Haberin İngilizcesi için tıklayın
Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS çalışanı gazetecilerin tutuklanmasının üzerinden iki, ofislerine ve evlerine yapılan baskının üzerinden de altı gün geçti.
Dokuz kentte yapılan baskınlarda polis gazetecilerin bilgisayarlarına, fotoğraf makinelerine, kitaplara, dergilere el koydu.
Tahribatın en yüksek olduğu yerse Mezopotamya Ajansı ve JINNEWS’in ortak kullandığı Ankara bürosu. Polis bürodaki fotoğraf makinelerini ya da diğer dijital araçları almasa da tüm bilgisayarlara el koydu.
Şu an büroda sadece iki bilgisayar var. Birisi baskından sonra Diyarbakır’dan gelen editör Özgür Paksoy’un yanında getirdiği, diğeri de bir gazete okurunun dayanışma için bir süreliğine verdiği kişisel bilgisayar.
Büroda ise yedisi Mezopotamya Ajansı çalışanı, üçü JINNEWS çalışanı 10 gazeteci çalışıyor. Paksoy bu duruma karşılık haber geçebilmek için sıra beklediklerini söyledi.
"Açık söyleyeyim bunun adı gasp"
Büronun çalışamaz hale getirildiğinden bahseden Paksoy “Bu ekonomide eşten dosttan bilgisayar bulmaya çalışıyoruz” diyerek yaşadıklarını durumu özetledi:
"Çalışma arkadaşlarımız içinde telefonla haber girmeye çalışanlar var. Ancak herkes telefonla pratik davranamıyor.
"Kaldı ki fotoğraf makinasıyla çektiğimiz bir fotoğrafı ya da videoyu yükleyebilmek için de bilgisayara ihtiyaç duyuyoruz. Fotoğrafların ve videoların düzenlenmesi de ayrı mesele.
"Ortada suç yok ama hem arkadaşlarımız tutuklandı hem de bilgisayarlarımız gitti. Sadece ofisin değil, kişisel bilgisayarlarımıza da el koydular. Ev baskınında bir arkadaşımızın fotoğraf makinasını düşürdüler. Lensi kırıldı, takılamıyor. Bu bir cezalandırma.
"Van’da helikopterden atılan iki kişiyle ilgili yaptığımız haber sonrasında da benzer süreci yaşamıştı. Baskında bilgisayarlara el koymuşlardı. Van’ı toparlayana kadar 1 yıl geçti. Şimdi üstüne bu. Maddi bir külfet. Açık söyleyeyim bunun adı gasp.
"Haber servis ediyoruz. Sadece bugün Ankara’dan 12-13 haber gönderdik. Mesleğin onuruna sahip çıkıyoruz. Meslektaşlarımızdan dayanışma bekliyoruz.”
(HA)