Türkiye İnsan Hakları Vakfı davetiyle bir grup insan hakları savunucusu 5-7 Kasım 2021'de bir araya geldi. Üç gün boyunca yaşanan zorlukları, mücadeleyi, daha güçlü mücadele edebilmek için nelere ihtiyaç duyulduğunu konuştu. Dört başlıklı çalışmanın sonuçlarını dört günlük mini diziyle bianet okurlarıyla paylaşıyoruz.
Başlıklar
İnsan Hakları Krizi ve Savunucuların Yaşadıkları Sorunlar
Ulusal ve Uluslararası İnsan Hakları Hareketinin Krizine Yanıtlar
Güvenlikleştirme ve Siyasal Alanın Daraltılması
İnsan Hakları Hareketi ve Medya
Çerçeve
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, insanlar arasında “özgürlük, eşitlik, adalet ve barış” kavramlarına dayalı ortak bir bağ kuran, bu anlamda bir arada yaşamanın “temel ilkeleri”ni sunan en önemli sözleşme niteliğini halen koruyor. Ne var ki, Beyanname’nin insan olmanın koşulu olarak tanımladığı haklar, ancak hayata geçirildiği ve güvence altına alındığı noktada gerçek oluyor.
Bu nedenle insan hakları, bir siyasal retorik değildir, tüm hakların içerik ve kapsamı ancak uygulamalarla varlık ve anlam kazanıyor ve korunması yurttaşların müdahilliğine ihtiyaç duyan bir pratiği gerektiriyor.
İnsan haklarının yazılı bir ilkeler manzumesinin ötesinde, neden bir hareket ve mücadele olduğunun cevabı da belki burada saklı: İnsan hakları hareketi, bugüne dek hem insan haysiyetini korumanın sorumluluğunu taşımak hem de farklı kimliklerin, aidiyetlerin ve toplulukların kendilerini gerçekleştirme mücadelesinin ihtiyaç duyduğu demokratik bir kamusal alanın işleyişinde kurucu rol oynuyor.
İnsan haklarının, günümüzün otoriterleşen, olağanüstü hal ya da en azından olağandışı güvenlik tedbirleriyle yol alan, sağ-popülizmin milliyetçi-muhafazakar eğilimleriyle çizilen ve en nihayetinde sivil alanı kapatan siyasal evreninde nasıl bir işleve sahip olduğu sorusu tartışılmayı bekliyor.
Atölye Katılımcıları: Metin Bakkalcı, Murat Çelikkan, Cuma Çiçek, Berivan Korkut, Hüseyin Küçükbalaban, Nadire Mater, Reha Ruhavioğlu, Feray Salman, Yıldız Tar, Coşkun Üsterci, İlknur Üstün, Gülseren Yoleri, Abdullah Zeytun Atölye Mutfağı: Cansu Akbaş, Feride Aksu Tanık, Nermin Biter, Aslı Davas, Lülüfer Körükmez, Hanifi Kurt, Zeynep Özen, Serdar Tekin, Nilgün Toker, Coşkun Üsterci |
İnsan hakları savunucuları olarak ifade, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ile ilgili her gün yeni bir ihlali daha göğüslüyoruz. Siyasal şiddet giderek tırmanıyor.
Ulusal ve uluslararası hukuki mekanizmalar bu krizi aşmada yeterli görünmüyor. En önemli kılavuz ilkesi insan hakları olması gereken siyaset alanı insan haklarıyla ilgili sorunlara beklenen düzeyde işaret etmiyor.
İnsan haklarıyla ilgili gündemi canlı tutan bir medyaya ihtiyacımız var. Tüm bunlara karşı her birimiz mücadeleye devam ediyor, bu baskıyla baş etmenin yollarını her gün yeniden geliştiriyoruz.
Sorular
İnsan hakları değerlerini ve ilkelerini teşvik etmek için geliştirdiğimiz yeni stratejiler, yöntemler, eylem biçimleri ve araçlar neler?
Ulusal ve uluslararası insan hakları mekanizmalarına müdahilliğimizi nasıl arttırabiliriz?
Güvenlikleştirme politikaları ile nasıl mücadele ediyoruz?
Siyasetin gündemine daha fazla nasıl girebiliriz?
Medyaya müdahale mümkün mü?
Birlikte neler yapabiliriz? (APK/KU)
Yarın: Ulusal ve Uluslararası İnsan Hakları Hareketinin Krizine Yanıtlar