"Ayvalık ideal bir buluşma noktası. Tarihi, kültürü ve mimarisiyle festival düzenlemek için ideal bir yer. Eylül'de herkesi bekliyoruz."
Sezonun ilgiyle beklenen festivallerinden Ayvalık Uluslararası Film Festivali, 16 -21 Eylül tarihleri arasında sinemaseverler ile buluşuyor. Dünya festivallerinde ses getiren yerli ve yabancı yapımları izleyiciyle buluşturacak festivalde birçok etkinlik ve paneller de ilgililerini bekliyor.
Bu yıl ilk kez Seyir Derneği’nin düzenlediği festivalin direktörü ise başta İstanbul Film Festivali olmak üzere yıllarca birçok festivalin direktörü olarak tanıdığımız Azize Tan.
Ayvalık’ta sinemaseverleri nasıl bir festival beklediğini, öne çıkan filmleri, değişen seyir alışkanlıkları ile birlikte festivallerin önemini Azize Tan ile konuştuk.
Ayvalık Uluslararası Film Festivali bu yıl ilk kez 16- 21 Eylül tarihleri arasında Seyir Derneği tarafından düzenleniyor. Ayvalık’ta sinemaseverleri bu yıl neler bekliyor, festivalin farkı ne olacak?
Seyir Derneği Ayvalık’ta kuruldu. Burada kalıcı işler yapmak istiyoruz. Festivalde son bir yılda çekilmiş yerli ve yabancı filmlerden oluşan güçlü bir program hazırladık. Anılarına bölümünde bu yıl kaybettiğimiz Cüneyt Arkın, Peter Brook, Erden Kıral ve Cem Madra’yı anacağız.
Üniversite öğrencilerini Genç Sinema programı kapsamında Ayvalık’ta ağırlıyoruz, hem atölye çalışmalarına katılıp hem de festivalde gönüllü çalışacaklar. Sektöre ilk adımlarını atmış olacaklar.
Sinemacılarla seyircilerin kaynaştığı, sinema ve güncel meselelere dair konuşma alanları yaratmaya çalıştığımız, samimi bir festival ortamı yaratmayı hedefliyoruz. Ayvalık’ın tarihini, kültürünü öne çıkarmaya çalıştığımız uluslararası standartlarda bir festival yapma gayretindeyiz.
Festival, 2022 Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ödülüne layık görülen ve eleştirmenlerden tam not alan Park Chan-wook’un Ayrılma Kararı filmi ile açılıyor, dünya festivallerine damga vuran, yılın en çok konuşulan filmleri ile devam ediyor. Programı hazırlarken hangi noktalara özen gösterdiniz, nelere öncelik verdiniz? Festivalde sizin favori filminiz hangisi?
Festival hazırlarken en büyük öncelik nitelikli filmleri bir araya getirmek oluyor. Sınırlı sayıda film gösterebiliyoruz. Söylediğiniz gibi yılın öne çıkan yapımlarına yer vermeye çalışıyoruz. Takip ettiğimiz yönetmenler var. George Miller’dan 3000 Yıllık Bekleyiş, David Cronenberg’den Müstakbel Suçlar, Jerzy Skolimowski’den Bresson’un Rastgele Balthasar’ından esinlendiği Ai bu filmler arasında.
Bu Dünyanın Çocukları adlı bölümümüzde Dardenne kardeşlerden Tori ve Lokita, Hirokazu Kore-eda’dan Bebek Servisi’ni göstereceğiz. Yönetmen, ressam, fotoğrafçı, seyyah Ulrike Ottinger 80 yaşında, onun da kariyerinin en karakteristik filmi Dorian Gray’in Magazin Basını’ndaki Portresi’ni gösteriyoruz.
Görsel: Medusa Deluexe
İlk filmini çeken yönetmenlerin filmleri de bu yıl beni heyecanlandırıyor. Güneş Sonrası Cannes’da çok ses getirdi. Medusa Deluxe bence bu yıl bizim programın sürprizlerinden olacak. Yerli seçkimizde bu yıl Türkiye’nin Oscar Adayı olarak seçilen Tayfun Pirselimoğlu’ndan Kerr, yeni bir ilk film olan Cem Demirer’den Mendirek verebileceğim örneklerden.
