Kanun hükmünde kararname (KHK) ile Türkiye İş Kurumu’ndan (İŞKUR) ihraç edilen istihdam uzmanı Sinan Ok ile Türkiye’de işsizliğin vardığı noktayı, genç işsizliğindeki ciddi yükselişi ve istihdam stratejilerini konuştuk.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son işsizlik verilerine göre, Türkiye’de 3 milyon 872 bin kişi işsiz. Genel işsizlik Mart 2010’dan bu yana en yüksek seviyesinde: yüzde 12,7. Genç işsizlik ise yüzde 24 düzeyinde.
Sinan Ok 3 milyon 872 bin kişinin işsiz sayısının, Cumhuriyet tarihindeki en yüksek işsiz sayısı olduğunu söyledi ve işsizliği tetikleyen faktörler arasında olağanüstü hali (OHAL) de saydı. Ok'a göre son yıllarda deneyimsiz gençlerin iş bulma imkanının giderek azalıyor.
Genç işsizlik
Ok’a göre genç işsizlikteki ciddi artışta eğitim ve istihdam politikaları arasındaki uyumsuzluğun da çok payı var.
“Gençleri bugüne getiren eğitim ve istihdam politikaları. Kendilerine sunulan eğitim ve istihdam seçenekleri arasında uyumsuzluk var.
“Reel hayatla uyumlu bir eğitim ve istihdam politikası yok.
“Üniversite açarak, onları diplomalandırarak hiç de öyle olmayan bir işgücü piyasasına gönderiyorlar. Bir üniversite mezununun Türkiye işgücü piyasasında seçeneği ağırlıklı olarak üniformalı istihdam dediğimiz polis, asker gibi seçenekler, onların dışında çok dar bir alan kalıyor.
“Hayata yeni atılmış, deneyimsiz gençlerin iş bulma imkanı daha zor bir olasılık.
“Bir de onların çalışma zorunlulukları daha ileri yaşlarda olanlar kadar çok değil, ailevi yükümlülükleri yok, vs… Orta yaşlı biri bu nedenlerle asgari ücrete de çalışmak zorunda kalabiliyor ama gençlerin işsizliği, yüksek lisans yapma, doktora yapma gibi seçeneklerle ertelenebiliyor.”
Kaynak: DİSK-AR
OHAL etkisi
Sinan Ok OHAL’in işsiz sayısındaki etkisinin de görmezden gelinemeyeceğini belirtti.
“İşsizlik oranları hep yüksekti ama son altı ay içinde ciddi tırmanışa geçti.
“Son dönemde OHAL’in de etkisiyle yüzbinleri aşan bir nitelikli işsizler ordusu ortaya çıktı. İhraç edilenlerin yansıra kapatılan üniversiteler, kapatılan belediyelerden açığa çıkan yüzbinlerden oluşan bir işsiz kitlesi ortaya çıktı. Bunlar çok nitelikli kişiler ama iş bulamıyorlar.
“Aynı şekilde genç nüfusu temsil eden kapatılan medya kuruluşlarından işsiz kalan geniş bir kitle var.
“Yine kamu çalışanlarından ihraç edilen donanımlı, nitelikli insanlar var. Çalışma bakanı 105 bin diyor ama bazı sendikalar bunun 120 binden fazla olduğunu söylüyor.
“Bu insanlar iş aramaya başlayınca deneyimsiz, daha az nitelikli olanlar daha zor iş bulur hale geldi.”
Ücretler
Ok’a göre ücret politikası da en temel sorunlardan biri.
“Verilen ücretler reel bir yaşam kurmaya yeterli değil, hem asgari ücret hem ortalama ücret için böyle.
“Bu nedenle insanlar uzun süreler iş aramak, bazen iş kabul etmemek durumunda kalıyorlar. Medyaya da yansımıştır. Nitelikli, deneyimli insanlara asgari ücret talebiyle gelen işverenler var.
“Devletin uygulamaya çalıştığı istihdam tipi bile bunun ipuçlarını veriyor. Bir tür stajyerlik formatında insanları istihdama katmaya çalışıyorlar. Bu reel ücretleri düşüren bir uygulamaya destek vermeleri anlamına geliyor.”
Kuralsızlaşan işgücü piyasası |
Sinan Ok istihdam politikalarının giderek daha fazla kuralsızlaşan bir işgücü piyasası doğurduğunun da altını çizdi. “Kuralsız bir emek rejimi uygulanmaya çalışılıyor. Esnek, çalışma süresi belli değil, ücreti belli değil, kıdem tazminatı yok, kesinlikle sendikalı olma olasılığı yok… “Bu kapsamda çalışan sayısı, mesela taşeron işçileri de dahil edersek iki milyon, üç milyon sınırına ulaştı. Yani her çalışan on kişiden biri kuralsız, ki buna ücretsiz aile işçilerini ve kayıtdışı çalışanları dahil etmiyoruz... Bunlar dahil edildiğinde her iki kişiden biri tam ücretli çalışmıyor diyebiliriz. “Bu koşullarda gençler de yaşlılar da uygun koşullarda bir yaşam kurmanın gereği olan çalışma hakkının sonucuna varamıyorlar.” |
İşverene teşvikler...
