PKK Yürütme Kurulu Üyesi Murat Karayılan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın her şeyi yok sayan tavrı nedeniyle çözüm sürecinin ara dönemden geçtiğini söyledi.
Kürt sorununun Türkiye’nin en temel sorunu olduğunu ifade eden Karayılan, bu sorunun çözümünün Türkiye’nin demokratikleşmesi, istikrara kavuşması, ekonomik olarak gelişmesi açısından önemine dikkat çekti.
İMC TV’den Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtlayan Karayılan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Çözüm süreci
“7 Haziran seçimlerinin sonucu eğer doğru okunursa, Türkiye toplumu Kürt sorunun çözümünü istiyor.
“Türkiye’deki ateşkes koşulları, istikrar durumu yine seçimlerin bu koşullarda yapılmış olması aslında Önder Apo’nun yoğun bir çaba ve emekle geliştirdiği bir sürecin sonucudur.
“Buna rağmen şu anda kendisi üç ayı aşkın bir zamandır tecrit altındadır, kendisinden haber bile yoktur.
Çözümle ilgili olan Yalçın Akdoğan, HDP’nin İmralı Heyeti’nin yaptığı açıklamaya karşılık ‘Hep bunlar istemeye alışmış’ dedi. Aslında var olan zemini bozdular, var olan ümitleri de ortadan kaldırıyorlar. Çözüm süreci esas olarak Erdoğan’ın müdahalesiyle ortadan kaldırıldı.
“İlk önce Kürt sorunu diye bir sorun yoktur dedi, daha sonra izleme heyetine katılmıyorum doğru değildir, İmralı’nın itibarını artırır dedi. Daha sonra Dolmabahçe Sarayı’ndaki açıklama da doğru değildir dedi. Daha sonra da masa filan ortada yok dedi, yani her şeyi yok saydı.
“Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan 10 maddelik açıklama düzeyi var. Her iki tarafın mutabık olduğu belge ilk kez kamuoyu önünde açıklandı.
“Şimdi tüm bunların yerle bir edilmesi ne anlama gelir? Çözümün bitirilmesi anlamına gelir, çözüm dolayısıyla bitmiştir, çözüm yoktur. Yaşanan mevcut günler bir ara dönemdir.
Yeni hükümet
“Yeni hükümet bir savaş hükümeti mi olacak yoksa gerçekten Türkiye’nin sorunlarını çözmeye çalışan bir hükümet mi olacak? Ama ağırlıklı olarak görülen o ki aslında bir seçim hükümeti olacak.
“Sertliğe endeksli bir seçim hükümeti olasılığı daha yüksek, daha ön planda. Çünkü Erdoğan öyle düşünüyor.
“AKP’nin şu andaki üslubu, tarzı, yaklaşımı çözümü değil, çözümsüzlüğü esas alıyor. Bir de eğer seçime gidecekse MHP’ye giden oyları çekmek için sertlik siyasetini esas alacağı görülüyor.
“Seçimden sonra AKP üslubunu değiştirmedi tersine daha sertleştirdi, herhangi bir esneme görülmedi.
"Koalisyon hükümetinin kurulma süreci gündemde. Kurulacak hükümetin rengine bakıp biz de kendi yolumuzu belirleyeceğiz artık. Ortadoğu’da yaşanan süreç var, yine Kürdistan’da yaşananlar var. Bizim bekleme gibi bir durumumuz söz konusu olamaz.
Keşif faaliyetleri
“Her gün keşif uçuşları yapılıyor. Şimdi bu kadar keşif gerilla alanlarında günlük olarak en az yedi sekiz alanda yoğun keşif faaliyeti var. 2013’ten sonra bu faaliyetler durmuştu
veya sembolik bir biçimde zaman zaman olabiliyordu.
“Bu bahar aylarıyla birlikte artmaya başladı. En son 30 Haziran’da uçaklar gerilla mevzilerini vurdu. Bu ateşkesin bitirilmesidir dedik. Şu anda süreç de ateşkes de aslında ara bir dönemde bizim karar vermemizi bekliyor.
