Haberin İngilizcesi için tıklayın
Sözcü davası bugün (7 Kasım) başlıyor.
Davada Sözcü gazetesi sahibi Burak Akbay, İzmir muhabiri Bekir Gökmen Ulu, Sözcü gazetesi internet sorumlusu Mediha Olgun ile Sözcü Mali İşler Müdürü Yonca Yücekaleli yargılanıyor.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada sanıklardan Ulu tutuklu yargılanırken, 22 Eylül’de tahliye edilen Olgun ile Yücekaleli tutuksuz yargılanıyor. Akbay hakkındaysa yakalama kararı var.
Saat 11.45'te başlayan duruşmada Akbay dışında tüm sanıklar hazır bulundu.
Yöneticilik, propaganda ve yardım suçlamaları
Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren’in hazırladığı iddianamede Akbay'ın “silahlı terör örgütünü yönetme” ve “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” suçlamaları ile 28 yıla kadar hapsi, Olgun, Ulu ve Yücekaleli'nin ise “silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçlamalarıyla 15 yıla kadar hapisleri isteniyor.
Saat 10.00’da başlaması beklenen duruşma için Sözcü’ye destek için gelenler adliye önünde saat 09.00’da toplanma başladı.
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Mustafa Balbay ve Barış Yarkadaş, CHP eski milletvekili Umut Oran, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Türkiye Gazeteciler Sendikası yöneticileri, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Süreyya Turan ile Cumhuriyet Gazetesi İnternet Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven de duruşmayı izlemek için Çağlayan adliyesine geldi.
Milletvekilleri Türkiye Gazeteciler Sendikası önlükleri ile adliye önünde basın açıklaması yaptı.
Yarkadaş: İçi boş iddianame
Konuşma yapan Yarkadaş “Gökmenin tek suçu gazetecilik. Gökmen darbe gecesi henüz yandaş medya çekinirken haber vermeye darbeyi ilk duyuran gazetecidir. Buna rağmen FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışmak akla vicdana sığmaz. İçi boş bir iddianame ile Gökmen’in özgürlüğünden mahrum edilemez. Gökmen’in bir an önce serbest bırakılması kamu vicdanın rahatlamasını istiyoruz” dedi.
Durakoğlu: Hukuk bilgim, olan biteni izah edemiyor
Duruşma salonu önünde konuşan Durakoğlu ise şunları söyledi:
“Bu davanın soruşturma sürecinden itibaren ortada ciddi hiç bir delilin bulunmadığını, Gökmen’in yaptığı işin habercilik olduğunu düşünüyorum. Aradan geçen zaman düşüncemizi değiştirmedi. Benim hukuk bilgim, olup bitenler karşısında bir soruşturma açılmasını ve yargılama yapılmasını bana izah edemiyor. Gökmen serbest kalmalı.”
Duruşma 2 saat gecikmeyle başladı
Duruşma, küçük duruşma salonu yerine yeni bir salonun ayarlanmasının ardından 11.45'te başladı.
Duruşma, Ulu'nun salona girenlere bakmak için arkasına dönmesi nedeniyle mahkeme başkanının sert bir şekilde "Arkanı dön" uyarısının yanı sıra salondaki kalabalığı gergin bir şekilde ikazıyla başladı.
Mahkeme başkanı iddianamenin özetinin okunmasının ardından dosyaya gelen evrakları okudu. Başkan aralarında Cem Küçük'ün de bulunduğu tanıklar hakkında zorla getirme kararı çıkarıldığını ancak bu müzekkeresine yanıt verilmediğini söyledi.
Mahkeme Başkanı, Mediha Olgun'un cezaevinden yazdığı dilekçede 'İnternet sitesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ben değilim' dediğini anımsatarak, gazeteye durumun tespiti için yazı yazıldığını belirtti.
Ulu: Muhalif gazetecilikten yargılanmam doğru olurdu
Duruşmada ilk savunmayı tutuklu yargılanan Ulu yaptı.
“Asıl sorun muhalif gazetecilikse bununla yargılanmam daha doğru olurdu. Hakkımdaki suçlama akla, mantığa, vicdana aykırıdır. Mesnetsiz, kanunsuz, hukuksuzdur. Bu düpedüz suç uydurmadır” diyen Ulu darbe teşebbüsü günü saat 16.00 sıralarında Erdoğan'ın hangi otelde kaldığına ilişkin haberinin suçlama yapılması ile ilgili şöyle konuştu:
“Dünyada ve Türkiye'de liderlerin attığı her adım haberdir. Tatilleri de haberdir. Liderin konakladığı otelin nitelikleri gazete haberinde anlatılır. Yürümüştür, yüzmüştür, şort giymiştir, yemek yemiştir, bunların haberdir hepsi. Erbakan'dan Özal'a kadar hepsinin haberleri yapılmıştır. Böyle yüzlerce haber olmuştur.”
“Suç yok, Sabah ve Takvim algı yarattı”
“Böyle bir suç yok. Burada olsa olsa akla gelen art niyet. Gündüz saat 16.00'da hayatın olağan akışında yaptım bu haberi. Sabah ve Takvim gazeteleri bu haberin üstüne anlam yüklemeye çalışarak algı yarattılar.”
Suçlama konusu haberin kendinden 4 gün önce DHA tarafından haberleştirildiğini ifade eden Ulu, aynı tesiste konaklayan polislerin bunu sosyal medyada paylaştığını belirterek, “Cumhurbaşkanlığı yetkileri de benim orada olduğumu biliyordu. Marmaris MOBESE'lerin yoğun olduğu bir yerdir. Şehre girdiğim her an devletin arşivindedir” dedi.