Kısa film seçkimiz son yıllarda büyük bir hevesle sürdürülen kısa film çalışmalarının nitelikli örnekleriyle dolu. Susam, Stiletto, Rüzgar İçinde, Belki Bir Gün Gideriz, Lekesiz, Sıradan Bir Gün ve Our Ark seçkide göstereceğimiz filmler. Claire Denis’nin Öğle Güneşinin Altında filmini Nikaragua’daki Sandinista Devrimi dönemini günümüz pandemi ortamına uyarlamasıyla çok başarılı buluyorum. Mia Hansen Love’ın yönettiği Güzel Bir Sabah da sevdiğim filmlerden.
"Bağımsız kültür sanat kurumlarıyla teması önemsiyoruz"
Ayvalık'taki gösterimlerin ardından 24 ve 25 Eylül tarihleri arasında festival programından özel bir seçki, Diyarbakır'da da gösterilecek. Festivali Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna taşıyorsunuz. Diyarbakır’ı seçme nedeniniz nedir, orada hangi filmler ön plana çıkacak?
Diyarbakır’a kısa film programımızı götürüyoruz. 3000 Yıllık Bekleyiş, Tori ve Lokita, Öğle Güneşinde Yıldızlar, Ai gibi filmler var programda. Kısalarla toplam 16 film göstereceğiz. Bir tanesi de ücretsiz çocuk filmi gösterimimiz ve çocuklara yönelik atölye çalışmamız olacak.
Görsel: 3000 Yıllık Bekleyiş
Seyir Derneği olarak bizim gibi bağımsız kültür sanat kurumlarıyla teması önemsiyoruz. Diyarbakır’da Kültür İçin Alan desteğiyle Mordem Sanat ile işbirliği yapıyoruz. İlerleyen zamanlarda bu işbirliklerine farklı şehirlerde de devam etmek istiyoruz.
"Bir arada olmaya hasret kaldık"
Pandeminin etkileri ve dijital dizi/film izleme platformlarının sayılarının artmasıyla birlikte seyir alışkanlıkları da değişmeye başlıyor. Sinemadan uzaklaşan bir kesim var ancak yine de festivaller heyecanla bekleniyor. Siz bu dönüşümü festivallerde hissediyor musunuz?
Pandemi sonrası en çok hasret kaldığımız şey bir arada olabilmek. Herkes çok yalnızlaştı bu dönemde. Bir yandan dijitalle birlikte filmlere ulaşmak kolaylaştı ama o filmleri birlikte izleme, film aralarında bir yere oturup filmler üzerine konuşma, yeni arkadaşlar edinme imkânı kalmadı.
Festivaller bunu sağladığı için de çok ilgi görüyor. Biz de Ayvalık’ta gerek düzenlediğimiz paneller, gerek oluşturduğumuz buluşma noktalarıyla sinema sayesinde bir araya gelip birbirimizle iletişim kurabileceğimiz bir ortam yaratmaya çalışıyoruz.
"Bu festivalde yarışma yok"
Ayvalık Uluslararası Film Festivali kapsamında bir yarışma yapılmıyor ancak bu yıldan itibaren “Yeni Bir …” başlığıyla bir ödül verilecek. Bu ödülün festival ve izleyiciler açısından anlamı nedir?
Festivalde bu yıl Mey|Diageo sponsorluğunuda “Yeni Bir…” ödülünü vereceğiz. Kariyerinin başındaki bir sinemacıyı teşvik etmek amacıyla vereceğimiz ödül 40.000 TL değerinde. Ressam Levent Aygül, yazar yönetmen, oyuncu Ercan Kesal, yapımcı Nadir Öperli, oyuncu Tülin Özen ve yönetmen Aslı Özge’den oluşan jürinin ödüllendirdiği isim 16 Eylül akşamı açılış töreninde açıklanacak. Biz festivalde bir yarışma düzenlemiyoruz.
Ama sinemaya destek olmak, genç bir sinemacıyı bir nevi keşfedip yolun başında ona cesaret vermek festivalin amaçlarıyla da uyuşuyor. Mey|Diageo da bu konudaki desteğiyle bu hedefimizi imkanlı kıldı.
