* Fotoğraf: Metin Aktaş / Anadolu Ajansı (AA) - Bucha, Ukrayna
Önce Ukrayna'nın başkenti Kiev'in banliyösü Bucha'da yaşanan sivil ölümleri ve bulunan toplu mezarlar, sonra Kramatorsk tren istasyonuna düzenlenen roket saldırısı, şimdi de abluka altındaki Mariupol'de Rusya güçlerinin kimyasal silah kullandığı iddiaları...
Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'yı işgaliyle başlayan savaş devam ettikçe Rusya'yı, daha doğrusu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i hedef alan "savaş suçu" suçlamaları da artarak devam ediyor.
Putin ile dün Moskova'da bir araya gelen Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer, Putin'in "savaş suçu suçlamalarını Ukrayna'nın tertip ettiğini söyleyerek önemsemediğini" ifade etse de Rusya Devlet Başkanı'nın ilerleyen dönemde bu suçtan yargılanması mümkün görünüyor.
Peki, savaş suçu nedir? Savaş suçları hangi kurum tarafından nasıl soruşturulur? Şimdiye kadar hangi devlet başkanları savaş suçları sebebiyle hakim karşısına çıktı? Tüm bu bilgiler Putin için neye işaret ediyor?
Savaş suçu nedir?
Savaş suçu, silahlı bir çatışma sırasında sivilleri korumak üzere belirlenen uluslararası insani hukuk kurallarını ihlal eden eylemler olarak tanımlanıyor. Savaş kuralları 1949 Cenevre Sözleşmesi ve 1899-1907 Lahey Sözleşmeleri dahil çeşitli sözleşmelerde belirlenmiş durumda.
Buna göre, birinci Cenevre Sözleşmesi alandaki yaralı ve hastaları, ikinci sözleşme denizdeki hasta, yaralı ve kazazedeleri, üçüncü sözleşme savaş esirlerini ve dördüncü sözleşme sivilleri konu ediniyor.
Kişileri savaş suçlarından sorumlu tutabilecek öncelikli kuruluş Hollanda, Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi. Mahkemenin "Roma Statüsü" olarak bilinen kurucu anlaşmasının 8. maddesi bir dizi eylemi savaş suçu olarak tanımlıyor. Cenevre Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri gereği koruma altındaki kişi ve mallara yönelik şu eylemler savaş suçu sayılıyor:
- Kasten öldürme
- Biyolojik deneyler dahil işkence veya insanlık dışı muamele
- Vücuda veya sağlığına kasten büyük ıstırap verme veya ciddi yaralamaya sebep olma
- Askeri gereklilik olmadan, yasadışı ve keyfi olarak mülkiyetin yaygın yok edilmesi veya sahiplenilmesi
- Bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, düşman devlet silahlı kuvvetlerinde hizmet etmeye zorlanması
- Bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, kasti olarak adil ve olağan yargılanma hakkından yoksun bırakılması
- Hukuka aykırı sürgün ya da nakletme ya da hukuka aykırı alıkoyma
- Rehin alma
Savaş suçları nasıl soruşturulur?
The New York Times'ın aktardığına göre, savaş suçları da diğer bütün suç oluşturan eylemler gibi soruşturuluyor: Görgü tanıkları ile konuşuluyor, fotoğraf ve videolar inceleniyor, balistik incelemeler, otopsi raporları ve DNA testleri de dahil olmak üzere adli deliller toplanıyor.
Buna göre, savcıların şüpheye yer bırakmayacak şekilde söz konusu kişilerin bahsi geçen suçları bilerek işlediğini kanıtlaması gerekiyor.
Rusya'nın Ukrayna'daki muhtemel savaş suçları bağlamında geçtiğimiz pazartesi günü gazetecilere demeç veren ABD'li milli güvenlik uzmanı Jake Sullivan, dört temel kanıt kaynağı olduğunu söylüyor:
"ABD ve müttefiklerinin istihbarat kaynaklarından topladığı bilgiler; Ukrayna'nın davayı geliştirmek ve öldürülen kişilere ilişkin adli tıp verilerini belgelendirmek için sahada gösterdiği çabalar; Birleşmiş Milletler (BM) ve sivil toplum örgütleri dahil uluslararası kuruluşların materyalleri; küresel bağımsız medya organlarının fotoğraf, söyleşi ve belgelemeleri."
Bu noktada zor olan ise bir devlet başkanının savaş sırasında komutası altında olanlardan ne kadar haberdar olduğunu ya da onun bunlardan doğrudan sorumlu olduğunu kanıtlamakmış gibi görünüyor.
Yargı süreci nasıl işliyor? Alternatifler neler?
Uluslararası Ceza Mahkemesi bundan 20 yıl önce, 1 Temmuz 2002'de soykırım ve insanlığa karşı suçları kovuşturmak için kuruldu.
Yürütülen soruşturmalar bağlamında Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları savaş suçu işlendiğine inanmalarını sağlayacak "makul gerekçeler" gösterdikleri takdirde yakalama kararı çıkarabiliyor.
Öte yandan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Çin, Rusya ve Ukrayna mahkemenin üyeleri arasında bulunmuyor.
Mahkeme savcısı Karim Khan yine de Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin ardından Şubat ayında bir savaş suçu soruşturması başlattı. Ukrayna mahkemenin kurucu anlaşmasını imzalamamış olsa da Rusya'nın Kırım'ı ilhakını da kapsayan bir soruşturmayı önceki dönemlerde onaylamıştı.