“Erdoğan’ın meydanlara çağrısını önce ben yazdım”
Ulu, “Darbe girişimi gecesi Erdoğan 00.05'te kameraların karşısına geçtiğinde her yurtsever gazetecinin olması gerektiği gibi oradaydım. Cumhurbaşkanı 5 dakikalık konuşmasını tamamlandıktan sonra danışmanı bizi villanın dışına uğurladı. Oradan çıktıktan sonra editöre haberi yazdırdım. Meydanlara çağırdığı haberi herkesten önce ben yaptım” diye konuştu.
Sabah gazetesinin 17 Ağustos 2016'da 12-13 Temmuz'da darbeci askerilerin Yazıcı Otel'in üstünde alçak uçuş yaparak keşif bilgisi yaptığını yazdığını anımsatan Ulu şunları söyledi:
“Özetle darbecilerin Cumhurbaşkanı'nın yerini günler önce bildiği kanıtlandı. Bunlar resmi kanıtlardır. Buna rağmen adli makamlardaki yetkililer, iddia makamı ispat zorunlululuğunu yerine getirmedi. Aleyhimde delil yok, lehimde çokça delil var. Bunları toplamadı, ben ispatladım suçsuzluğumu. Kasıt neydi her şey göz göre göre ortadayken? Kaçma şüphesi ile tutuklandım. 16 Ağustos'ta hakkımda soruşturma başlatıldı. 10 ay boyunca bir yere kaçmadım.”.
Olgun: Yetkili ben değilim
Tutuksuz yargılanan Mediha Olgun ise savunmasında, Sözcü gazetesinde video editörü olarak işe başladığını belirterek, “Birkaç ay sonra sorumlu müdür arandığını söylediler, ben de kabul ettim. Cezaevinden yolladığım dilekçelerde bu konuda yetkisiz olduğumu söyledim. Yetkisiz bir insan olarak nasıl FETÖ'ye yardım ettim? 4 ay cezaevinde kaldım. Mesele bu değil. 249 işi şehit olmuş bir darbe girişimi olmuş. Yanlışlıklar olabilir fakat ismimin bu davayla anılmasından sıkıldım ve yoruldum” dedi.
“Ben sıradan bir gazeteciyim. Muhalif bile değilim” diyen Olgun, “Sıradan bir insan olarak FETÖ'ye nasıl yardım etmiş oluyorum anlamıyorum” dedi.
Yücekaleli: Delil yok
Tutuksuz yargılanan Yücekaleli ise, muhasebedeki işlerinden başka bir iş yapmadığını kaydederek, “Delil olmamasına rağmen FETÖ'ye yardımla suçlanıyorum” dedi. Duruşma, bugün tanık beyanları ile devam edecek.
Davaya yarın (8 Kasım) devam edilecek. Davanın ikinci gününde tanıkların dinlenmesi, üçüncü gününde delillerin değerlendirilmesi bekleniyor.
Ne olmuştu?Sözcü gazetesine 19 Mayıs 2016’da operasyon yapıldı, Burak Akbay, Mediha Olgun, Bekir Gökmen Ulu ve Yonca Yücekaleli hakkında “Fethullah Gülen Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması” kapsamında gözaltı kararı çıkarıldı. Yedi gün gözaltında tutulan Ulu ve Olgun tutuklanırken, Yücekaleli ise serbest bırakıldı. Olgun 22 Eylül’de adli kontrol şartıyla tahliye edildi. Akbay ise hala yurtdışında. İddianamedenSözcü çalışanlarına “silahlı terör örgütünü yönetme”, “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve “silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçlamalarının yöneltildiği 73 sayfalık iddianameyi Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren hazırladı. Bulmacadan soruşturmaİddianamede 1 Ocak 2016 tarihli Sözcü manşeti soruşturma nedeni olarak yer alıyor. Söz konusu manşette “2016 falınız”, spot olarak da “Tabloda gördüğünüz üç isim bu yıl da hayatınızda olacak” yazıyor, görsel olarak “Recep”, “Tayyip” ve “Erdoğan” sözcüklerinin birden fazla kullanıldığı bulmaca yer alıyor. İddianamede şu ifadelere yer veriliyor: “…bulmaca tablosunda " TAYYİPİC, ÖLRECEP, YERDOĞAN, YEZIT, " Şeklindeki kelimelerin bariz bir şekilde verilmesinden dolayı bu yer cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturmaya geçildiği, buna ilişkin görselin aşağıda belirtilen şekilde olduğu;…” Haberler suçSavcı Ekren, Gökmen Ulu imzalı 15 Temmuz 2016 saat 16.25 tarihli “Sözcü Erdoğan’ı buldu” haberini “delil” sayarak şu ifadeleri kullandı: “…Sözcü Gazetesi çalışanı Bekir Gökmen Ulu'nun saat 16.25 itibari ile gazetenin internet sitesinde yayınlanan haberde, Cuntacı gruba, Cumhurbaşkanımız için planlanan suikast girişimine yol gösterici, davet edici ve suç ifası öncesi ile sonrası için kolaylaştırıcı haber yaptığının belirtildiği, söz konusu haberin yayınlandığı gazetenin internet sitesi sorumlu yazı işleri müdürünün tarih itibariyle şüpheli Mediha Olgun'un olduğunun belirtildiği,…” Savcı Ekren, sözcünün 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarına dair haberleri hakkındaysa “Sözcü Gazetesi yetkililerine söz konusu bilgileri haricen ulaştırdıkları, gazetenin de kamu oyunda algı oluşturma kapsamında söz konusu bilgileri gerçekmiş gibi ve süreklilik arz edecek şekilde haberleştirme gayretinde olduğu,” değerlendirmesi yaptı. İddianamenin tanıkları arasında Ersoy Dede, Cem Küçük, Fehmi Koru, Hüseyin Gülerce de yer alıyor. |
(EA)