Nelson Mandela modeli
“Nelson Mandela’yla hükümet ilişkiye geçtiğinde ilk önce yerini değiştirdi, cezaevi olmayan bir yere taşıdı. Kendi yönetimiyle, yoldaşlarıyla, ailesiyle rahat görüşebilecek olanakları sağladı. Ve o koşullarda heyetle birlikte görüşmeleri yürüttü.
“Şimdi benzer bir şey önderlik için de geliştirilmesi gerekiyor. Farklı bir formatta süreç başlayabilir. Müzakere ile başlayabilir.
“Müzakerenin ön gördüğü diğer kurulması gereken izleme heyetidir, adalet hakikat heyetidir, benzeri heyetler kurulabilir.
Demokratik özerklik
“Biz PKK olarak demokratik yollarla bu sorunun çözümünü istiyoruz fakat biz haklarımızdan ve kimliğimizden vazgeçemeyiz.
“Türkiye’nin birliği içerisinde demokratik, özerklik formülü tüm Türkiye için demokratikleşme formülüdür.
“Türkiye bu eksende sorunu çözerse ilerleme kaydedebilir ama buna gelmezse bize kimliksizleştirme, bize teslim olma dayatılırsa olmaz.
Silah bırakma
“Davutoğlu ‘Silahları bıraksınlar’ diyor. İnsaf yani. 35 yıldır zaten devlet yetkilileri aynı şeyi söylemiyor mu? Silahsızlanma çağrısı ne demektir?
“Teslim ol demektir. Ya da teslim olmazsan seni ezerim demektir. Bu olmaz böyle.
“Gerilla Türkiye toplumunun ve Kürdistan halkının özgürlük ve demokrasi güvencesidir. IŞİD’e karşı geliştirilen mücadelede bu açık bir biçimde görülmüştür. Eğer gerillanın müdahalesi olmasaydı Ezidi toplumunun büyük katliama uğramış olurdu.
“Eğer gerillanın IŞİD denilen çete yapısına karşı gerekli performansla cevap vermemiş olsaydı, belki şimdi IŞİD tüm Güney Kürdistan’ı işgal edip artık Türkiye’yi tehdit eder hale gelirdi.
Öcalan’ın özgürlüğü
“Öcalan’ın özgürlüğüne bence Türkiye kamuoyu hazırdır ama Türkiye siyaseti hazır değil.
“Kürt halkı Önder Apo’yu kendine önder olarak görüyor. Şimdi orada İmralı’da tecrit altına alınan bir kişi değil bir ideolojidir, bir felsefedir, bir halkın iradesidir.
AKP
“Bence AKP, daha doğrusu Erdoğan bu 45 günlük süre içerisinde hükümet kurma görüşmelerini yavaş yavaş zamana yayarak yürütecek. O arada da sürekli anketler geliştirecek.
Eğer ki anketlerin sonuçları AKP’nin tek başına iktidara gelebileceğini gösterirse, erken seçimi hedefler, tersi durum sonucu açığa vurursa o zaman CHP’nin veya MHP’nin şartlarını kabul edebilir.
HDP
“Biz HDP’nin siyasetini yetersiz görüyoruz. Haziran seçimleri Türkiye’nin en önemli seçimiydi. Bu seçimde HDP zafer kazandı. Seçim zaferi kazanan bir parti fırtına gibi olmalıydı. Daha aktif olmalıydı. Daha hızlı olmalıydı.
“Bu meclisin bir kurucu meclis olması için öneri üzerine öneri yapmalıydı. Öncelikle Türkiye toplumunun boynunda bir halka gibi duran anayasaya yönelik girişimleri olmalıydı.
“HDP’nin şunla olurum bununla olmam, böyle kendini sınırlayan bir yaklaşım geliştirmesi doğru değil.
“HDP madem ki Türkiye’nin temel sorunlarını çözmek üzere yola çıkmış bir siyasal organizasyon ise o zaman sırtında küfe vardır. Öyle herkes hükümet kursun ben de seyrederim diyemez. Gerekirse kendi de sorumluluk üstlenir. İşin içine girer.” (EKN)
* Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın
** Söyleşinin devamı bu akşam saat 21.00’de İMC TV’de yayınlanacak.