Haberin Kürtçesi için tıklayın
Haberde Çocuk/Çocuk Odaklı Habercilik Elkitabı Çocuk Odaklı Habercilik Kütüphanesi’nde yerini aldı. Çevrimiçi olarak yayınladığımız elkitabını Umay Aktaş Salman yazdı, Ezgi Koman yayına hazırladı. Tasarımı ise MYRA’dan.
bianet Kurdî editörleri Murat Bayram, Ferid Demirel ile Aren Yıldırım “Nûçe û Zarok / Pirtûka Destan a Nûçegihaniya Zarokparêz” ismiyle yayınlanan Haberde Çocuk kitabını Kürtçeye çevirdiler. Kapsam ve içerik açısından çocuk ve gazetecilik alanında Türkiye’de yayınlanmış ilk Kürtçe rehber niteliğinde.
Elkitabının çevirmenleriyle ile Kürt medyasında çocuğun nasıl yer aldığını, Kürt bir çocuk olmanın ne anlama geldiğini ve rehberin Kürt medyasına ve terminolojisine ne gibi katkıları olacağını konuştuk.
TIKLAYIN - Haberde Çocuk Elkitabı Türkçe ve Kürtçe Olarak Yayında
Demirel: Duyarlılık artıyor ama oturmuş bir bakış açısı yok
Madem konumuz çocuk ve medya, ben de ilk olarak sormak istiyorum. Kürt medyasında çocuk nasıl yer alıyor? Ne kadar görünür? Ve her şeyden önemlisi göründüğünde nasıl görünüyor?
Ferid Demirel: Çocuk odaklı habercilik Türk medyasında olduğu gibi Kürt medyasında da benzer şekilde işliyor. Yani Kürt medyası da bu toplumun içerisinden çıkan bir medya olduğu için Türk medyasındaki sıkıntılar onda da tezahür edebiliyor. Çocuğun haklarıyla ilgili perspektifte bir sıkıntı olduğunda bu zaten direk medyaya yansıyor. Evet, gün geçtikçe duyarlılık artıyor ama halen oturmuş bir bakış açısı, bir düzen yok.
Murat Bayram: Bu sadece Kürtlere has değil ama Kürtler gibi çok politikleşmiş toplumlarda çocuklar, genel olarak büyüklerin politik yaklaşımlarının sonucu olarak haberlerde yer alıyor. Şöyle bir örnek var. Silopi’de küçük bir çocuk bir partiye olan sevgisini gösteriyor ve gazeteci gidip 12 yaşındaki çocukla söyleşi yapıp çocuğun ismiyle ve fotoğrafıyla yayınlıyor. Bunun üzerine ben 18 yaşından küçük bir çocuğun politik bir tarafa çekilemeyeceğini, onların büyüklerin politik yaklaşımlarının bir parçası yapılmaması gerektiğini belirttim ve bu konuda Twitter üzerinden seviyeli bir tartışma yaşadık.
Karşı taraftan gelen argüman neydi?
MB: “Zaten haklarımız gasp ediliyor, zaten ortam politik. Silopi sokaklarını bilmiyor musun, askeri araçlar geçiyor. Devlet baskısı var, oradaki her çocuk zaten politik. Sen de Şırnaklısın çocukken sen de politiktin” minvalinde yorumlar aldım. Burada karıştırılan şey şu, bir gazeteci o çocuğun politik olup olmayışını ya da toplumun yapısını değiştiremez. Ama bir gazeteci haberinde o çocuğun hakkını korumayı veya korumamayı sağlayabilir.
Çocuk artık şu partiye mensup olan boyacı çocuk oldu. O çocuk yarın boyacılık yapmak istemeyebilir, apolitik olma hakkı var, başka bir politik yaklaşımda olma hakkı da var çocuğun ama çocuğa bir kimlik oluşmuş oluyor. Ebeveynlerine sormak diye de bir şey yok.
Tam da burada çocuk odaklı habercilikle ilgili bir rehberin işlevi ortaya çıkıyor. Çünkü hiçbir zaman toplum veya toplumda oluşan olaylar çocuk odaklı haberciliğe uygun olaylar olmayacak hiçbir zaman çocukların hakkını koruyan bir toplum olmayacak.
