Demokratik Toplum Partisi (DTP) Eşbaşkanı Ahmet Türk, bugün Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisiyle görüşmemesine dair açıklamasına yanıt verdi.
"Başbakan bizim randevu talebimizle ilgili olarak dün gece bir televizyon programında şöyle diyor: 'Randevu verecektim. Şehit haberi geldiği için vazgeçtim!' İyi de, biz zaten bu nedenle görüşme talep etmedik mi? Nezaketen ya da sırf elinizi sıkma adına bir görüşme istemedik ki. Bu çatışmalı ortamın son bulması ve gençlerimizin ölmemesi için görüşme istedik. Ölümlerin olmadığı, çatışmanın yaşanmadığı bir süreçte görüşmeyi gerektiren bir durum var mıdır? Hal böyleyken, görüşmeme gerekçesini yaşanan olaylara dayandırması bizim iyi niyetli çabalarımızı görmemekte ısrar etmektir."
Erdoğan, atv'de katıldığı programda şunları söylemişti:
"Randevu vermeyi düşündüm, ertesi gün 10 askerimiz şehit oldu. DTP'liler terör örgütüne 'terör örgütü' diyemedi. Randevu vermek için sakinleşsin diye bekledik. Tekrar bir mayın olayı ve 6 şehit. Tam bir adım atmaya karar veriyorsunuz bombalar patlıyor. DTP'yle arkadaşlarım zaman zaman görüşüyor. Ben kendimi hazırlarken olanlar ortada. PKK terör örgütüdür deseler birçok şeyin önü açılacak. Onlar da söylemleriyle sürece destek olmaları lazım. Benim bölgeye ve bölge insanına yaklaşımım onların çok çok üstünde."
Başbuğ'un sözlerine yanıt
Türk, konuşmasında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un PKK militanları için söylediği "arar, bulur, yok ederim" sözlerine, ardından "Türkiye maalesef terörle yaşamak zorunda" deyişine ve Başbakan'ın tavrına da değindi:
"Başbakan geri plana çekilince devreye giren statüko, topluma hangi mesajı veriyor? 'Türkiye terörle yaşamak zorunda' diyor. Sayın Başbakan gerçekten siyasi bir irade olabilseydi çıkıp 'Hayır toplum terörle yaşamak zorunda değil. Biz bu sorunu çözeceğiz' demesi gerekmez miydi?
(...)
"Gider arar, bulur, vururum!' zihniyetine karşı şunu söylüyoruz: Gidip, arayıp bulmamız gereken barış olmalıdır. Başarmamız gereken barış içinde yaşayabilmektir. Barış çok da uzakta değil. Yakınımızda. Gidip bulmak için siyasi irade oluşması yeterli. Yeter ki barışa inanalım, inandıralım."
"Devlet silah bıraksın demiyoruz"
Türk, Erdoğan'ın DTP'nin silahların susması çağrısını sanki "ordu silah bıraksın" denmiş gibi yorumlayarak "DTP nerede durduğunu gösterdi" deyişini de anımsattı ve şöyle dedi:
"Fiili çatışmasızlık sürecinin kalıcı hale gelmesi için operasyonların durmasını öneriyoruz. Başbakan bunu 'Devletin silahlı güçlerinin ellerindeki silahları bırakması' olarak çarpıtıyor ve öyle yansıtıyor! Bunun mantıklı bir tarafı olabilir mi? Bizimle diyalog kurmayı deneseydi, mesajlarımızı, çağrılarımızı ve önerilerimizi birinci elden daha doğru anlayabilme olanağına da sahip olacaktı. Diyalog yokluğunun doğurduğu olumsuz sonuçlardan biri de budur; karşısındakini anlayamamadır. "Belki hoş gelmeyebilir ama bizim durduğumuz nokta, gayet açık ve nettir. Biz barış, diyalog ve uzlaşı noktasında duruyoruz." (TK)