Arap Ayaklanmaları’nın başlamasının ardından 5 yıl geçti fakat bir çok ülke 2011’de bulunduğu konumdan daha kötü durumda. Suriye’de Yemen ve Libya'daki yakın gelecekte sonu gözükmeyen çatışma ortamı devam ediyor, monarşiler ayakta, Mısır cunta yönetimi altında ve Ortadoğu coğrafyasında yoksulluk, işsizlik ve derin adaletsizlik devam ediyor.
Bunun yanında belli ülkeler de ‘baharı atlatmış’ durumda.
Ortadoğu ülkelerinin her biri toplumsal ayaklanmalara karşı kendi cevaplarını geliştirdi. Bunlardan en etkilileri petrol geliri ve korku rejimine sahip olan Körfez ülkelerindeydi.
Lübnan’da ise 2011’de domino taşlarına dahil olmaz iken bu yaz ‘You stink’ (Kokuyorsun) eylemleri ile hükümete ve yolsuzluğa karşı etkili protestolar gerçekleştirdi. Cezayir ve Fas’ta eylemler sonrası ilk yıl zor geçti yaklaşık 1 sene boyunca ülkenin çeşitli bölgelerinde gerginlik sürdü ama rejim ayakta kalmayı başardı.
Tunus
Arap Ayaklanmaları’nın bilinen figürü haline gelmiş sokak satıcısı Muhammed Bouazizi kendini yakmasından sonra başlayan eylemler başkan Bin Ali’nin devrilişi ile sonuçlandı. Bin Ali’nin devrilişine kadar 300 kişi hayatını kaybetse de barışçıl doğasından ötürü ayaklanmaya Yasemin Devrimi adı verildi. Bugün bakıldığında Tunus ayaklanma sonrası anayasa ve seçimlerle demokratik geçişi gerçekleştiren tek ülke olarak ele alınıyor.
2011’in Ekim ayında gerçekleşen seçimlerde Nahda partisi %41’lik oranla iktidara geldi. 3 sene sonra gerçekleşen parlamento seçimlerini seküler tabanlı Nida Tunus Partisi kazanırken, Nahda ikinci parti oldu. Ülkede demokratik geçişe rağmen işsizlik ve eşitsizliğe karşı protestolar devam ediyor.
Mısır
Mısır’da 25 Ocak’tan 12 Şubat’ta Mübarek’in istifasına kadar geçen süreçte 846 kişi hayatını kaybetti.
Mübarek’in istifasından sonra yönetimi ele geçiren askeri koney 2012 yılının başında sivil hükümetin yönetimine izin verdi ve Haziran’da gerçekleşen başkanlık seçimlerini Muhammed Mursi kazandı. Fakat ülkede devam eden gerginlik ve çatışmanın ardından bir sene sonra darbe gerçekleşti. Darbenin ardından eski Savunma Bakanı Abdülfettah El Sisi yüde 96’lık bir oy oranı ile başkan seçildi.
Darbeden sonra öncelikle Müslüman Kardeşler’e ve çeşitli muhalif gruplara karşı gerçekleşen şiddet ve tutuklama operasyonları, ekonomik gidişattaki başarısızlığın Mısır’da yeni bir ayaklanmaya yol açabileceği tartışmalarını getiriyor.
Suriye
Suriye'de ayaklanma 15 Mart 2011'de başladığı kabul edilen ayaklanmadan bugüne 200 binden fazla insan hayatını kaybetti. Dera’da “Halk rejimi devirmek istiyor” yazan öğrencilerin tutuklanması ve işkence görmesinin ardından sokağa dökülen kitleler Suriye Ayaklanmasını başlattı. Rejimin barışçıl protestolara saldırılarından sonra hızlı bir şekilde silahlanan muhalefet, 2011 Ağustos ayından beri rejim ile yoğun çatışmalarını sürdürüyor. Ülke, çatışamadan dolayı radikal gruplar için sığınacak liman oluyor.
Yaşanan iç savaştan ötürü milyonlarca kişi hem ülke içinde hem de komşu ülkelere ve Avrupa’ya göç etti ya da ulaşmaya çalışıyor. 2014 Eylül’ünden beri Amerika’nın başını çektiği koalisyon IŞİD’i bombalarken, Rusya hem IŞİD’i hem de rejim karşıtı güçleri bombalamaya devam ediyor.
