Haberde Çocuk/Çocuk Odaklı Habercilik Elkitabı Çocuk Odaklı Habercilik Kütüphanesi’nde yerini aldı. Çevrimiçi olarak yayınladığımız elkitabını Umay Aktaş Salman yazdı, Ezgi Koman yayına hazırladı.
Kürtçe olarak da “Nûçe û Zarok/ Pirtûka Destan a Nûçegihaniya Zarokparêz” ismiyle yayınlanan rehberin çevirisini arkadaşlarımız bianet Kurdî editörleri Murat Bayram ve Ferid Demirel ile bianet stajyerlerinden Abdülselam Yıldırım gerçekleştirdi.
TIKLAYIN - Haberde Çocuk Elkitabı Türkçe ve Kürtçe Olarak Yayında
TIKLAYIN- Çevirmenler Anlatıyor: Kürtçe Haberde Çocuk Elkitabı Neden Önemli?
Biz de elkitabının yazarı Umay Aktaş Salman ve yayına hazırlayan Ezgi Koman ile gazetecilik ve çocuk üzerine konuştuk.
2002 yılından itibaren eğitim haberleri başta olmak üzere kadın ve çocuk hakları ve sorunlarıyla ilgili pek çok haber, röportaj ve yazı dizisi hazırlıyorsun. Bu kitabı yazmaya iten sebep ne oldu senin için? Medyada eksik olan nedir?
Aktaş-Salman: Medyadaki temel sorunlardan biri, çocuğu “eksik yurttaş” olarak gören toplumsal algıyı normalleştirmesi. Çocuklar medyada yok sayılıyor. Haber olduklarında da çoğunlukla belirli kalıp yargılara göre haber oluyor: “Mağdur”, “zavallı”, “suçlu”...
Çocuğun başarısı ya da mücadelesi niye daha az haber oluyor? Neden haberlerde çocukların görüşü yer almıyor? Çocuk haklarıyla ilgili haberler neden belirli günlerde hatırlanıyor? Bunlar, gazetecilerin, okuyucuların yani hepimizin üzerine düşünmemiz gereken, ısrarla sormamız gereken sorular.
Bir gazeteci ve araştırmacı olarak, çok temel ve önemli gördüğüm bu sorun hakkında yazmak benim için çok önemliydi. Yıllardır hak odaklı habercilikle ilgili gazetecilerin ve gazeteci adaylarının yolunu aydınlatan atölyeler yapan, yayınlar hazırlayan bianet’in değişmeyen bu sorunu tekrar tekrar gündeme getirmesi, tartışması, rehber olması da bu kitabın hayata geçmesini sağladı.
Çocuk Odaklı haberciliği nasıl tanımlamak gerekiyor? Yalnızca çocuklarla ilgili haberler mi çocuk odaklı olabilir? Öznesi çocuk olmayan bir haber de çocuk odaklı haber olabilir diyebilir miyiz?
Çocuk odaklı habercilikten kastım öncelikle çocuğu hak ve özgürlük sahibi bir birey olarak gören bir anlayışla haberlerin yazılması. Sadece bununla da sınırlı değil elbette. Çocuk odaklı habercilik, çocukların hakları ve özgürlükleri konusunda farkındalık yaratacak haberler yapılması; hak ihlallerinin görünür kılınması; bu ihlallerin önüne geçilmesi ve politika üretilmesi konusunda pro-aktif davranılması; çocuk hak ihlaline uğrayıp haber olduğunda onu daha da mağdur etmeyecek şekilde haberin yazılması; çocuğun sorunları ve çevresinde olup bitenlerle ilgili görüşlerine haberde yer verilmesi demek.
Öznesi çocuk olmayan haberler de çocuk odaklı bir anlayışla haber olabilir tabii ki. Bu gerekli de zaten. Her türlü haberi yaparken, mesela hayata geçirilen uygulamaları, politikaları yazarken de bunların çocukları nasıl etkileyeceğini düşünmek, sorgulamak gerekiyor.
Çocuklar ve gençler genel kanının aksine dünyada olup bitenler hakkında endişeli ve katılmak için hevesli. Bunun belki de en güncel örneği iklim için okul boykotu yapan çocuklar. 16 yaşındaki Greta Thunberg’ten ilham alan öğrenciler cuma günleri okula gitmeyi reddediyor. İklim için harekete geçilmesini talep ediyor. Hareket şu anda Türkiye’de de büyük bir yankı uyandırdı. Medya nasıl yaklaşmalı, çocukların katılımını çocuklara zarar vermeyecek şekilde nasıl destekleyebilir?
Çocukların çevresinde olup bitenlerle ilgili görüşlerine yer vermek kuşkusuz çok önemli. Dediğin gibi bunun en güzel örneklerinden biri Greta. Çocuk kendini ifade etmek, görüşünün dikkate alınmasını sağlamak isteyebilir. Süreklilik taşıyan bir hak mücadelesinin ya da kampanyanın kendi kararıyla parçası olabilir. İşte bu durumlarda çocuğun görüntüsü de kendisinden izin alınarak kullanılabilir. Ancak çeşitli konularda çocuğun görüşüne, fotoğraf ya da görüntüsüne yer verirken de onu mağdur etmemek çok önemli. Haber yayınlandığında çocuğun can güvenliğini ya da ruhsal bütünlüğünü tehdit edebilecek bir durum yaşanma ihtimali olup olmadığını da düşünmek çok önemli.
Kitapta ilgi çeken bölümlerden biri de “Cinsiyet, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim” başlıklı bölüm. Çocukları koruma içgüdüsüyle belki, çocuk hep cinsellikten ayrı bir noktaya konuluyor. Çocuğun cinsellik kavramından soyutlanmasının ne gibi etkileri olabilir? Gazeteciler bu konuya nasıl yaklaşmalı?
