* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye’de de etkisini giderek artan şekilde gösteren koronavirüs (covid-19) pandemisine karşı alınan önlemler ve toplumsal yaşamda yapılan düzenlemeler hekim ve sağlık çalışanları açısından yetersiz kaldı.
Koronavirüs kaynaklı vaka sayısının günden güne artışı devam ederken doktorlar, sağlık emekçileri ve sağlık örgütleri birkaç gündür yaptıkları açıklamalar paylaşımlarla hastanelerde yeterli önlemlerin alınmadığını, çalışanların gerekli ekipmanlara sahip olmadığını, iş yükünün giderek arttığını söyledi.
Son olarak Çapa Tıp Fakültesi Dahiliye Profesörü Cemil Taşçıoğlu'nun da koronavirüs test sonucunun pozitif çıktığı oğlu Onur Taşçıoğlu tarafından açıklandı. Taşçıoğlu'nun Çapa'da enfeksiyon servisinde karantina altında olduğu belirtildi.
TIKLAYIN - SES: Acil Eylem Planı Yok, Malzeme Yetersiz
Gelişmeler doğrultusunda sağlık çalışanlarının taleplerine ilişkin resmi makamlara gönderilen dilekçelere de henüz cevap gelmediği gibi hastanelerdeki koşulların düzenleneceğine dair bir bilgi paylaşımı da yapılmadı.
bianet’e konuşan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, taleplerinin güncelliğini koruduğunu ve hastanelerde sağlık çalışanlarının “ciddi bir risk altında” olduğunu söylerken, İstanbul Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil bölümünden bir doktor ve Ankara’da 112’de görev yapan bir sağlık çalışanı virüsün Türkiye’ye geldiği andan itibaren bölümlerindeki tanıklıklarını anlattı.
Erden: Görevden alınanlar işlerine dönsün
"Sağlık çalışanlarının sağlığına dair bu olağanüstü duruma denk bir önlem alındığını söyleyemiyoruz” diye konuşan Gönül Erden, hastanelerdeki iş yükünün giderek arttığını vurgulayarak, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hekimler ve sağlık çalışanları hususundaki önerilerinin dikkate alınmasını “ısrarla” talep ettiklerini söyledi:
“Hastaneler hazırlıklı değil. Çünkü buna dönük ciddi bir eylem planı yapılmadı ve sağlık çalışanları şu anda tamamıyla risk altında çalışıyorlar. Kronik hasta, emziren, hamile, 60 yaş üstü ya da engelli sağlık çalışanı arkadaşlarımızın da Cumhurbaşkanlığı genelgesine göre idari izinli sayılmaları gerekirken izinler iptal edildi ve bu arkadaşlarımız şu anda daha fazla risk altında alanda aktif olarak çalışıyorlar.
“Alanda zaten ciddi bir iş yüküyle ağır çalışma koşullarında görev yapıyorduk. Bugün salgınla beraber çalışan eksikliğini çok daha derin yaşıyoruz, çok daha fazla iş yükümüz var.
"Mutlaka bu çalışan eksikliğinin giderilmesi gerekiyor. Ataması yapılmayanlar, KHK'larla ihraç edilenler, güvenlik soruşturmasına takılanların bir plan çerçevesinde görevlerine başlaması gerekiyor. Böylece sürece daha hızlı müdahale etme şansımız olacak.
“Nöbetler fazla, koruyucu ekipman yok, bilgi yok”
"İkincisi iş yükünden kaynaklı nöbetler çok fazla. 24 saat nöbetlerin, fazla mesailerin kaldırılması, dönüşümlü izin kullanımının sağlanması gerekiyor. Hastanelerde covid-19 virüsüne ilişkin bilgilendirme yapılmadı. Çalışanlara bu bilimsel öneriler nezdinde rehberler hazırlanması, dağıtılması gerekiyor.
"Neredeyse bütün hastanelerde sağlık çalışanlarının uygun, koruyucu ekipmanı yok. Bırakın kaliteli ekipmanı en basit cerrahi eldiven ve cerrahi maske bile yok, sayıyla veriliyor.
"Hangi hastanede ne kadar vaka olduğu bilgisinin de sağlık çalışanlarından saklanmaması gerekiyor. Sağlık çalışanlarıyla bu bilgi paylaşılmalı ki kendilerini daha özenli korusunlar. Zamanında ve doğru olarak bu bilginin aktarımı gerekiyor."
C.A.: Şüpheli bir hasta maske takmıyor
Ankara 112 İl Ambulans Servisi Başhekimliğinde çalışan C.A., kendilerini koruyacakları kişisel ekipmanların yetersiz olduğunu belirterek, dünkü nöbeti sırasında koronavirüs şüphesiyle 112’yi arayan bir hastayı ve sonrasında yaşananları anlattı:
“1. dereceden yakını covid-19 testi pozitif çıkan bir hasta bizi arayarak kendisini teste götürmemizi istedi. O anlık ekipmanımız vardı. Hastayı almayı girerken hastanın aşağı indiğini gördük. Ne bir maskesi var ne de başka bir şey. Günlük hayatta dışarıda gezer gibi sokaktaydı.
“Dolayısıyla bu açıdan da eksiklikler var ve halkın daha fazla bilgilendirilmesi gerekiyor. Çünkü hala hastalığı anlamayan bir kesim olduğunu gözlemliyoruz bizler.
“Tek kullanımlık gözlükleri temizleyip kullanıyoruz”
"Hastayı bıraktıktan sonra malzeme temini için var olan malzeme teknik bölümüne gitmemiz söylendi. Bize normal gömlek ve standart maskeler verildi. Koruyucu gözlük 112 bünyesinde yok. Gözlükleri çamaşır suyuyla silip daha sonra suyla durulayıp sonra kurulamamız yönünde talimat geldiği söylendi.
