Akkuyu'da yapılması planlanan nükleer güç santraliyle ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türkiye Barolar Birliği (TBB)'nin itirazı üzerine 22 Kasım'da Danıştay 14'üncü Daire'de görülmeye davada karar çıktı.
Danıştan 14. Daire ÇED raporuna yapılan itirazı reddetti. Karar için "Danıştay Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) ÇED davasında ÇED'i önemsizleştirmiştir" diyen Çevre Hakları Savunucusu Avukat Arif Ali Cangı, bianet'e yaptığı değerlendirmede davayı madde madde özetledi:
"Yönetmeliğe olan aykırılıklara kılıf hazırlanıyor"
ÇED Yönetmeliği değişikliği:
(25/11/2014 günlü, 29186 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesindeki "Bu Yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya" ibaresinin iptali )
"Bu yönetmelik değişikliği Akkuyu NGS ÇED sürecindeki özellikle süreler yönünden yönetmeliğe göre olan aykırılıklara kılıf hazırlamak için yapılmıştı. Proje sahibinin hangi yönetmelik işine geliyorsa ondan yararlanmasını öngören yönetmelik değişikliği koruma sağlamaya yönelik değildir.
"Danıştay'ın 'lehe olan yeni yönetmelik değişikliğinin korumacı olacağı, lehe olan eski yönetmeliğin uygulanmasının da kazanılmış hakkın korunması için gerekli olduğu' değerlendirmesi soyuttur, gerçeklikten uzaktır. Zira çevre mevzuatında yapılan değişiklikler korumacı değil, korumayı aşındırıcı niteliktedir. Kaldı ki; proje lehine olan düzenlemenin çevre koruma lehine olmayacağı açıkça ortadadır.
Akkuyu NGS için verilen 01/12/2014 günlü, 3688 sayılı "ÇED Olumlu" kararının iptali davası:
"Kararda; 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti arasında imzalanmış olan Hükümetler Arası Anlaşma (HAA) anlaşmanın onaylanmasına ilişkin 06/10/2010 tarih ve 27721 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 27/08/2010 günlü, 2010/918 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davanın Danıştay Onuncu Dairesinin 09/06/2015 günlü, E:2011/8967, K:2015/2814 sayılı kararıyla reddedildiği' yazılı ancak, kararın henüz kesinleşmediği yazılmamıştır.
"Kararda ÇED raporunda ciddi eksiklikler tespit edildiği belirtilmiş olmasına karşın iptal etme yerine, tavsiyelerde bulunma, daha sonra eksikliklerin giderileceği şeklinde soyut öngörüler ve eksik olsa da ÇED yeterlidir gibi ÇED'in amacına aykırı değerlendirmeler yapılmıştır.
"ÇED'de değerlendirilmesi gereken hususlar 'Saha Parametreleri Raporu, TAEK tarafından onaylandıktan sonra açıklanacağı', 'Tsunami tasarım duvar yüksekliği değeri gibi tsunamiye karşı güvenlik önlemi parametrelerinin Güvenlik Analiz Raporu TAEK tarafından onaylandıktan sonra açıklanacağı' şeklinde başka izinlere havale edilmiştir.
"Kullanılmış yakıtın ve radyoaktif atıkların depolama, yeniden işleme ve bertaraf işlemlerinin tamamının, TAEK tarafından oluşturulacak Türkiye Cumhuriyeti radyoaktif atık yönetimi politikası çerçevesinde gerçekleştirileceği' şeklinde hiçbir güvence yaratmayan soyut değerlendirmeler yapılmıştır.
"Denetleme yerine eksikler için tavsiye var"
"Karar ÇED raporunu denetlemek yerine, eksiklikleri için tavsiyelerde bulunmaktadır;
'Proje nedeniyle, kıyı alanlarındaki değişiklikler dikkate alınarak, balıkların ve diğer deniz canlılarının yumurtlama alanlarının ve Bern Sözleşmesi kapsamında "Özel Korumaya Değer Alanlar" arasında yer alan Göksu Deltası'nın barındırdığı nesli tehlikede olan tür ve habitatların korunması ve nesillerinin kurtarılması ile ilgili önlemler alınmasına dikkat edilmesi,
- 'Nesli tehlike altında olan türler arasında yer alan Deniz kaplumbağalarının, Akdeniz Fokunun 1. Derece Sit Alanı olan Beşparmak Adası'ndaki yaşam alanlarının ve Deniz çayırlarının, BERN ve Barcelona Sözleşmeleri gibi taraf olunan uluslararası anlaşmalar gereğince yaşam alanlarının tespitine ve habitatların korunarak türün sürdürülebilirliğinin sağlanmasına önem verilmesi gerektiği,
- Akdeniz biyo çeşitliliğinin korunmasına dair uluslararası anlaşmaların yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin, endemik tür ve koruma altındaki türlerin korunması ile ilgili konularda gerekli önlemlerin alınmasının tavsiye edildiği,
