Gerçekten inanılması zor; Çevre ve Şehircilik Bakanı, Salda Gölünün kıyısında millet bahçesi yapılacağını açıkladı:
“Salda Gölü özel çevre koruma bölgesi ilan edilecek. Yaklaşık 300 bin metrekarelik alanda Millet Bahçesi yapacağız. Bu bir ilk olacak. Vatandaşımız bungalov evlerde, kafeteryalarda dinlenecek. Her türlü festivalin yapılabileceği alanlar olacak”.
Türkiye'nin en derin, dünyanın ikinci derin gölü (yaklaşık 185 m) ve yaklaşık 45 km2 civarında bir alana sahip olan Salda Gölüne. İlk olacağı kesin; gölleri su birikintisi, kıyılarını da arsa ve rant alanı olarak gören bu anlayış, sanırım insanlık tarihinde görülmemiştir.
Burdur’un Yeşilova İlçesinde yer alan gölün kaderi de Burdur Gölünün kaderini paylaşacak demek ki.
bianet'e Burdur Gölüne ilişkin “Ölen Burdur Gölü’mü Sadece” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Türkiye’de özellikle bazı bakanlıkların uygulamalarına dair yine bianet’te birkaç yazı yazdım; yine kısaca değineyim: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygulamalarının kentleri ne hale getirdiği ortada. Artık beton yığınına dönen kentler, her doğa olayının afete dönüşmesiyle yaşanabilir olmaktan çıktı. Çevreye ilişkin yaptıkları ise geri dönülemez boyutlarda vahim. Çıkar gruplarına yeni rant alanları yaratmak adına tam bir gözü dönmüşlük hali; yıkıcılık ve yok edicilikte sınır tanımayan bir halet-i ruhiye durumu.
Şimdi hedefteki Salda Gölü jeolojik olarak özel bir yer. Salda Yosun Balığı ve 110 kuş türüne de ev sahipliği yapıyor. Özellikle gölün kuzey kenarı hariç diğer kenarlarında MgCO3 (Magnezit) çökelimi olduğundan kıyı şeridinde bitki örtüsü bulunmuyor. Gölün su seviyesini buharlaşma ve göle akan akarsuların drenaj rejimleri denetler. Göl yaşayan bir canlı gibi jeolojik oluşumunu günümüzde de güncel çökelimlerle sürdürür.
.
Salda Gölü güncel çökelimleri. (Yüksek lisans tezi, mühendis Burak Sezer.)
Göl kıyısı ve göl içi güncel hidromanyezit oluşum aşamaları. (Burak Sezer).
Son yıllarda Salda Gölü önemli bilimsel çalışmalara da konu oluyor.
“İlksel yaşam formlarına ve çevresel koşullara dair önemli veriler içerdiği düşünülen stromatolitlerin oluşum mekanizmaları ile bu süreçleri kontrol eden jeobiyolojik faktörlerin anlaşılması yalnızca Yerküre’de yaşamın başlangıcına dair önemli bilgiler sunmayacak aynı zamanda Yerküre dışında yaşam izlerinin ortaya konması için önemli ipuçları sağlayacaktır. Bu çalışmaya konu olan Salda Gölü stromatolit oluşumları ilk defa Russell vd.,’nin 1999’da yaptıkları çalışma ile dikkat çekmiştir. Salda Gölünde güncel olarak oluşan hidromanyezit içerikli stromatolitlerin Mars’ta ki karbonat içerikli kayaçlara benzerlik sergilediğinin önerilmesi ile bu yapılar Yerküre dışı yaşam izlerinin araştırılması için uygulama alanı bulmuştur “
Salda Gölü ve hidromanyezit çökellerinden genel görünüşler ve gaz çıkışları. Balcı vd. **
“Sonuç olarak, Salda stromatolitleri, belirli bir dengedeki kimyasal, biyolojik, fiziksel ve iklimsel koşulların ortak bir ürünü olarak gelişmektedir. Yerküre’nin erken döneminde yaygın olarak oluşan yaşamın ortaya çıkış ve gelişim süreçlerine ışık tutacak bu yapıların detaylı araştırılması jeolojik kayıtlarda ki yaşam izlerinin tayini için önemli veriler üretecektir.”*
Ülkemizin doğal miraslarını hoyratça harcamaktan çekinmeyen karar vericiler açısından elbette bu çalışmaların bir önemi yok! Hatta yok sayılması onlar açısından belli ki bir gereklilik. Onların dünyasında insanın ve doğanın evrimine yer yok. Ama bilim üretmeye devam ediyor ve insanlık tarihinin kayıtlarına geçiriyor!