Çocukların cinsellik kavramından soyutlanması bu konuda eğitim alma haklarını, yaşanan ayrımcılıkları, dışlanmışlıkları görmemeye ya da görmezden gelmeye sebep olur. Çocukların cinsel sömürüden korunma hakkı olduğu gibi cinselliğini ifade etme ve cinsel eğitim hakları olduğunu unutmamak lazım. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve ifadesi nedeniyle aile içinde, toplumda, okulda yaşanan sorunları görünür kılmak çok önemli. Gazeteciler bu konuya yaklaşırken öncelikle cinselliğin yalnızca üreme ile ilgili olmadığını, cinsiyeti, cinsiyet kimliğini ve cinsel yönelimi de kapsadığını unutmamalı.
Çocuklar ile ilgili haber yapmaya başlamak isteyen veya hali hazırda yapan gazeteciler için neler önerirsin?
Aslında en temel şey hak haberciliğini vazgeçilmez saymaları. Çocuktan yana olmayan, onu birey olarak görmeyen, kişisel bilgilerini sorumsuzca yayan, sesine yer vermeyen, ayrımcılık yapan, çocuğu sadece korunmaya muhtaç, güçsüz varlıklar olarak gösteren medya, Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ihlal etmiş oluyor. Oysa çocuk hakları odaklı medya mümkün. Bu kitapta bunun nasıl olabileceğini anlattık.
Peki, yayın kuruluşları için ne gibi tavsiyelerin var? Çocuk odaklı bir medya yaratmada ne gibi sorumlulukları var?
Yayın kuruluşlarının sorumluluğu çok büyük çünkü medya çocuğun toplumda nasıl algılandığını yansıtma ama aynı zamanda bu algıyı yeniden oluşturma gücüne sahip. Bu konu sadece muhabirin ya da editörün bakış açısına, vicdanına, sorumluluk hissine bırakılmayacak kadar önemli. Köşe yazarından genel yayın yönetmenine, muhabirinden editörüne kadar bir gazetenin, derginin, televizyon kanalının ya da internet sitesinin tüm bileşenlerinin uyması zorunlu ilkelere bağlanmalı. Rehberlerle, kurum içi eğitimlerle ve mesleki denetimle bu sorunun ortadan kaldırılması gerekiyor.
Ezgi Koman: “Kendi algılarıyla yüzleşmelerini öneririm”
Elkitabını yayına hazırlayan Ezgi Koman ise çocuğu özne yapabilmenin yolunun“onları yaşamın eşit ortakları, bağımsız hak ve özgürlük sahibi bireyler olarak kabul etmekten geçtiğini” söylüyor.
“İlk olarak kendi algılarıyla yüzleşmelerini öneririm. Hakikaten çocukları nasıl görüyorlar? Hakları özgürlükleri olan bireyler mi yoksa haberlerinin daha fazla dikkat çekmesini sağlayacak birer nesne mi? Ya da sadece başlarına kötü şeyler gelen, acınılası, korunmaya muhtaç varlıklar mı görüyorlar, yoksa tüm bunları da değiştirme potansiyeline sahip varlıklar mı?
“Bir diğer nokta da çocukların haklarının ne olduğunu, Türkiye’deki ilgili mevzuatı ve mekanizmaları dolayısıyla çocuklarla ilgili konularda sorumluluk sahiplerini bilmeleri çok önemli… Çocuk haklarına saygılı gazetecilik örneklerine ve hazırlanmış rehberlerden yararlanmaları da onların pratiklerini kolaylaştıracaktır.
“Bunlar lütuf değil yükümlülük”
“Her ne kadar tarafsız gazetecilik diye bir kavram olsa da gazetecilerin çocuktan taraf olması gerekiyor… Çocuktan taraf olunca yapılması gerekenler hem hukuki hem de etik olarak kendiliğinden ortaya çıkıyor.
“Ve tabii ki kameralarını, mikrofonlarını çocuklara çevirmelerini öneriyorum. Onlara güvenmek, onların sesini merak edip kamusal alana taşımak çocuk haklarına saygılı gazeteciliğin en önemli yolu.
“Ve bir kere daha tekrar edelim tüm bunlar zaten birer lütuf değil Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalamış bir ülke olan Türkiye’de yükümlülük…”
Umay Aktaş SalmanGazeteci. Ekim 2017’den beri Eğitim Reformu Girişimi’nde araştırmacı; eğitim politikaları ve sistemi üzerine araştırmalar ve yazılar hazırlıyor. Gazeteciliğe Radikal gazetesinde başladı, muhabirlik ve editörlük yaptı, eğitim alanında uzmanlaştı (2002-2013). Al Jazeera Türk’te muhabir olarak çalıştı (2014-2017). Eğitim haberleri başta olmak üzere kadın ve çocuk hakları ve sorunlarıyla ilgili pek çok haber, röportaj, dosya ve yazı dizisi hazırladı. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İstanbul Tabip Odası, Halkevleri’nce ödüllendirildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başarı Ödülü (2016) sahibi. 1980, İstanbul doğumlu, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Ezgi KomanÇocuk hakları aktivisti. Kapatılan Gündem Çocuk Derneği kurucusu ve Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörlüğü’nü yaptı. Çatı Çocuk Kütüphanesi ve Sanat Atölyesi kurucusu. 2000-2006 arasında BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin yaşama geçirilmesini hedefleyen aylık anne, baba ve eğitimci dergisi Çoluk Çocuk’un yazı işleri müdürüydü. Kasım 2006-Temmuz 2012 aralığında İnsan Hakları Ortak Platformu’nda (İHOP) diyalog ve savunuculuk koordinatörüydü. Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunu. |
(EÜ/HK)