"Ayvalık bize ilham oluyor"
Başta İstanbul Film Festivali olmak üzere yıllarca birçok festivalin direktörlüğünü yaptınız, Ayvalık Film Festivali de daha önce Başka Sinema iş birliği ile yapılmıştı. Ankara’da Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali’nin direktörlüğünü de yaptınız. Bu zamana kadarki deneyimlerinize dayanarak festival – şehir ilişkisini nasıl yorumluyorsunuz? Ayvalık’ta festival düzenlemekle büyük şehirlerde düzenlemek arasında ne gibi farklılıklar var?
Türkiye’nin en büyük şehrinde uzun yıllar festival düzenlemiş birisi olarak küçük şehirlerdeki festivallerin izleyiciye ulaşma konusunda çok daha avantajlı olduğunu söyleyebilirim. Ayvalık oldukça nitelikli bir izleyici kitlesine sahip.
Festivali düzenlerken Ayvalık bizi etkiliyor, bazen şekillendiriyor ama aynı şekilde festival de şehri değiştiriyor ve dönüştürüyor. Cannes, Edinburgh ve Avignon gibi festivalleriyle anılan şehirler de hep küçük ölçeklidir. Ayvalık bize ilham oluyor pek çok konuda, biz de burayı bir kültürel buluşma noktası haline getirmeye gayret ediyoruz.
"Çocukların çevre bilincini yükselten dostluk filmleri festivalde"
Film seçkisinde “Bu Dünyanın Çocukları” ve etkinlikler bölümünde ise Cüneyt Cebenoyan Çocuk ve Sinema Buluşmaları dikkati çekiyor. Çocukları merkeze almanızın özel bir nedeni var mı?
17 ve 18 Eylül hafta sonunda çocuklar için saat 14.30’da Küçükköy Sabancı Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi’nde dublajlı olarak Çok Uzak ve altyazılı olarak Kurtarıcı filmlerinin ücretsiz gösterimi yapılacak ve her iki film sonrasında da yaratıcı drama atölyeleri düzenlenecek.
Görsel bir çağda yaşıyoruz ve çocuklara gördüklerini anlama ve yorumlama eğitimini ne kadar erken verirsek o kadar iyi. Bir de velilerin kolay ulaşamayacakları çocuk filmleri seçiyoruz, çevre bilincini yükselten, hem çocuklara hem büyüklere hitap eden dostluk hikâyeleri anlatan. Festivalde çocuklar ve gençlere yönelik etkinliklere özel bir önem veriyoruz.
Buradaki Zeytin Çekirdekleri ve Başka Bir Okul Mümkün gibi oluşumlarla da işbirliği yapıyoruz.
Ayvalık Uluslararası Film Festivali'nde film gösterimlerinin dışında sinemaseverleri başka hangi etkinlikler bekliyor?
Film gösterimleri dışında panellerimiz ve atölye çalışmalarımız olacak. 17 Eylül'de Ahmet Gürata moderatörlüğünde Eat Your Catfish'in yönetmeni Noah Amir Arjomand, Cadı Üçlemesi 15+ belgeselinin yönetmeni Ceylan Özgün Özçelik, Dermansız'ın yönetmeni Melik Saraçoğlu ve Her Şey Dahil'in yönetmeni Volkan Üce hakikat sonrası dönemde belgesellerde yeni anlatım olanakları nelerdir tartışacak.
Armağan Çağlayan Suna filminin yönetmeni Çiğdem Sezgin ve başrol oyuncusu Nurcan Eren ile kadın yoksulluğu ve Türkiye'de kadınların karşılaştıkları toplumsal yargılar üzerine sohbet edecek. Özen oyuncular Funda Eryiğit, Hare Sürel, Gülçin Kültür Şahin ve Nihal Yalçın'a bir zanaat olarak oyunculuk ne ifade ediyor soracak.
Tayfun Pirselimoğlu, Fatih Özgüven ve Aslı Ildır da "Şu Anlaşılmazlık Meselesi: Bir Filmi Anlamamak" başlıklı panelde Lucile Hadžihalilović'in yönettiği Earwig filminden yola çıkarak festival filmlerinin neden çoğu zaman "anlaşılmaz" olarak nitelendirildiği üzerine bir konuşma yapacak.
(YK)