*Fotoğraflar: Murat Bayram/bianet
Kadın-LGBTİ+'lara yönelik şiddet davalarının takibini ve gazeteci/gazeteci adaylarının desteklenmesini amaçlayan atölyede, iletişim akademisyeni Yasemin İnceoğlu, "Medyada Kadın ve LGBT+ görünümü" sunumunu gerçekleştirdi.
Medyanın işlevi
"Medyada kadın, LGBTİ+'lara bakıldığı zaman sorunlu üç kelime yan yana. Sorunlu derken de aslında dezavantajlı iki gruptan bahsediyoruz. Medya da, bunların görünümüdür" diyen akademisyen Yasemin İnceoğlu, medyanın ideolojik işlevinden bahsetti ve şöyle devam etti:
"Öteki" kavramı
"Egemen ideoloji içerisinde çerçeveleme denilen ötekiyi nasıl yaratıyoruz, "ben-öteki, biz-onlar"ı nasıl yaratıyoruz bunu irdelemek gerekir.
"İrdelerken de referans olarak kendimizi yani "ben"i alıyoruz ve bu benden farklı olanı da "öteki" olarak kodluyoruz. Toplumsal anlamda "ben"in, kendini tanımlayabilmesi için "öteki"ne ihtiyacı vardır.
"İki tarafın, birbirlerini tanımlarken kullandığı bir kelimedir "öteki", eşit şartlara sahip olsalar bile, kültürel anlamda bakınca egemen kültürün kendinden farklı olanı tanımlarken bunu kullandığını görüyoruz. 'Ben' kendini toplumun öznesi olarak görür."
Kimlik inşası ve kalıp yargılar
"LGBTİ+ları düşünün, toplumdan dışlanıyorlar. Onlar toplumda 'öteki' konumundalar çünkü. İdeolojik olarak da heteroseksüeliz, erkek toplumuz, muhafazakarız şeklinde yansımalar karşımıza çıkıyoruz. Bu tanımlamaların dışında kalan gruplar da her zaman marjinalize ediliyor.
"Tehlike şu; ona benzemeyene, 'ben'den olmayan 'öteki' insana, her türlü şiddeti onun üzerinden meşru görüp, içselleştirip, bunu normalleştiriyor.
"Kimlik; kişinin kendisini sosyal bir çerçevede tanımlaması ve konumlandırmasıdır. Bireyin kendini tanımlaması kadar 'öteki'ni tanımlamasını da içeriyor. Bu çift taraflıdır ve birbirlerini tamamlayan bir süreçtir. Bunlar kalıp yargılara kadar varıyor; Lipmann, kalıp yargıları kafamızdaki resimler olarak tanımlıyor. Bir tür kategorize etme, bir tür sınırlandırma olarak ifade edilebilir. Nefret ve insanlık suçlarına kadar varan bir tutumdur aslında bu kalıp yargılar."
İnceoğlu: "Medya kimlik inşasında sınırları çizer"
Medyanın kimlik inşasında sınırlar çizdiğini söyleyen İnceoğlu, "Bizimkisi normal sayılıp, diğer grupları medyada 'öteki' ve 'anormal' olarak yansıtıldığını görüyoruz. Medya kimlik inşasında sosyal bir harita ve sınırlar yaratır" dedi.
Ayrımcı söylemler, kalıp ve önyargı üzerine konuşuldu.
Medyanın, anlamın toplumsal işlevinde büyük rol oynadığını vurgulayan İnceoğlu, medyanın rollerini şöyle sıraladı:
* Ötekileştirme
* Kişiselleştirme
* Dramatizasyon
* Normalleştirme
Medyada kadın
"Cinsiyetçilik, medyanın ayrımcı söylemleri arasında gelir" diyen İnceoğlu medyada kadın temsilini örneklerle anlattı ve şöyle devam etti:
"Kadının her zaman medyada üretim süreci dışında, eğitimsiz gösterildiğini ve yaftalandığını, eksik olarak sunulduğunu görüyoruz. Sadakatsizlik, zina ile ilişkilendiren bir kadının temsili var. Erkek egemen söylemler, kadını bir yandan yok sayıyor bir yandan şiddete davetiye çıkarıyor.
