Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 1 Ekim 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağının ikinci gününde 54 yaşındaki Ahmet Sönmez, özel harekât polisleri tarafından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi.
Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı, Sönmez’in öldürülmesine ilişkin soruşturma başlattı.
Aradan geçen süreye rağmen soruşturmada herhangi bir ilerleme sağlanmadı. Savcı, yasak döneminde yaşamını yitirenlerin soruşturmasında olduğu gibi Sönmez'in de "terör örgütü ile bağını" araştırdı. Sönmez’in ailesi ve avukatları, soruşturma sürerken İçişleri Bakanlığı hakkında Mardin İdare Mahkemesi’ne tazminat davası açtı.
Mahkemeye göre Sönmez “kusurlu”
Mardin 2’nci İdare Mahkemesi, başvuruyu kısmen kabul, kısmen de reddetti. Mahkeme, yasak sırasında Sönmez'in "sokak kapısının önünde bulunduğu sırada saldırıya maruz kaldığını” öne sürdü.
Mahkeme, Sönmez’in sokağa çıkma yasağını ihlal ettiğini iddia ederek, yüzde 50 oranında “kusurlu” olduğunu savundu. Mahkeme, bundan kaynaklı tazminat oranında yüzde 50 oranında düşürerek, Sönmez’in ailesine 75 bin TL maddi, 80 bin TL manevi tazminat verilmesine hükmetti.
İtiraz
Mezopotamya Ajansı’ndan Ahmet Kanbal’ın haberine göre, hem aile avukatları hem de İçişleri Bakanlığı avukatları, mahkemenin kararına karşı Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Aile avukatları, Sönmez’in öldürülmesi olayında kusurunun olduğu iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirtti. İçişleri Bakanlığı avukatları ise, “(…) İdarenin ağır hizmet kusuru olmadığını” iddia ederek, maddi zararın yaşanmadığını savundu. Bakanlık, Sönmez’in cenazesinin sarıldığı sarı, kırmızı ve yeşil flamaların “terör örgütünü simgelediğini" ileri sürerek, Sönmez'in “terör örgütüne yardım eden kişilerden olduğu”nu öne sürerek kararın bozulmasını istedi.
İstinaf: Bakanlık kusurlu
İdare Mahkemesi, 11 Kasım 2021’de verdiği kararda, Sönmez’in kusurunun olmadığına hükmetti. Mahkeme kararında, “(...) Davacılar yakınının ikametinden çıkmak suretiyle sokağa çıkma yasağını ihlal ettiği ve bu nedenle olayda yüzde 50 oranında kusurunun bulunduğu yönünde kanaate varılmış ise de; dava dosyası içerisinde yer alan olay yeri fotoğraflarından, müteveffanın sokak içerisinde bulunmadığı, evinin dış kapısının içeri kısmında, ikametinin sınırları içerisinde bulunduğu sırada olayın gerçekleştiği, dolayısıyla müteveffanın sokağa çıkma yasağını ihlal etmediği, uyuşmazlık konusu zararın oluşmasında müteveffanın kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Mahkeme, yerel mahkemenin hükmettiği 75 bin TL maddi tazminat miktarının yanlış hesaplandığını, olay tarihi itibariyle 32 bin TL’ye tekabül ettiğini belirtti.
Sönmez’in 9 çocuğunun maddi tazminat talepleri olmadığını kaydeden mahkeme, mirasçıları olarak görünen eşi ve 2 çocuğuna toplamda 12 bin 500 TL maddi tazminat ödenmesine karar verdi. Mahkeme, ayrıca aileye toplamda 105 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti.
(EMK)