“Savaş içerisinde büyüyoruz”
Toplumu yansıtmaktan bahsediyoruz. Peki, Türkiye’de yaşayan Kürt bir çocuk olmak ne demek?
FD: Kürt çocukları diğer bölgelerde yaşayan çocuklardan daha farklı doğup büyüyorlar. Savaş içerisinde büyüyoruz. Ben şeyi hatırlıyorum. Çok küçükken yaşadığımız köyde askerler vardı ve askerlerin operasyona gidiş sesleriyle silah atışlarıyla uyanıyorduk. Bu bizim büyümemizde birebir etkide bulunuyor. Bahsettiğimiz çocuğun oyunla tanışmasını anormal bir süreçten geçiriyor. Bu ister istemez çocuk ele alınırken işin daha çok bu boyutuna eğilmemiz anlamına geliyor.
Haberlerde çocuklar çoğunlukla siyaset, savaş ve protesto ile ilişkili olarak var diyoruz. Buraya gelirken de açıkçası aklımda hep bunlar vardı. Bu algıyı kırmada medyanın nasıl bir sorumluluğu var? Ya da kırmalı mı gerçekten?
FD: Yani dün şu örnek vardı. Silopi’de gece yarısı panzer eve giriyor iki çocuk ölüyor. Bu olayla ilgili dava dün vardı. Tamam o çocukların çocuk olmayla ilgili hakları var ama bir de işin savaş boyutu var. Yaşam hakkı en büyük haklardan biri, onu görmeden nasıl halledeceğiz bu işi? Bence birbiriyle çok bağlantılı. Sadece birini görüp birini görmemek elbette yanlış ama bir tanesi daha ağır bastığı için diğer yönü ortaya çıkıyor. Keşke Mardin’deki çocukların atölyelerdeki ya da yetenekleriyle ilgili haberlerini yapsak ama onun yerine Silopi’de panzerin eve girmesiyle ölen iki çocuğun haberini yapıyoruz.
MB: Ben dokuz yıl Diyarbakır ve bölgesinde çalıştım. Biz orada habere giderken birçok insan öyküsü dinliyorduk. Yabancı basına çalıştığımda hep şöyle derlerdi: “Güçlü hikâyeyi al”. Her zaman güçlü hikaye oradaki birçok “normal” hikayeyi gölgede bırakıyordu. Bir çocuğun panzerle ezilmesi, işkence edilmesi basın için “güçlü” hikaye olduğu için, oradaki park sorunudur, eğitimlerindeki sorundur, ana dilde eğitilememe sorunu güçlü hikayenin altında ezilen zayıf hikayeler olmaya başlıyor. Çünkü gücü de iktidar belirliyor ve trajedi okur için her zaman rutinden daha güçlü olduğu için olması gerekenler yer almıyor. Öz eleştiri yapmam gerekirse, Türk medyasından birinin Silvan’daki bir çocuğu işlerken gösterdiği özverinin on katının, yereldeki bir Kürt gazeteci tarafından hissediliyor olmasını dilerdim.
Bayram: Çözüm sürecince Kürtçe gazete sayısı artmıştı
Başarılı bulduğunuz örnekler var mı?
FD: Çözüm sürecinin olduğu dönemde belediyelerde çocukların etkinlikleri daha ön plana çıkmaya başladı. Kürtçe eğitim veren kreşler, çocuk tiyatroları bu bir şekilde görünür oldu daha fazla medyada yer almaya başladı. Bunun çocuk odaklı haberciliğe uygun olup olmadığını tartışabiliriz. Ama yaşam hakkının öncelikli olması daha geride durdu eğitim hakkı oyunla buluşma hakkı ve benzeri şeyler daha çok ön plana çıkmaya başladı.
MB: Çözüm süreci döneminde yalnızca Diyarbakır’da sekiz gazete Kürtçe de haber üretimine başladı. Şu anda yerel gazetelerin tamamı Türkçe yayın yapıyor, hiçbir Kürtçe gazete yok. Diyarbakır özelinde sekiz gazete Kürtçe bölüm çıkardı. Günlük gazete olan Welat, çocuk sayfası çıkarıyordu. Diğer haberlerde çocuk hassasiyeti nasıldı o gene eleştiriye açık ama çocuk oyunlarının, tekerlemelerin yer aldığı bir sayfa vardı. Şimdi bir günlük gazete yok onun yerini tutan dijital bir gazete var ve orada çocuk bölümü yok.