Muhalifler ve rejim arasında belli bölgelerde kontrol üzerine çatışmalar devam ederken, Afrin, Kobanê ve Cizirê kantonlarında PYD yönetimi sürüyor. Ülkenin bir kısmı IŞİD yönetimi altında.
Ürdün
Daha çok demokratik hak ve kralın gücünün azaltılmasını talep eden protestolardan sonra Kral Abdullah tarafından mütevazı reformlar gerçekleştirdi Kasım 2012’de güvenlik güçleri ve eylemciler arasında gerilim artsa bile Ürdün’de krallık karşıtı protestolar genel olarak barışçıl kimliğini korudu.
Suriye’de iç savaşın yayılmasından sonra ülke en geniş Suriyeli nüfusa sahip olan ülkelerden biri haline geldi. Dünyanın en kurak ülkelerinden biri olmaya devam eden Ürdün, artan nüfusu ile su sıkıntısı çeken ülkelerin başında.
Irak
2003 yılında gerçekleşen Amerikan işgalinden sonra toparlanamayan Irak, 2011’de domino taşlarının bir parçası haline gelmedi. 2013 ve 2014 yılında Şii/Sunni ayrımcılığı yaptığı gerekçesi ile başbakan Nuri-eli Maliki’ye baskı arttı.
Merkezi kontrolün sağlanamadığı ülkede 2014 yılından beri Irak ordusu ve İslam Devleti arasındaki çatışmalar devam ediyor.
Suudi Arabistan
Arap Ayaklanmaları başlar başlamaz Suudi Arabistan 125 milyon dolarlık bir yardım paketi açıklayarak protestoları kontrol etmek istedi. Mart ayında ise Şii azınlığın daha çok ikamet ettiği doğu illerinde yaşanan gerginliklerden sonra tutuklama operasyonlarına başladı. Tam anlamıyla bir korku hükümdarlığı olmaya devam etti.
2011 yılının başında Bahreyn’deki protestonun engellemesi için askeri yardım yapan ülke, Mart 2015’ten beri Yemen’e askeri müdahalede bulunuyor.
Yemen
Arap Ayaklanmaları’nın ilk kurbanı diktatör Ali Abdullah Salih, Yemen için ‘bensiz ikinci Somali olur’ diyordu.
Salih’in gidişinden sonra demokratik seçimler gerçekleşse bile 2014 yılında ülkenin kuzeyinde güçlenen ve silahlanan Husiler, Yemen hükümeti tarafından kontrol altına alınamayınca Suudi Arabistan’ın müdahalesi ile karşılaştı.
25 milyonluk Yemen nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan Husiler, Aden Körfezi'ne kadar ilerlese de, 26 Mart'tan bu yana Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap koalisyonunun bombardımanı altında. Cumhurbaşkanı Hadi ülkeyi terk edip, arada geri dönerken Birleşmiş Milletler (BM) ülkenin iç savaşın eşiğinde olduğunu söylüyor[1]. (BZ/HK)
[1] Daha fazla bilgi için 6 Soruda Yemen Krizi
ARAP AYAKLANMALARI'NIN 5. YILI YAZI DİZİSİ
25 Ocak Pazartesi - Arap Ayaklanmaları Yazı Dizisine Başlarken
25 Ocak Pazartesi - Arap Ayaklanmaları'nın 5. Yılı: Kronoloji
25 Ocak Pazartesi - Yedi Ülkede Arap Ayaklanmaları'nın Dünü Bugünü
26 Ocak Salı - Mete Çubukçu Ayaklanmaların 5 Yılını Anlattı
27 Ocak Çarşamba - Mısır'da Her Şey Mümkündü; Buraya Nasıl Geldik?
28 Ocak Perşembe - Tahrir ve Küresel Kalabalık Üzerine
29 Ocak Cuma - Mısır Devrimi'nin Sesi Essam'ın Hikayesi: "Çalınan Bahar"
1 Şubat Pazartesi - "Ulusal Mutabakat Sağlanmadan Mısır Halkı Güvende Olmayacaktır"
2 Şubat Salı - Can Ertuna'nın Gözünden Arap İsyanları
3 Şubat Çarşamba - Amerikalı Bir Gazetecinin Ortadoğu Güncesi
4 Şubat Perşembe - "Mısır, İran Devrimi Gibi Kendi Değerlerinden Döndü"
5 Şubat Cuma - "Görmüyor musun Ben Vatanımı Kaybettim?"
7 Şubat Pazartesi - Arap Devrimleri ve Suriye: Beş Yıl Sonra