Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği (GÜNSİAD) Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın hükümetin Kürt sorununa çözüm projesiyle ilgili konuşmasının, özel bir tespit içermemesine karşın, bölgede insanların çözüm umudunu artırdığını söylüyor.
bianet'in görüştüğü Bedirhanoğlu, hükümetin Demokratik Toplum Partisi'ni (DTP) dışlamaktan vazgeçmesi gerektiğini, DTP'yle görüşülerek atılacak adımların meşruiyetinin olacağını dile getiriyor.
Bedirhanoğlu'nun bir saptaması da, hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yol haritasının görmezden gelinmemesi gerektiği. Bedirhanoğlu, çözüm sürecinde ilk gerekliliğin çatışmasızlığın sağlanması olduğunu, ancak böyle konuşulabileceğini söyledikten sonra, Öcalan'ın PKK'ye kuvvetlerini sınırların dışına çıkması çağrısı yapmasının, ordunun da bu sürede operasyon yapmamasının sağlanmasının çatışmasızlığı getirebileceği kanısında.
Bedirhanoğlu'nun bazı değerlendirmeleri şöyle.
Atalay'ın konuşması: Bakan aslında çok özel bir şey söylemedi, özel bir tespit de yapmadı. Ama yaklaşımı bölgede ve Türkiye'de olumlu hava yarattı; çözüme dair umutları artırdı. Dünden beri beim gözlemim böyle. Farklılıkları olsa bile devlet kurumları arasında bir mutabakat olduğunun İçişleri Bakanlığı ağzından resmen söylenmesi önemli. Bakanın bir model oluşacağını, siyasi partiler ve toplumun her kesiminin taşın altına elini koymasını istemesi, sorunun geleceği ipotek altına aldığını söylemesi de doğru. Çünkü çözüm sadece hükümetin işi değil. Biz de iş dünyasının sivil toplum örgütleri olarak sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.
DTP'yle görüşülmeli: Beğeniriz, beğenmeyiz, DTP'yle kurulacak iyi ilişkilerin çözüme ciddi yarar sağlayacağına inanıyorum. DTP'yi ve kitlesini yok sayarak yaratacağınız çözüm, katkı sağlamayacaktır.
DTP'yle görüşülerek atılan adımlar daha güçlü ve karşılıklı olabilir. Böylece çözüm hem kolay, kalıcı olabilir hem de pekişir. Örneğin TR Şeş doğru adımdı. Ama DTP'yle görüşülmeden yapıldı, toplumda istenen yankıyı bulamadı. Onların siyaseten karşı çıkması da yanlış bir adımdı. Başbakanın DTP'yle bir görüşmesi, ortamı çok rahatlatacaktır. Bir çay bile içse bölgede olumlu etkisi olur.
Başbakandan randevu istedik: Diyarbakır'daki örgütler olarak cumhurbaşkanıyla görüştük. Başbakandan da randevu istedik, henüz bir geri dönüş olmadı. Bu süreçte İçişleri Bakanlığı'na da görüşlerimizi anlatırız.
Kısa vade adımları: Kısa vadede, yasa veya anayasa değişikliği gerektirmeyen ve olumlu atmosfer sağlayacak adımlar atmak mümkün.
1. 1949'da İl Özel İdaresi Kanunu'yla değiştirilen Kürtçe yöre ve coğrafya adlarının iadesi. Bu adım, sembolik de olsa insanlarla devletin kucaklaşması için önemli.
2. TRT Şeş'le ilgili yasal düzenlemeyi kalıcı yapmak, bunu özel radyo ve televizyonlar için de yaygınlaştırmak.
3. Üniversitelerde Kürt dili edebiyatı bölümleri açılması için teşvik edici kararlar almak. Üniversitelerin, ellerini güçlendirecek, onları cesaretlendirecek kararlara ihtiyaçları var.
Öcalan'ın yol haritası: Katılırız, katılmayız, Öcalan'ın sorunun çözümünde öneml aktörlerden biri olduğu kesin. Yol haritası çözüme katkı getirecekse en azından bunu sunmasını sağlamak gerek. Öcalan'ı görmezden gelmemek onu resmi muhatap almak anlamına gelmez. Görüşmek için DTP var. Kim katkı sunarsa sunsun,dikkate almak gerek.
Çatışmasızlığın formülü: Çözümü konuşabilmemiz için kesinlikle ilk öncelik çatışmasızlığın sağlanması. Öcalan yol haritası belirleyecekse, en önemli açıklaması PKK'nin silahlı birliklerinin ülke toprakları dışına çıkarılasını istemesi olur. Ve bu arada ordunun operasyonları durdurmasının sağlanması da gerekli. 1999 ateşkesinde, PKK geri çekilirken, ordu operasyonlara devam etti. PKK'nin o sırada 500 kişi kaybettiği söyleniyor. Bunun olumsuz bir etkisi olur. Geri çekilirken operasyonların olmamasına dair bir beklenti var.
Hayatı iyileştirmemiz gerek: Bu sorun çözülsün, artık işimize gücümüze bakalım. Yoksulluğu, işsizliği nasıl kaldırabiliriz, refahı nasıl artırırız, bunları konuşalım. Kim katkı sunuyorsa değerlendirilmeli ki, bu sorun artık çözülsün. Demokratik zemin oluşursa, artık şapkamızı önümüze koyup gerçekten Kürt sorununu konuşmaya başlayacağız. (TK)