FD: Yani bunları konuşurken Kürtçe yayın yapan günlük gazetenin olmadığını Türkçe yayın yapanın da bir elin parmağını geçmeyecek sayıda olduğunu söyleyerek konuşmamız gerekiyor.
Kürt medyasının bugünkü durumu, çocuk odaklı haberciliğin gelişmesini nasıl etkiliyor?
MB: Türkiye’deki en güçlü Kürt örgütleri siyasi örgütler. Ve bir gazeteyi çıkarabilme kabiliyetine sahip tek büyük organ da onlar. Bu bakımdan da Kürtçe direk siyasetin etkisinde. Türkçe endirekt olarak siyasetin etkisinde. Türkçede şey diyebiliriz bazı gazetelerin patronları hükümete yakın olduğu için... Kürtçe’de direk örgütlerin siyasi partilerin yayınları var. Siyasilik daha fazla. Öyle olunca, çocuk da çok görünür değil.
“bianet’in adımları çok şey ifade ediyor”
MB: Bir de şöyle bir durum var. Gazetecilik perspektifini Türk medyası oluşturduğu için Kürt gazeteci haberciliğin esaslarını öğrenirken aynı zamanda Türkçeye bulaşmış virüsleri de alıyor. Daha dezavantajlı bir konumda. Çok güçlü bir medyası yok hiç olmadı. Çünkü güçlü bir devleti yapısı bir ekonomisi yok. Bu bakımdan Kürtçe olması gerekenden daha zor bir yerde. Ama bianet özelinde bir ekleme yapmam gerek. Tam da Kürtçe eğitimin bu kadar kötü olduğunu anlatırken biz üç hafta sonra burada Kürt medyası atölyesi yapacağız. Kürt gazetecilerine Kürt medyasında yapmaları gerekenleri anlatırken çocuk odaklı haberciliğe uygun nasıl yazılır bunu anlatacağız, kadın odaklı haberciliğe uygun nasıl yazılır onu anlatacağız. Sadece bu kitap değil biz toplumsal cinsiyet odaklı mini bir sözlük de yaptık. Yani birbirlerini destekleyen şeyler. Kürtçenin dezavantajlı olduğu eğitim sorununa bianet biraz el atmış durumda. Çok az şey var, bu az şey içinde bianet’in adımları çok şey ifade ediyor.
Gazetecilerin böyle bir ortamda çocuklarla ilgili haber yaparken nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
MB: Gazetecilerin çocuklar üzerine yaptığı haberlerin çoğunda haksızlığa tepki olarak yapılıyor. Çocuk öldürüldü, tecavüz edildi. Gazeteci çok doğru yönden baktığını zannederken aslında bir yönüyle kendi eserinde de çocuğun hakkını göz ardı etmiş olabiliyor. Çocuğun fikri alınıyorken politik bir çerçeve içerisine yerleştirilmesi ya da bir çocuğa işkence durumunu açıklarken çocuğun psikolojik gelişimini etkileyecek şekilde detaylandırmak gibi.
FD: Çocukların savaştan etkilendiği bir ortamda gazetecilik yapılıyorsa, çocuğun haklarının da dikkate alınması gerektiğini bir kere rehber, çok net bir şekilde söylüyor. Bu pencereden bakıldığında evet haberleri yapılmalı ama nasıl yapılması gerektiğine de dikkat edilmeli.
Verilecekse de o çocuğun bazı haklarının olduğunu bilerek vermek gerekiyor. Yani ismini yazmazsın, resmini vermezsin. Gene dikkat etmek gerekiyor. O çocuğun da haklarının olduğunu bilip ona göre haber yapmak gerekiyor.
Bu elkitabının ve Kürtçe çevirisinin çocuklarla ilgili haber yapmak isteyen gazeteciler için faydalı olacağını düşünüyor musunuz?