- Faaliyetin inşaat ve işletme aşamasında Bern Sözleşmesi Ek-2 ve Ek-3 listesinde bulunan fauna türleri ile ilgili olarak Bern Sözleşmesi koruma tedbirlerine ve bu sözleşmedeki 6. ve 7. madde hükümlerine uyulması konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesinin önem arz ettiği,
- Bölgenin önemli balıkçılık alanları arasında olduğu ve ilde binlerce ailenin geçimini balıkçılıkla sağladığı, bu nedenle, Akdeniz'e kıyısı olan bir ülke olarak bölgedeki balıkçılık yönetimi konusunda koruma tedbirlerinin alınmasının, GFCM ve ICCAT üyeliğinin gerekliliklerine uyulmasının gerektiği;
"ÇED'de olması gereken konular ÖGAR'a havale edilmiş"
- "Kaza analizlerinin yapılacağının ve sonuçlarının Ön Güvenlik Analiz Raporuyla (ÖGAR) sunulacağının belirtildiği,
- "Karada yürütülen radyolojik çevresel izleme çalışmaları Akkuyu NGS sahası etrafında TAEK tarafından 16 km. yarıçap içinde yapılmış ise de, proje şirketi adına yüklenici firma tarafından, hava, su, yeraltı suyu, toprak, bitki, gıda ürünleri, tarımsal ürünler örneklemesi, kimyasal ve radyolojik analizinin, örneklerin çoğu için analiz sıklığı mevsimsel olmak üzere, izleme yarıçapının denizde 22 km. ve karada 10 km. arasında olmak üzere gerçekleştirildiği, çevresel izlemenin niçin 10 km. yarıçapta yapıldığının gerekçelendirilmesinin ve değerlendirilmeyen bu türden eksik hususların ÖGAR'da giderilmesinin uygun olacağı,
- "Ayrıca, bölgenin acil durum planlama alanlarına ilişkin nihai spesifik veriler tamamlandıktan sonra, inşaat lisansı başvurusu aşamasında ÖGAR ile birlikte onay için TAEK'e gönderilecek olmasının uygun olacağının değerlendirildiği;
"Raporun eksiklerine rağmen dava yine de reddedilmiş"
Danıştay 14. Daire'nin kararı için "Kararda ÇED raporundaki eksikler yazılmış ama yine de dava reddedilmiş" ifadelerini kullanan Cangı, şöyle devam etti:
- "Sağlık Koruma Bandı içerisinde ve izleme bölgesinde çalışan otomatik çevresel radyasyon izleme sistemlerinin yer aldığı, ancak 800 m. yarıçaplı Sağlık Koruma Bandı dışında ve izleme bölgesinde faal olan sistemlerin, radyoaktif iyot algılama sınır değerlerinin belirli olmadığı,
- "ÇED raporunda, iyot algılama sınır değerlerine ait teknik bir bilgi sunulmadığı,
- "Raporda, tasarıma esas kaza durumlarının çalışanların normal işletme için belirlenmiş sınırların üzerinde doz almasına yol açmayacağının ve reaktörün ömrü boyunca gerçekleşmesi beklenmeyen tasarıma esas kaza durumlarında saha dışında herhangi bir acil durum önlemi alınmasına gerek duyulmadığının ifade edildiği, ancak bunun bilimsel verilerle desteklenmediği,
- "ÇED raporunda sağlık koruma bandı ile yapılan çeşitli hesaplamalar, doz tahminleri ve öngörülerle sağlık koruma bandının 800 metre yarıçaplı bir alan olarak belirlendiği, ancak bu mesafenin belirlenmesinde, hesaplamaların ve doz tahminlerinin hangi uzmanlık alanları tarafından yapıldığının, uzmanlık alanları arasında sağlık bilimleri olup olmadığının anlaşılamadığı, diğer yandan bu mesafenin nihai boyutunun tasarım dokümanında değerlendirildikten sonra belirleneceğinin ifade edildiği,
- "Sağlık koruma bandı için kesinleşmiş bir değerlendirme yapılmaması bir eksiklik oluşturuyor ise de, Rus Yönetmeliği NP-032-01, Bölüm 3.3.1 uyarınca Sağlık Koruma Bandının sınırlarının tasarım dokümantasyonunda gerekçelendirileceğinin öngörüldüğü,
- "ÇED raporunda yukarıda özetine yer verildiği üzere bazı eksiklikler tespit edilmiş şeklinde yapılan belirlemeden sonra 'bu eksikliklerin raporu sakatlamayacağı ve projenin uygulanmasına engel teşkil etmediği' hiçbir bilimselliği ve hukuki yanı olmayan bir değerlendirme ile dava reddedilmiştir.
"Risklerin hafife alınması çevre koruma sözleşmelerine aykırıdır"
"Söz konusu nükleer santraldir, eksiklikleri belirlenen ÇED raporunun uygun bulunması, projenin Akkuyu'nun, bölgenin ve Akdeniz havzasının geleceği için yaratacağı risklerin hafife alınması çevre hukukun temel ilkesi olan ihtiyat ilkesine, Anayasanın 17. Ve 56. Maddesi ile Türkiye'nin imzalamış olduğu çevre koruma sözleşmelerine, açıkça aykırıdır". (PT)