Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nin başkanı Eyüp Muhçu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 30'dan fazla kişinin ölümüne neden olan sel ve Ayama deresi civarındaki yapılaşmayla ilgili söyledikleri için "Gerçekle uzaktan yakından ilgisi yok" diyor.
bianet'in görüştüğü Muhçu, dere yatağı civarındaki çarpık yapılaşmadan yakınan, ıslah çalışmalarına halkın karşı koyduğunu söyleyen Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'yken, 1997'de yaptığı plan değişikliğiyle, bölgeyi yoğun yapılaşmaya açtığını, bunun da ayrıca kaçak yapıları tetiklediğini vurguluyor.
Muhçu'nu anlattıkları şöyle.
"Esas sorumlular kendileri"
Erdoğan'ın plan değişikliği: Erdoğan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, doğal afetin esas sorumluları olarak, hezeyan içinde sorumluluğu halka, dereye, iklim değişikliğine ihale ederek kurtulmak istiyorlar. Asıl sorumlular kendileri. Bu bölgedeki yapılaşmalar 1997'de Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde hazırlanarak yürürlüğe sokulan bir plan değişikliğiyle başladı. İstanbul açısından önemli bir ekolojik koridor, yeşil alan, rekreasyon alanı olan Ayama deresinin bir kısmı, yüksek yoğunluklu ve çok katlı yapılaşmaya açıldı.
Mimarlar uyardı: Planın olumsuzluklarını ifade eden bir çevre etki değerlendirme raporu, o dönemde Mimarlar Odası tarafından bizzat Erdoğan'a sunuldu. Plan değişikliyle bölgenin yeşil alan, niteliği ortadan kalkacak, Ayamama dere olma vasfını yitirecek, doğal afet davet edilmiş olacak, dendi. Şehircilik ilkeleriyle bağdaşmayan plan değişikliğinin iptal edilmesi istendi. Ama Erdoğan bunu dikkate almadı.
Dava açtık, kazandık: Daha sonra dava açtık. Erdoğan dava sürecini de dikkate almadı. İstanbul 5. İdare Mahkemesi, kararında savlarımızı doğruladı, "kamu yararı da yok" dedi. Yargı kararını da dikkate almadılar ve inşaatlara hız verildi. İhlas Holding'in yapıları, EGS ve Dünya Ticaret Merkezi'nin olduğu, Ayama'nın güneyindeki Güneyde havaalanına, Ataköy'e yakın olan bölge böyle oluştu. Erdoğan mahkeme kararını geçersiz kılmak için davayı temyize götürdü. Ama Danıştay 6. Dairesi mahkeme kararını onadı.
Yargı kararını uygulamadılar: Bundan sonra bile yapılaşmalar devam etti. Bu bölgede yargı kararına rağmen yapılan binalar, kuzeydeki, vadi içindeki kaçak yapılaşmaları tetikledi. 1997'den sonra devasa, kütleli, işyeri fonksiyonunda çok sayıda kaçak yapı yapıldı. Bu bölge1982 nâzım planında kent mezarlığı, yeşil alan rekreasyon alanı ve dere yatağı olarak görünüyor. Buna rağmen kaçak yapılara bilerek göz yumuldu.
Topbaş'ın yeni planı: Son olarak da, son bir ay içinde, kaçak binaları yasallaştırmak, bölgede az miktarda kalan boşluk alanlara çok katlı yapıların yapılabilmesi için bir plan hazırlandı ve Topbaş tarafından Belediye Meclisi'ne sunuldu.
Ayamama 1995'te uyarmıştı: Basın Ekspres yolu dere yatağının paralelinde. 1995'te Erdoğan belediye başkanıyken yine sel olmuştu. Aslında doğa uyarmıştı. Buna rağmen yapılaşma hızla devam etti. Bugünkü afete açıkça davetiye çıkarıldı. Erdoğan da sonraki belediye başkanları da, bölgedeki yapılaşmanın bir afete yol açacağını biliyordu. Hem bilimsel raporlar hem de geçmişteki sel, açılan dava ve yargı kararları bu bilgiyi veriyor.
Rant çılgınlığı: Buna rağmen, rant değeri yüksek olan bölgede yapılaşmanın devamının tek nedeni rant çılgınlığı. Bu binalardan harç, vergi alıyorlar. Yakınlarına yapı izinleri veriliyor.
Niyet kentsel dönüşümü meşrulaştırmak: Başbakan'ın "halk engelliyor"dan kastı, kentsel dönüşüm adı altında dayattığı sürgün ve rant projelerinin halk tarafından reddedilmesi. Kentsel dönüşümün plan kararlarına karşı halkın kendi hakkını, çevreyi, toplum yararını savunması demokratik davranış. Erdoğan afetin sonuçlarını kentsel dönüşüm projelerini meşrulaştırmanın aracı olarak kullanmak istiyor.
Sadece Ayamama değil: Erdoğan Alibeyköy'de ıslah yapıldı, sorun yok, diyor. Oysa son yağmurlar o çevreye yağmadı. Kağıthane bölgesine önemli bir yağış olmadı. Dere ıslahına rağmen bu bölgeye de aynı oranda yağış olursa, yine geçmişteki gibi felaketler beklenmelidir. Sorun sadece Ayamama deresi değil. Aynı afetin başka vadilerde çok daha büyük mal ve can kaybına neden olabileceği, açık gerçek.
Islah yöntemi yanlış: Mevcut dere ıslahı, çağdışı anlayışın ürünü. Bilimsel değil. Dereler kentin yaşam kaynaklarıdır. Halkın dinlenme, eğlenme, rekreatif ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri yer olarak düzenlemesi gerekirken, atık su kanalları olarak görülüp beton kanallar içine alınıyor. Az bir yağmurla bile taşıyor. Sel oluşuyor. (TK)