Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü, Urfa Milletvekili Osman Baydemir, bugün saat 12.00'de Meclis'teki HDP Grup Yönetimi salonunda basın toplantısı düzenledi.
Baydemir, Adalet Bakanlığından Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına iletilen “gizli” ibareli belgenin “yargıya talimat niteliği taşıdığını” ifade etti, belgeyi de basın mensuplarıyla paylaştı.
9.9.2015 tarihli ve “Gizli” ibareli belge, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın düzenlediği bir basın toplantısının ardından, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün başsavcılığa gönderdiği dilekçe.
Belgede Demirtaş'ın 9.9.2015'te internet sitelerinde yayınlanan konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve dönemin başbakanı Davutoğlu'na "hitaben söylediği ifadeler"in dilekçenin ekinde gönderildiği söyleniyor, "Gereğinin ifası ile yapılan işlem sonucunda ivedi bilgi verilmesini rica ediyorum” deniyor.
“Cumhurbaşkanı açıklıyor, fezlekeler artıyor”
Baydemir'in verdiği bilgilere göre, dokunulmazlıklar Meclis Genel Kurulu'nda görüşülmeden önce, 31 Aralık 2015'te, Meclis’e intikal eden HDP milletvekillerine dair toplam 182 fezleke vardı. Cumhurbaşkanının açıklamasından 2 hafta sonra fezleke sayısı 242'ye, iki ay sonra yine cumhurbaşkanının bir başka açıklaması sonrasında da 326’ya çıktı. Bu sayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hesap soracağız, yargı gereğini yapacak" sözleri sonrası 510 oldu.
“Adalet Bakanlığında HDP’yi takip eden birim var”
Baydemir, konuyla ilgili değerlendirmesinde, "Yargı HDP'ye yönelik tüm davalarda talimatla işliyor" dedi.
“Adalet Bakanlığında HDP milletvekillerini adeta takibe alan ve talimat üzerine talimat gönderen bir birim var.
“Hep söylenir rüşvetin belgesi olur mu? Bu tartışma devam etsin, ama yargının talimatlandırıldığının belgesi var. HDP milletvekilleri hakkında açılan fezlekelerin nasıl hükümetin talimatıyla hazırlandığının belgesini ortaya koyacağım.”
“Yargının talimatla işletildiğinin belgesi”
“Anayasanın 138. maddesinin ihlal edildiğinin, yargının talimatla işletildiğinin belgesidir.
“Bu belge eş genel başkanımızın Diyarbakır Asliye Ceza Mahkemesindeki davasıyla ilgili sehven bize ulaşmış gizli bir belgedir.
“Bu belge adaletin nasıl çiğnendiğinin belgesidir. Bu belge tuzun kokmuş halinin belgesidir. Bu belge Demirtaş’tan siyasi rakibinin öç alması belgesidir. Demokratik siyasetin tasfiye edilmesi belgesidir.”
Madde 138 |
“Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. “Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” |
“‘Gereğinin ifasını rica ederim ne demek?"
“Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş 9 Eylül 2015 ‘te bir basın toplantısı düzenliyor. Basın toplantısından hemen sonra beyanları haber sitelerinin konusu oluyor.
“Adalet Bakanlığındaki birim, aynı gün öğleden sonra devreye giriyor ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, aynı gün HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yaptığı açıklamanın tamamını ekli belge olarak başsavcılığa gönderiyor.
“Ve aynen ifade şu: ‘Gereğinin ifası ile yapılan işlem sonucunda ivedi bilgi verilmesini rica ediyorum.’ Bu belge gizli ibareli bir belgedir.
“Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, bakan adına imza ile Cumhuriyet Başsavcılığına gönderiliyor. ‘Gereğinin ifası’ ne demek? Fezleke hazırlamak demek. ‘Sonucundan bilgi ver’ demek ‘derhal işlemi yap’ demek. ‘Rica ederim’ demek, talimat veriyorum, sıkıysa gereğini yapma demek.”
“Başsavcılık aynı gün fezlekeyi hazırlıyor”
“Adalet Bakanlığı, Bakan adına bu yazıyı gönderiyor da yargı ne yapıyor? 9 Eylül 2015 tarihinde bu yazı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına ulaşır ulaşmaz yemiyorlar, içmiyorlar, başsavcı vekili aynı gün fezlekeyi hazırlıyor.
“Terör örgütü propagandası, cumhurbaşkanına hakaretten fezleke hazırlanıyor.
“Bir talimat var, bir de talimatın gereğinin aynı gün yapılması var. Sonrasında ne oluyor? Bu fezleke Selahattin Demirtaş hakkında 3 ayrı iddianameye 3 ayrı dava dosyasına dönüşüyor.”
“Demirtaş bu dava dosyalarından tutuklu”
“Bu dava dosyalarından birinden dolayı Demirtaş şu anda tutuklu. Talimatla oluşturulan fezleke, talimatla açılan bir dava ve talimatla tutuklamadan bahsediyoruz.
“Birkaç gündür, Anayasa’nın 138. maddesinin ihlal edilip edilmediği tartışması yürütülüyor. Dünyanın hangi yerinde adalet bakanı adına yargıya ‘gereğini yapın, işlem başlatın’ talimatı gidebilir?”
“Anayasa açıkça ihlal edildi”
“Çok açık şekilde Anayasa’nın 138. maddesi ihlal edilmiştir. ‘Eğer bu rutin bir uygulamadır’ diyorsanız neden üzerinde gizli belgesi var? Eğer suç duyurusudur diyorsanız niye talimat gönderiyorsunuz?
“HSYK’nın başı olan Adalet Bakanı adına Cumhuriyet Başsavcılığına gereğinin ifasını rica ediyorum denilen bir yazıdan sonra gereğinin ifasının yapılmaması disiplin suçu gerektirir. Devlet yazışmasında ‘rica ediyorum’ demek üstün astına hiyerarşik olarak kullandığı bir dildir.
“Diğer belgeleri de açıklayacağız”
“Bugün bu belgeyle yetiniyorum. Ayrıca talimatla fezleke hazırlanıyor. Talimatla dava oluşturuluyor ama bütün yargılama aşamaları yine adalet bakanının gözetimi, denetimi altında gerçekleştiriliyor.
“Mahkemenin her kalem oynatması adalet bakanlığının ilgili birimi eliyle denetleniyor. Onun belgelerini de, Adalet Bakanı’nın açıklamasının hemen akabinde kamuoyuyla paylaşacağız.”
“Suç duyurusunda bulunacağız”
“Bu belge hukuksuzluğun belgesidir. Suç işlenmiştir. Cumhuriyet Savcılarını re’sen göreve davet ediyorum. Hukukçularımız suç duyurusunda bulunacak.
“Peki, HSYK’ya suç duyurusunda bulunduk. Kimi şikayet edeceğiz, Adalet Bakanı'nı. Adalet Bakanı HSYK’nın başı. Kimi kime şikayet ediyoruz?” (AS)