FD: Bu kitap ciddi bir rehber. Habere girişten sunuma kadar bütün aşamalarını ele alıyor. Ve birçok alanda yaşanan sıkıntıları örnekleriyle veriyor. Çocuklarla birebir konuşarak verdikleri çocukların haberde nasıl görünmek istediğine dair örnekler var. Eğer rehber esas alınırsa bence şimdiye kadar yaşadığımız birçok sıkıntının ortadan kalkacağını düşünüyorum. Kürtçe olması da çok büyük bir avantaj. Terminolojik bir zenginlik kattı. Kürtçe haber yapan çok az yer var ama onlar için bir örnek olacak diye düşünüyorum. Belki de daha fazla artacaktır bizim rehberimizle birlikte.
Sonunda bir de çocuk odaklı haberciliğe dair terimlerle ilgili mini bir sözlük vardı. Onun çeviri süreci nasıl geçti sizin için?
MB: Mesela, aklıma geldi diye söylüyorum. Bu zamana kadar “çocuğun yüksek yararını” söylemek, düşünmek bir şekilde ihtiyacımız olmadı, aklımıza gelmedi. Gündelik hayatta belki ihtiyacın olmayan bir kavram. Bunların üzerinde düşündük, bu kavramları kazandırmış olduk çeviri yaparken.
Aren Yıldırım: İleride çıkacak eserler için faydalı
Öncesinde de birçok çeviriye imza atmıştın. Nasıl bir deneyim oldu senin için çocuk ve medya temalı bir elkitabını çevirmek?
Yedi-sekiz yıldır çeviri yapıyorum. Farsçadan, Kürtçe ve Türkçeye birçok dilde çoğunlukla teorik çeviriler. Çocuk odaklı habercilik de oldukça yeni bir alan. Dolayısıyla benim için de çok fazla şey öğrendiğim, yeni bir alan oldu. Çevirirken de konuyu daha derinlemesine öğreniyorsun haliyle.
Bu elkitabının ve Kürtçe çevirisinin çocuklarla ilgili haber yapmak isteyen gazeteciler için faydalı olacağını düşünüyor musun?
Kesinlikle. Her şeyden önce, yeni terimler, yeni kavramlar var. Çocuklarla iletişimin nasıl kurulabileceğinin yolları anlatılıyor. Çocuk odaklı bakış açısı Kürtçe habercilikle ilgili çok yeni bir alan, üzerine çok fazla yazılıp çizilmeyen bir alan. Sözlükte kullanılan terimlerin de ileride çıkacak eserler için oldukça faydalı olacağını düşünüyorum.
Ferid Demirelbianet Kurdî editörü. Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Aynı okulda ve aynı bölümde yüksek lisans yapıyor. Birgün, Dicle Haber Ajansı (DİHA), Dem TV, Rûdaw TV ve Sputnik Kurdistan’da muhabir, editör, haber müdürü ve şef editör olarak çalıştı. "Haber Analizi ve Arşiv İncelemeleriyle: Türkiye'de 9 Gazete" kitabına katkıda bulundu. Murat BayramMayıs 2016'dan beri bianet Kurdî editörü. Kürt medyasında beş yıl Kurd1 TV, Evro Gazetesi, Waar TV ve Kurdistan24 televizyonunda haber editörü, köşe yazarı ve muhabir olarak çalıştı. Serbest gazeteci olarak; Diyarbakır’da Middle East Eye, Al Jazeera International, Deutsche Welle, RT TV ve the New York Times için çalıştı. Belkî îşev binive (Belki bu gece uyur, Avesta Yayınları) öykü kitabının yazarı. Los Angeles, California Üniversitesi(UCLA)-KAES tarafından "en yaratıcı ve orjinal yazan genç yazar" (2012) Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti tarafından Kürtçe haber ve program dalında "yılın gazetecisi"(2014) ödüllerine layık görüldü. Abdülselam Yıldırımbia/kurdî editörü. Farsça, Türkçe ve Kürtçenin Soranca, Hewramanca ve Kurmanci lehçelerinden çeviriler yapıyor. Selahattin Üniversitesi, Kürt Dili ve Edebiyatı mezunu. |
(EÜ/HK)