"Medyada kadınlar, mor göz-kırık kaburga, ahlakla özdeşleştirilmiş, kültürel kodların ön plana çıkarıldığı, magazinel bir temsil içerisinde yer alıyor."
Nefret suçu ve nefret söylemi üzerine konuşuldu.
LGBTİ+ görünümü
LGBTİ+ların medyadaki görünümünden örneklerle bahseden İnceoğlu şöyle devam etti:
"Medyada LGBTİ+lar sert bir dille aktarılıyor. Sansasyonel haberlerle gündeme getiriliyorlar, kategorize ediliyorlar. Damgalanıyorlar. Bunlar da ayrımcılığa daha çok yol açıyor.
"Kepaze, rezalet şeklinde yer alıyorlar. Statükoya karşı potansiyel tehlike olarak görülüyorlar."
Ne yapılmalı?
* Hak ve çözüm odaklı habercilik
* Toplumsal cinsiyet odaklı, eşitlikçi bir habercilik yapmak
* Cinsiyetçi ve homofobik söylemlerin dışına çıkmak
(SO)
Atölye BİA hakkında |
IPS İletişim Vakfı/bianet'in Atölye BİA adıyla düzenlediği habercilik seminerleri medyanın farklı birimlerinden gazetecilere, işsiz bırakılmış gazetecilere, iletişim fakültesi öğrencilerine ve gazetecilik yapmak isteyen herkese açık. Atölye BİA programları hak, toplumsal cinsiyet ve çocuk odaklı habercilikle barış gazeteciliği perspektifi ve tercihiyle temel gazetecilik, haber fotoğrafçılığı, yargı haberciliği, araştırmacı gazetecilik, yeni medya, görselleştirme araçları, dijital güvenlik gibi alan ve temalar üzerinden kuruluyor. Atölye BİA ile birlikte IPS İletişim Vakfı’nın 2002-2007 aralığında düzenlediği temel gazetecilik, kadın, çocuk, insan hakları odaklı habercilik eğitimleri ve 2008-2017 aralığında gerçekleştirilen Okuldan Haber Odası programları yıl içine yayıldı ve gazetecilere ve ilgilenen herkese açık hale geldi. Haziran 2018'de başlayan Atölye BİA programında, Aralık sonu itibariyle 8 atölye (7-13 Haziran Gazeteciler İçin Yeni Medya, 16-25 Temmuz Gazeteciler İçin Haber, 2 Eylül Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 7-9 Eylül Haber Fotoğrafçılığı ve Fotoröportaj, 17-26 Eylül Çevre ve Kent Haberciliği, 1-8 Ekim Yargı Haberciliği, 15-23 ve 8-16 Kasım Gazeteciler için Haber Atölyeleri) 101 kişinin katılımıyla gerçekleştirildi. 2019 yılında ise farklı tarihlerde (11-18 Şubat, 20-27 Şubat, 14-21 Haziran, 22-29 Temmuz, 2-10 Eylül) beş Temel Gazetecilik Atölyesi, yine farklı tarihlerde (27-28 Nisan Kürtçe Habercilik ve Çeviri, 4-5 Mayıs Dijital Güvenlik, 10-12 Mayıs Haber Fotoğrafçılığı, 13-20 Mayıs Gazeteciler Yeni Medya, 21-25 Ekim İklim Haberciliği) beş tematik atölye düzenlendi. Yıl boyunca temel ve tematik habercilik atölyeleri devam edecek. Bu proje İsveç Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı (SIDA) desteğiyle gerçekleştiriliyor. |
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.
Yasemin İnceoğlu hakkında
İletişim akademisyeni. Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde ders veriyor. Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi dekanıyken 2016'da emekliye ayrıldı. Lisans, yüksek lisans, doktora, doçentlik ve profesörlük derecelerini Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde aldı. Hindistan Günlükleri, Kadın ve Bedeni, LGBTİ Bireyler ve Medya, Medya Okuryazarlığı: Avrupa Profili, Nefret Söylemi Nefret Suçları yayınlanan kitaplarından bazılarıdır.