Birkaç yıl önce gazeteci ve yazar Yusuf Yavuz, gölü besleyen en önemli kaynak olan Düden Çayı üzerinde DSİ tarafından yapılan göletlere ilişkin yöre halkının açtığı davaları gündeme taşımıştı. Mahkeme, üç kişilik bilirkişi heyetinin düzenlediği rapora dayanarak, gölet yapımında bir sakınca görmemiş ve hukuka uygun bulmuştu! Bilirkişi heyetine karşı yapılan itirazlar kabul edilmedi. Dava Yargıtay’a taşındı. Göle ulaşan suyu tutacak gölete ilişkin tepkiler dinmeden, DSİ tarafından Kayadibi Köyünde ikinci bir gölet projesine daha başlandı. Üzerine gölet yapılan ana besleyici Düden Çayı dışında, mevsimsel akış gösteren Doğanbaba, Köpekçayı, Karanlıkdere, Kuruçay ve Kayadibi dereleri yaz aylarında kuruyor.
Geçtiğimiz yıllarda Salda Gölü kıyısına yapılan kır lokantası Foto: Yusuf Yavuz.
Eğer böyle giderse kesin olan şu ki: Düzenli beslenemeyen Salda Gölü, yakın bir gelecekte, son kırk yılda üçte biri kuruyan ve geri döndürülemez bir sürece evrilen Burdur Gölü ile aynı kaderi paylaşacak. Orta Asya’dan beri gölleri kurutarak sürdürdüğümüz kutlu yürüyüşümüz devam edecek!..
Bir yazımı bitirirken daha önce yazdığım “Doğanın Parlamentosu Yok, Yasalarını Kendi Yapar” başlıklı yazının son paragrafı burada tekrar etmenin bir sakıncası yok.
Binlerce yıllık insanlık tarihinde, doğanın bu ölçekte ve bu denli sistematik yok edilmesine ilişkin olmasa da, yaşanmış büyük doğa felaketleri ve toplumsal mücadeleler bağlamında daha karanlık ve umutsuz dönemler yaşandı ve aşıldı. İnsanlık, bir yolunu bulup uzun yürüyüşünü sürdürdü. Bedeller ödedi ama deneyim biriktirdi. Aynı hataları daha az yapar oldu. Belki bir gün hiç yapmamayı da öğrenecek. Bütün bu tükenmişlik, çaresizlik ve umutsuzlukla çepeçevre kuşatılmışlığın bünyesinde aynı zamanda, daha güzel yaşanacak bir dünyanın tohumlarını da yeşerten ve büyüten, umudu besleyen damar hiç eksik olmadı olmayacak da. Tıpkı doğadaki gibi. Bu diyalektiğin de temel yasasıdır. İşte yapılması gereken, sadece insanlığı değil, tüm canlı yaşamı ile birlikte gezegenimizi de kurtaracak olan bu damarı beslemek ve büyütmek…
(Şİ/HK)
*Williams ve Zimbelman, 1994 Russell vd., 1999; Braithwaite ve Zedef, 1994; 1996; Edwards vd., 2005; Shirokova vd., 2013; Kaiser vd., 2016). Russell vd.”,
** Salda Gölünün Jeomikrobiyolojisi ve Güncel Stromatolit Oluşumunda Mikrobiyal Etkiler (Geomicrobiology of Lake Salda and Microbial Influences on Present-Day Stromatolite Formation), Nurgül Balcı (İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü), Cansu Demirel (University of Oklahoma,School of Geology and Geophysics Norman, OK, USA), Mehmet Ali Kurt Mersin Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi-Çevre Mühendisliği Bölümü, Geliş (received) : 29 Ekim (October) 2017 Kabul (accepted): 02 Şubat (February) 2018
Manşet fotoğrafı: Abdulhamit Topa - Burdur/AA