* Fotoğraf: Pixabay
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, “Türkiye’nin ilk korona raporu” olarak önemli bir tıp dergisinin ön baskısında yayınlandığı duyurulan ancak sonradan “henüz taslak aşamasında olduğu gerekçesiyle” yayından geri çekildiği açıklanan çalışmanın, bilimsel yönden ciddi eksiklikleri olduğunu açıkladı.
TTB Merkez Konseyi’nin konuyla ilgili açıklamasında bu tür girişimlerin uluslararası bilim çevrelerinde Türkiye’nin bilimsel araştırma ortamının saygınlığını olumsuz etkileyeceğine dikkat çekildi.
“Makale eksiklik ve yanlışlar içeriyor”
19 Mayıs’ta Koronavirüs Bilim Kurulu’nun bir üyesinin başkanlığındaki bir ekip tarafından yürütülen araştırmanın “The New England Journal of Medicine” (NEJM) dergisinin ön baskısında yayınlandığı basına yansımıştı. Ardından, Türkiye’deki salgına ilişkin yurtdışında yayınlanan ilk bilimsel makale niteliğini taşıdığı ifade edilen bu araştırmanın, daha da genişletilerek asıl baskıya verilmesi için yeni kurulan Bilimsel Araştırmalar Komisyonu’nun gözetimine verildiği belirtildi.
Aynı gün makalenin sorumlu araştırmacısı olan Bilim Kurulu üyesi kişisel twitter hesabından, çalışmanın yapıldığını doğruladı, ancak makale haline gelmediğini ve dergide yayınlanmadığını açıkladı. Ayrıca makalenin sadece bir taslak olduğunu, yayın için değerlendirme aşamasında iken Sağlık Bakanlığı’ndan aldığı “çalışmanın Bakanlık verileriyle birleştirilerek daha geniş hasta verileriyle yayınlanması önerisi”ni kabul edip yayını geri çektiğini açıkladı.
TTB, NEJM’e gönderilen makalenin bilimsel metodoloji ve yazım kuralları açısından ciddi eksiklik ve yanlışlar içerdiğini ifade etti.
“Temenniden ileri gidemeyen spekülasyonlar”
TTB, bu yayın teşebbüsünün Türkiye’deki bilim ortamı açısından utandırıcı olduğunu, uluslararası yayın çevrelerinin ülkemizdeki araştırmacılara karşı haksız ön yargılar geliştirmesine yol açma potansiyeli taşıdığını açıkladı:
“Makalenin girişinde çalışmanın tarafsız ve bağımsız niteliğine soru işareti düşürecek ifadeler vardır: Giriş bölümünün neredeyse yarısı Sağlık Bakanlığı’nın pandemi sürecindeki faaliyetlerine atıf yapmaktadır.
“Çok merkezli ve oldukça yüksek bir hasta sayısıyla yapılmış bir çalışmanın yöntem bölümünün oldukça ayrıntılı ve uzun olması, çalışmada kullanılan bilimsel metodolojiyi, araştırılan parametreleri tam olarak ifade etmesi beklenir. Bu makale bu özelliklerden yoksundur.
“Yazarlar hidroksiklorokinin erken dönemde kullanılmaya başlanmasının, pnömonili her hastaya favipiravir verilmesinin, yüksek akımda oksijen tedavisinin, noninvazif mekanik ventilasyonun ve yüzüstü yatış pozisyonununun, antikoagülan tedavinin hastalık progresyonunu önlediğine inandıklarını ifade etmektedir. Bu tedavilerin etkili olması mümkündür ancak çalışma bu tedavilerin etkinliğini ölçmeyi hedeflememiştir; dolayısıyla bu ifadeler bizlerin de paylaştığı temenniler olmaktan ileri gidemeyen spekülasyonlardır.”
Bakanlığı bilimsellik ve liyakata davet ettiler
Sağlık Bakanlığı’nın COVID-19 ile ilgili yapılacak bütün araştırmaları izne tabi tuttuğunun da hatırlatıldığı açıklamada, izin sürecinin Türkiye’de COVID-19 araştırmalarının yeterince yaygın olarak yapılmasını engelleme, en azından yavaşlatma potansiyeline sahip olduğu belirtildi:
“Bu izin süreci, ülkemizde COVID-19 araştırmalarının yeterince yaygın olarak yapılmasını engelleme, en azından yavaşlatma potansiyeline sahiptir.
“Başvurularda katılma tercihinin sorulduğu çok merkezli araştırmanın yürütücüsü olan kişinin bu araştırmanın ilk sonuçlarını yayınlama teşebbüsü, yetersizlikleri nedeniyle, ülkemizdeki bilimsel araştırma ortamının saygınlığını uluslararası bilim çevrelerinde olumsuz etkilemiştir. Bu tür girişimler bilim dünyasının ülkemizdeki araştırmalara karşı olumsuz duygularını ve ön yargılarını pekiştirebilir.
“Sağlık Bakanlığı’nı bu somut tehlikenin farkına vararak, hem ülkemizdeki bilimsel araştırmaları engelleyici/yavaşlatıcı girişimlerinden vazgeçmeye, hem de bütün ülke verilerinin bilimsel araştırma amacıyla toplandığı bu ölçekteki çok merkezli projeleri planlarken bilimsellik ve liyakat esasına göre davranmaya davet ediyoruz.” (AS)