de ayrıca maddi imkânsızlıklar nedeniyle zor durumda. Nitekim yapılan ilk üç duruşmada kimi sanık ve kimi müştekilerin dinlenmesi dışında anlamlı bir yargısal işlem yapılmadı. Tüm bu olumsuzluklara ve cezasızlık tutumuna karşı; Gazi ve Ümraniye katliamı ailelerinin, bu katliamlarda tehdit edilen Alevilerin ve muhalif kesimin adalet isteminin, adalet beklentisinin, adalet mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz. İnsan hakları savunucuları olarak Gazi ve Ümraniye katliamları ile gerçek yüzleşmenin, hesap sormanın ve adaleti sağlamanın saldırının bütün kontrgerilla bağlantılarının ortaya konması ve başta dönemin İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Müdürü Necdet Menzir, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Başbakan Tansu Çiller, '1000 operasyon'un sahibi dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Veli Küçük, Osman Gürbüz, Mahmut Yıldırım olmak üzere siyasi sorumluların da yargılanması ile sağlanabileceğine inandığımızı kerelerce söyledik, bir kez daha tekrar ediyoruz. Gazi ve Ümraniye katliamları bir insanlığa karşı suçtur, zamanaşımı söz konusu edilemez, devlet gücü kullanılarak işlendiğinden bu suçu işleyenleri açığa çıkartacak etkili yöntemlerle soruşturma ve yargılama yapılmasını gerektirir. Bu nedenle, bir kere daha yargı kurumlarını ve siyasi iktidarı adaleti sağlamak üzere görevlerini yapmaya ve insanlık değerlerine sahip herkesi, yeniden açılan Ümraniye Katliamı Davası'nın 14 Nisan günü Anadolu Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşmasına katılmaya ve ailelerin adalet talebine ses vermeye çağırıyoruz. Gazi ve Ümraniye katliamlarını unutmadık unutturmayacağız." |
Gazi'de ne olmuştu? 12 Mart 1995'te Gazi Mahallesi'nde üç kahvehane ile bir pastane, otomobilden açılan ateşle tarandı. Ölümleri protesto etmek isteyen ve karakola yürüyen halka ateş açıldı, 17 kişi öldü. Ümraniye'de de halkın üzerine açılan ateşte beş kişi yaşamını yitirdi. Resmi kayıtlara göre 300 kişi yaralandı. 20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı, dava "güvenlik gerekçesiyle" Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'ne taşındı. Dava, Kasım 2001'de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı. Polis Ahmet Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı. İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası'na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü. Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkûm oldu. |
(EMK)