AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen 46. Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu.
Erdoğan’ın gündeminde Afrin operasyonu vardı. Erdoğan, Afrin merkezinin TSK tarafından bugün akşam saatlerinde alınacağını temenni ettiğini söyledi ve İstiklal Marşı gibi bir Mehter Marşı’nın bestelenmesini istedi.
Son yıllarda Serv anlaşmasından İlam'ın günllenmesine bir çok tartışma başlatan Erdoğan, bu kez de İstiklal Marşı'nın bestesini hedef aldı.
“İstiklal Marşımızın anlamını ancak dilimizle birlikte kalbimizle birlikte okuduğumuzda anlayabiliyoruz. En büyük üzüntüm marşı yüreklere nakşedecek bir bestenin bulunamamış olmasıdır. Burada da bestekarlara görev düşüyor. Güfte var, istenilen beste yok.
“15 Temmuz için de marş yazılabilmeli”
“Temenni ederiz ki o da çıkar. Şu anda Fırat Kalkanı, Afrin, biz bununla ilgili bir İstiklal Marşı gibi demeyeyim ama bir Mehter Marşı gibi marşı da yazamazlar mı? Bunu hazırlasınlar. Evde torunum bile Mehter Marşı ile yürüyor. Askerlerimizi de Mehter Marşı ile yürütür gibi yeni marşlarla yürütelim. 15 Temmuz için de marş yazılabilmeli. Şiirlerini yüreğiyle de yazan şairlerimize çok önemli görevler düşüyor.
“Afrin'e biraz daha yaklaştık, temenni ederim akşama kadar Afrin tamamen düşmüş olur. Afrin’i de, Münbiç’i de, Fırat’ın doğusunu da aynı şekilde teröristlerden temizleyeceğiz.”
İstiklal Marşı hakkındaİstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif Ersoy ve bestecisi Osman Zeki Üngör. Milli marş yazılması için öneriyi Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) 1920'de verdi, öneriyi uygun bulan Milli Eğitim Bakanlığı “İstiklâl Marşı Yazma Yarışması” düzenlendi ve 500 lira ödül koydu. Yarışmaya 724 adet şiir katıldı, bu 724 şiirden hiçbirisi İstiklal Marşı olmaya uygun görülmedi. Bunun üzerine dönemin Karesi Milletveli Hasar Basri Bey, o yıllarda Kastamonu'da görevli olan şair, veteriner hekim, öğretmen, vaiz, hafız, Kur'an mütercimi ve siyasetçi olan Mehmet Akif'e yarışmayı düzenleyen ve gelen şiirleri beğenmelen dönemin Eğitim (Maarif) Bakanı Abdullah Suphi Bey'in davet mektubunu 5 Şubat 1921'de iletti. Mehmet Akif Milli Marş için ödül konmasından rahatsız olduğunu için yarışmaya girmediğini söyledi. Sonuçta ısrarlara dayanamayıp "Kahraman Ordumuza" adlı şiirini vermeyi kabul etti. Şiir Mecliste okundu ve beğenilerek 12 Mart 1921 tarihli toplantıda bu şiir İstiklal Marşı olarak kabul edildi. Şiirin betesi için de yarışma düzenlendi. 12 Mart 1921 tarihinde kabulünden bir gün sonra Meclis Başkanvekili Adnan Bey (Adıvar), marşın bestesi için yarışma açılması gerektiğine dair önerge verdi. Maarif Bakanlığı, Hâkimiyeti Milliye gazetesinin 17 Mart 1921 tarihli sayısında bu defada da marşın bestesi için bir yarışma duyurusu ilan etti. Bugün kulanılan Osmanlı sarayında ilk Türk kemancısı olarak yetiştirilen Osman Zeki Üngör'e ait. Yarışmada Ali Rıfat Bey'in alaturka usuldeki bestesi birinci seçilmişti; Üngör'ün bestesi ise beşinci olmuştu. 19 Temmuz 1923 tarihinde yarışmaya katılan elli beş beste içerisinden Ali Rıfat Bey’in (Çağatay) eserini tavsiyeye uygun gördü. Eseri notları ile birlikte Ankara’ya gönderdi. Komisyon aynı, zamanda Rauf Yekta Bey, Zati (Arca) Bey, Kazım (Uz) Bey ve Dr. Suphi (Ezgi) Bey’in bestelerini de beğendi. 1930 yılına kadar Ali Rıfat Bey'in bestesi kullanıldı. 1930 yılında Maarif Bakanlığı'nın resmi kurumlara gönderdiği bir genelge ile uygulamada değişiklik yapıldı. İstiklal Marşı Osman Zeki Bey'in batı tarzı bestesi ile seslendirilmeye başlanmış ve devletin resmi marşı haline geldi. (Kaynak: tbmm.gov.tr) |
(HK)