“Normalde gözlükler de dahil olmak üzere her biri tek kullanımlık. Hatta saatlik veya dakikalık kullanım süresi olan ekipmanlar. Bize ise bir sonraki vakada kullanmamız söyleniyor.
“Malzeme yok, ambulansı çamaşır suyuyla temizledik”
"Malzeme teknik bölümüne gitmişken temizlik için ne yapmamız gerektiğini de sorduk. Bizim normalde bu viral enfeksiyonlar, bakteriyel vakalar için bir ışın temizleme cihazımız var diye biliyoruz. Aracın temizlenmesi için onun kullanılmasını talep ettik. Onun bir işe yaramadığını, çamaşır suyuyla temizleyip, havalandırıp devam etmemiz gerektiğini söylediler.
“Biz bunu yaptık ama ne kadar etkili ve geçerli olacağını ya da bir sonraki hastaya bulaşmamasını nasıl sağlayacağımızı bilmiyoruz. Ben bir sağlık çalışanı olarak malzemelerin hepsini komple indirip detaylı iç temizlik mi yapacağım yoksa bana verilecek vakaya sağlık hizmeti mi sunacağım bilmiyorum.
“Hasta sağlığı açısından baktığımızda ben bu konuda deneyimli ya da eğitimli değilim. Bunun bir programı, düzeni olmalı, ayrı bir çalışma alanı oluşturulmalı."
Acil doktoru: Yoğunlukta virüs kapma riski yüksek
Samatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil bölümünden bir doktor ise hastanenin acil bölümünde hala çok ciddi bir yoğunluk olduğunu, buna karşılık bekleyen hastaların bir önlem almadığını, aynı bölümden 7 sağlık çalışanının da koronavirüs riskiyle karantinada olduğunu aktardı:
"Acil bölümü olduğu için çok ciddi bir ekipman sıkıntımız olmasa da başka sorunlar mevcut. Burası da koronavirüs salgını açısından belirlenen pilot hastanelerden bir tanesi. Acilde öğleden sonra başlayıp gece bire kadar devam eden bir yoğunluk var.
“Odanın kapısında bekleyen sayısı 140'a kadar yükselebiliyor. 45-50 kişi içeride bekliyor, kalanlar sığmadığı için acilin önünde bekliyor ve neredeyse 1 saati buluyor bazen bekleme süresi. Yani oraya ben korona hastası mıyım diye ufak bir şüpheyle gelen bir kişi korona salgınına önceden yakalanmadıysa bile orada kesinlikle virüsü alır.
“Acildeki 1 kişi bile şüpheliyse herkes için riskli oluyor”
“Şu anki en önemli problemlerden birincisi bu. Daha hasta hekimle buluşmadan kayıt yaptırıp beklediği süre içerisinde bulaşı ve salgını artıyor. Şu an yüzlerce hastanenin acil servislerini düşündüğümüzde hastalar daha muayene olmadan şüphe 10'da bir oranındaysa o alanın hepsi salgın kapsamında kalmış oluyor.
“Devletin ya da kurumların bu hastalar için bir an evvel diğer ülkelerde olduğu gibi hızlı değerlendirme yapması gerekiyor. Bekleme salonlarının bir şekilde farklı bir ortama taşınması lazım.
“Kritik hastalar yatırılıyor, diğerleri evlerine gönderiliyor”
"İkincisi yeterince test yapılmıyor. Bir hafta öncesine kadar öksürük, ateş gibi şikayetlerle gelen hastalarda yurtdışı seyahati veya koronavirüs hastasıyla temas aranıyordu. Şimdi bu da kalktı ve söz konusu şikayetlerle gelen çok sayıda hastaya test yapılıp hastanede yatırılması için yeterince yer yok. Biz acil servisten enfeksiyon hastalıklarına danışıyoruz. Onların kararına göre ya test yapılıyor ya da hastalar evde izolasyona gitmesi için evine gönderiliyor.
“Eğer test yapma kararı alırsa hastanede yatırması ve hastanede izolasyon etmesi gerekiyor. Mesela benim salı günkü nöbetimde 30 kişiyi yatırdılar. Bu arada hastane hazırlık olarak iki tane servisi boşalttı. O servisteki hastaları başka servislere aldı ve yataklar enfeksiyon hastalarına açıldı ama onlar da şu an hızla doluyor.
“Enfeksiyon doktorları da eleyerek kritik hastaları ya da semptomları ilerlemiş hastaları yatırıyor. Diğer orta risktekileri de evine gönderebiliyor. Bu bir çıkmaz. Güney Kore bütün ülkeyi test etti mesela ve hasta olanları izole etti.
“7 sağlık çalışanına bir hafta önce yapılan test sonuçlanmadı”
"Bir hafta önce korunmadan bir hastayı tedavi eden 7 arkadaşım vardı. Onlara da test yapıldı. Neredeyse bir haftadan beri sonucu bekliyoruz. Güney Kore'de test sonuçları en fazla 1 saat içinde çıkıyor deniliyor. Bilgiye erişim yok, öyle bir sıkıntı da yaşıyoruz. Tam bir kontrol durumu yaşandığını göremiyorum, bu kaygı var hepimizde.
"Evet, acil servislerde koruyucu maske ve eldiven sıkıntısı yok ama bu riski sıfıra indirmiyor. Maskeyi mesela sürekli takamayanlar var. Alan yetersizliği, personel yetersizliği söz konusu. Bizim şu an en büyük sıkıntımız karantinaya alınan arkadaşlarımızın eksikliği. Yeni bir şüpheyle eksilen olursa bu noktada B planı ne olacak onu da bilmiyoruz." (TP)