Zorlu yaşam şartları sonucunda erken yaşta uyuşturucu kullanmış, hırsızlık yapmış veya kavga sırasında bıçağa sarılmış erkek çocukların rehabilite edildiği bir ıslahevi.
Yaşından çok daha büyükmüş hissine kapıldığınız, kısa zamanda olgunlaşmak zorunda kalmış birer "küçük adam".
Cezaları bitip serbest kalacakları zaman tekrar aynı batağa saplanmaktan korkan, aile, çevre ve toplum kurbanlarına hassas bir bakış.
İranlı yönetmen Mehrdad Oskouei'ninTahran'da ıslahevi gerçeğini irdeleyen üçlemesinden ikinci belgesel 15 yaşından ufak oğlan çocukların tutulduğu ıslahevinin kapatılmasına neden olmuş.
Sinema uzmanları tarafından üçlemenin en olgun eseri olarak kabul edilen, kız çocuklarına yönelik 2016 yapımı Yıldızsız Rüyalar (Ro'yahaye dame sobh / Starless Dreams) dünya festivallerini gezip ödül almaya devam ediyor. Başarılı eser Ağustos ayında Kosova'nın Prizren şehrinde düzenlenecek 15. Dokufest'teki İnsan Hakları Yarışmasında da şansını deneyecek.
Bağımsız sinemacı, yönetmen, yapımcı ve senaryo yazarı Oskouei'nin konuya dair çektiği ilk belgesel Hürriyet Hep Geç Kalır (Hamishe baraye azadi dir ast / It's Always Late for Freedom) adlı yapımdı. 18 yaşından ufak erkek çocuklarına yönelik ıslahevine kapatılanların dünyasına bizi dahil eden 2007 yapımı, dünyanın çeşitli festivallerine katılıp muhtelif ödüllere layık görülmüştü.
Kışın Son Günleri (Akharin roozhaye zemestan / The Last Days of Winter) adlı belgesel ise 15 yaşından ufak çocukların duygularıyla bizi baş başa bırakıyordu. Yine tüm gezegende ilgiyle karşılanıp ödüllendirilen 2011 yapımı belgeselin yönetmeni Oskouei, geçtiğimiz Mart ayında Selanik Belgesel Festivalinde tanıştığımızda o ana kadar Türkiye'den hiç davet almadığını belirtmişti.
"Kafese kapatılan depresyona girer"
Crack bağımlılığından dolayı ıslahevinde kriz geçiren koğuş arkadaşlarına çocukların verdiği destek görülmeye değer. Bilgece sözler sarf eden, genelde düşünceli, ağırbaşlı hallerine tanık olduğumuz erkek çocuklar arasında gururlu olduğu için ortalıkta hiç ağlamayan da var.
Koğuş temizliği, çamurdan heykel yapmak gibi faaliyetlerin yanında en çok vakit ayırdıkları iş, ziyaretçilerine hediye etmek üzere boncuktan tespih gibi objeler üretmek.
Oyun oynadıkları esnada birinin diğerine attığı kuvvetli tekme yüzünden kıyamet kopuyor. Müdahale eden ıslahevi personelinden biri, el sıkışıp barışmalarını ve birbirlerini öpmelerini sağlıyor.
Arkadaşlarından biri tahliye olunca çok seviniyorlar ama ayrılıktan dolayı gözlerinin dolmasına engel olamadıklarını da görüyoruz. Bir eliyle ıslahevindeki tüm varlığını doldurduğu plastik bir torba tutarken, diğeriyle babasının eline sıkıca sarılan çocuk, kapıdan çıkıp yolun karşısına geçtiğinde ahbap olduğu yönetmene dönüp veda etmeyi de ihmal etmiyor.
"Mutluluk hayatı tatmaktır"
13 yaşında olduğunu söyleyen bir çocuk dört yıldır uyuşturucu kullandığını belirtiyor. Aralarında durumu "Bağımlılık insanın önce haysiyetini alıp götürür" diye yorumlayan var.
Sık sık şarkı söyleyip zevkle dans ediyorlar, futbol maçları sırasında ise aralarında sürtüşmeler çıkabiliyor. Islahevi personelinin bu durumda uygun gördüğü ceza, merdivenlerde yüzü duvara dönük, ellerini arkadan birleştirmiş çocuğun alnını duvardan ayırmamak üzere bu pozisyonda yarım saat durması.
Kendi hali için üzülen, hatta en çok da annesi ve babası için üzüldüğünü belirten var. Oysa çoğu boşanmış ebeveynin evladı, bazıları ise tamamıyla dağılan ailelerin savrulmuş mağdurları. Çocuklarını terk edenlere lanet okuyan veya "Hapse atılmamız doğru değil, aile terbiyesi almamız lazım" diyen çocuğa hak vermemek ne mümkün!
Islahevinde oyuncak bebeğine sarılıp şefkatini ona yoğunlaştıran bir Kürt çocuğu, başkasıyla konuşma imkânına sahip olmadığından Kürtçeyi ancak bebeğiyle konuşarak kullanabildiğini belirtiyor.
Topluca deniz tatiline götürüleceklerini öğrendiklerinde çocuklar sevinçten zıplıyor, yol boyunca otobüste şamata yapıp eğleniyorlar. Polis eşliğinde hakim karşısına çıkarıldıkları sahneleri birer tiyatro parodisi gibi canlandırdıkları sahneler de evlere şenlik.
Bir diğeri aslında 12 yaşında olduğunu ama ezilmemek için 15 yaşında olduğunu belirtiyor. Kemale ermişçesine laflar eden çocukların yönetmenle yaptıkları muhabbetin karşılığında mükâfat olarak sadece bir dondurma istemelerine ne demeli…
"Kendimi adam yerine koymuyorum"
Mehrad Oskouei, ıslahevi şartlarından çok, kahramanlarının duygu dünyasıyla ilgileniyor. Üçlemenin son halkasında iyice artırdığı, çocuklara yönelik soruları sayesinde bizi çok özel ayrıntılarla karşı karşıya bırakan yönetmen, aslında onları suça sürükleyen sebepleri sorguluyor. Bazı çocuklar kamera karşısında maçoluk uğruna bir süre rol yapsa da, zamanla ulaşılan samimiyetin getirdiği rahatlık her birini ayrı ayrı sevmemizi sağlıyor.
Din baskısıyla yönetilen İran'ın zindanlarında yaşanmış korkunç olaylar hepimizce malum, fakat Oskouei'nin filmlerinde çocukların personel tarafından suiistimal veya taciz edildiğine dair hiç bir işaret yok. Genelde gayet insancıl ve sevecen bir imaj sergiliyorlar.
Yönetmen ıslahevi hakkındaki eserlerinde daha çok rejimin ve toplumdaki çarpıklıkların nelere sebebiyet verebildiğiyle ilgileniyor. Empati kurmamanın imkânsız gibi güründüğü çocuklarla ilgili belgesel üçlemesinin en kısa zamanda Türkiye'de gösterilmesi dileğiyle. (MT/EKN)