The Guardian'da David Smith'e göre, Rusya'nın yargılama sürecine riayet etme ihtimali "hayli düşük". Mahkemenin ise kişileri gıyabında yargılaması mümkün değil. Dahası, BM Güvenlik Konseyi'nde konuşan eski ABD Başkanı Donald Trump da, "Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin ABD açısından yargı yetkisi, meşruiyeti veya otoritesi olmadığını" söylemişti.
Milli güvenlik uzmanı Sullivan'a göre, "ABD imzacı olmasa da geçmişte başka bağlamlarda Uluslararası Ceza Mahkemesi ile işbirliği yapmıştı. Fakat alternatifleri değerlendirmek için çeşitli sebepler var."
Peki bu alternatifler neler?
BM Güvenlik Konseyi ile İkinci Dünya Savaşını izleyen yıllarda Nazi liderleri yargılamak için ABD, İngiltere, Fransa ve Sovyetler Birliği'nin oluşturduğu Nürnberg mahkemesi gibi bir grup ülkenin oluşturacağı özel bir mahkeme bu noktada alternatiflerden bazıları olarak öne çıkıyor.
1990'ların başında Balkan savaşlarında işlenen savaş suçlarını ve 1994 Ruanda soykırımını kovuşturmak için kurulan mahkemeler ve 2002 yılında BM'nin desteği ile kurulan ve 1996'da Sierra Leone'daki iç savaşta işlenen savaş suçlarına odaklanan mahkeme de diğer örneklerden.
Hangi devlet başkanları yargılandı?
Şimdiye kadar savaş suçları sebebiyle yargılanmış olan devlet başkanları özetle şu şekilde sıralanabilir:
"Slobodan Milošević, 2002 yılında savaş suçları sebebiyle yargılanan ilk eski devlet başkanıydı. Lahey'deki dört yıl süren yargılaması sona yaklaşırken karar açıklanmadan önce kaldığı hücrede öldü.
"Liberya eski Devlet Başkanı Charles G. Taylor 1990'lardaki iç savaş sırasında Sierra Leone'daki vahşet sebebiyle 2012 yılında 50 yıl hapse mahkum edildi. Fildişi Sahili eski Devlet Başkanı Laurent Gbagbo 2010 yılında ülkesindeki başkanlık seçimlerinin ardından yaşanan şiddet sebebiyle karşı karşıya kaldığı insanlığa karşı suç ve diğer suçlamalardan beraat etti.
"Uluslararası Ceza Mahkemesi Libya lideri Muammer Kaddafi'ye yönelik yakalama kararı çıkartarak 2011'de kendisini insanlığa karşı suç işlemekle suçladı. Yargı önüne çıkmadan aynı yılın Ekim ayında öldürüldü.
"Sudan eski Devlet Başkanı Ömer Hasan el-Beşir Darfur bölgesinde işlenen soykırım ve savaş suçları sebebiyle mahkemece aranıyordu. Fakat Sudan'ın geçici hükümeti el-Beşir'i teslim etmedi."
Öte yandan, söz konusu liderlerin yargı önüne çıkmasının yıllar aldığı biliniyor: Milošević hakkında iddianame hazırlandığında yıllardan 1999'du; 2001'de gözaltına alındı, yargılaması 2002 yılında başladı ve mahkeme süreci devam ederken 2006 yılında Lahey'de öldü. Liberya eski Devlet Başkanı hakkındaki karar da dört yıl süren yargı sürecinin ardından verildi.
Putin'in yargı önüne çıkması mümkün mü?
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var: Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kendi polis yada askeri gücü yok. Mahkeme, devletlerin kendi vatandaşlarını yargılama için teslim etmesine bağlı hareket ediyor.
Hal böyle olunca, Rusya'daki üst düzey yetkililer veya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kendisi için böyle bir durumun söz konusu olması - en azından mevcut şartlarda - pek mümkün görünmüyor.
Fakat uluslararası hukuk uzmanı Kwon O-Gon, savaş suçlarında zaman aşımı olmadığını hatırlatıyor. Kwon O-Gon, içeriden yıllar sonra bilgi gelebileceğini ve Putin ve diğer yetkililerin sonunda sorumlu tutulmak üzere mahkemeye teslim edilebileceğinin altını çiziyor.
O-Gon, "10 yıl ya da 20 yıl da sürse, Putin iktidardan devrildikten sonra da olsa sanık sandalyesine getirilebilir" diyor.
İngiltere'deki University College London'dan Prof. Philippe Sands ise o kadar iyimser değil. Sands konuyla ilgili şunları söylüyor:
"[Yaşananları] bildiklerini ya da bilebileceklerini veya biliyor olmaları gerektiğini kanıtlamanız gerekiyor. Orta kademe birilerinin üç yılda yargılanıp bu dehşetin asıl sorumlularının - yani, Putin, [Dışişleri Bakanı Sergey] Lavrov, Savunma Bakanı, istihbarattakiler, ordudakiler ve onu destekleyen finansörlerin - ceza almadan kurtulması gibi gerçek bir risk var."
Diğer bir deyişle, iddia makamı Putin ve yakın çevresinin doğrudan yasadışı bir saldırı emri vererek veya söz konusu suçların işlendiğini bilmelerine rağmen engel olmadıklarını savunarak bir soruşturma yapabilir, fakat böyle bir soruşturma ve onu takip edecek yargılamanın Putin ve yakın çevresini doğrudan hedef alıp alamayacağını şimdilik zaman gösterecek. (SD)