İstidam için işverenlere verilen teşviklerin niteliğine ve neye hizmet ettiklerinin önemli olduğunu söyleyen Sinan Ok, İşsizlik Sigortası Fonu’nun gelir ve giderlerindeki artışın dengesizliğine de dikkat çekti.
“Teşvikler nereden karşılanıyor önemli bir soru. İşsizlik sigortası fonundan karşılanıyor.
“Bu fon nereden toplanıyor? Şu an mevcut işçilerin primlerinden kesilen ödeneklerle birikiyor. Burada da bir yanlışlık var. İşveren olarak istihdam edeceğiniz işçinin primini işveren değil, daha önce çalışmış insanlar, işçileri emekçiler ödemiş olacak.”
Kaynak: DİSK-AR
İşsizlik Sigortası Fonu
Sinan Ok uygulanan teşvik politikalarının sonuçlarının işsizliği arttırdığını, çalışma koşullarını kötüleştirdiğini ve İşsizlik Sigortası Fonu’nun da amaç dışında kullanıldığını vurguladı.
“Bunlar milli istihdam seferberliği altında şimdi uygulanmış gibi gözüküyor, fakat on yıldır uygulanıyor aslında.
“2007’den sonra, yaşanan krizden bu yana İşsizlik Sigortası Fonu bir isim altında işverenlere aktarılıyor. Bu bazen vergi teşviki oluyor, bazen mesleki istihdam teşviki oluyor; adı değişiyor, fakat uygulamada işverene destek oluyor.
“Hatta geçtik sigorta primlerini, ücret ödenmeye başlandı. İşverenin ödemesi gereken ücreti, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılar hale geldik.”
Ucuz işgücü
Eurostat'ın 15-24 yaş grubunun 2006-2015 arası işsizlik oranları. (Büyütmek için tıklayın)
Sinan Ok mevcut istihdam politikalarıyla 2009 krizi dahil, Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsiz sayısı ortaya çıktığın hatırlatarak, amaçlananın ucuz işgücü piyasası yaratmak olduğunu anlattı.
“Ben buna ‘İKAP’, işsizliği kasıtlı arttırma politikaları diyorum.
“Bunu ülkenin rekabet gücü artsın, reel ücretler düşsün diye, ikinci bir Çin olalım diye yapıyorlar. Ortadoğu’nun Çin’i biz olalım, diye yapıyorlar.
“Bunu da ben ifade etmiyorum, defalarca siyasal iktidarın temsilcileri ifade etti.
“Rekabet gücümüzü ucuz işgücü üzerinden kurmak istiyorlar. Halbuki bu orta ve uzun vadede derin bir yoksullaşma ve gelir dağılımı adaletsizliği demek, başka bir şey değil.
“Bizim bu işsizlik seviyesine getirilmemiz ulusal istihdam stratejisinin sonucudur.
“Bu strateji de 2014’te başlamış bir stratejidir. ‘Kiralık işçilik’ yasası da OHAL’de çıkarılabildi. 2003’te iş kanunuyla getirilmek istenmiş ama toplumsal tepki nedeniyle getirilememişti.
“Fonun gelir ve gider artışı dengesiz”
“Ekonomik kriz ortamında İşsizlik Sigortası Fonu’nun çuvalı açıldı. Şu an bu fondan harcanan paranın yüzde 30’u işsiz kalan kişilere ödeniyor. Geriye kalan yüzde 70’i duble yollardan tutun, vergi indirimlerine, mesleki eğitime ve daha birçok şeye ödeme yapılıyor.
“Orayı elde kalan son havuz gibi kullanıyorlar. Tüm havuzlar özelleştirildi, elden çıkarıldı, burayı kullanıyorlar.
“İşsizlik Sigortası Fonu’nun son üç yıldaki gelirleriyle giderleri arasında bir ters orantı var. 2016’da önceki yıla göre gelir artışı yüzde 20 iken gider artışı yüzde 84.” (YY)
Sinan Ok |
Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’nde okudu. 2007-2011 yıllarında Ankara Üniversitesi Kadın Çalışmaları Anabilim Dalı’nda “Erkeklik Krizi ve İşsizlik” bitirme teziyle yüksek lisans yaptı. TODAİE kapsamında “Devşirme Milliyetçilik: Yurttaşlığı Değiştirilen Sporcular” master tezi ve Ankara Üniversitesi Siyaset Anabilim Dalı’nda “Ulus, Devlet ve Din İlişkileri” doktora tezi devam etmektedir. 2006 yılında İŞKUR Genel Müdürlüğü’nde İstihdam Uzmanı olarak başladığı işi kapsamında “Ekonomik Büyüme ve İşsizlik” başlıklı uzmanlık tezini hazırladı. 11 yıllık İŞKUR hizmetinden sonra 6 Ocak 2017 tarihli, 679 Sayılı OHAL KHK’si kapsamında "iş bulma kurumu tarafından işsiz bırakıldı.” KESK’e Bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) işyeri temsilcisi. İhraç edildikten sonra çalışmalarını “xebatistihdam.blogspot.com.tr” adresi üzerinden kamuoyuyla paylaşıyor. |
* Manşet: Anadolu Ajansı