Haberin İngilizcesi için tıklayın
Osmaniye’nin merkez ilçesinde Fakıuşağı Mahallesi’nde Keyf-i Künefe isimli bir tatlıcı, mekân girişine “LGBT’ye kapalıyız” yazısı astı.
Mal ve hizmetlere erişimde ayrımcılık yasağı
Kaos GL Derneği hukuk danışmanlarından avukat Kerem Dikmen; mal ve hizmetlere erişimde ayrımcılık örneklerini, bir kişi LGBTİ+ diye mal ve hizmetlere erişiminin engellenmesinin neden ayrımcılık olduğunu ve mevzuatı şöyle anlatıyor:
“Mal ve hizmet, gündelik hayattaki ticari ve bireysel tüketime ilişkin her türlü metanın veya hizmetin genel adıdır. Örneğin bir avukat, ücret karşılığı avukatlık hizmeti verir. Bir eczacı ücret karşılığı ilaç verir. Mal ve hizmeti sağlayanın kamu otoritesi olup olmamasının bu hak veya yasak bakımından bir önemi bulunmamaktadır.
“Bir ev sahibi tarafından kiracı ile girişilen kiracılık ilişkisi, bir taksiciden satın alınan ulaşım hizmeti, bir kafede alınan eğlence hizmeti, hamamda alınan bir hizmet gibi, alışveriş faaliyetinin gündelik hayatta akla gelebilecek her türlü formu, mal ve hizmetlere erişimde ayrımcılığa uğramama hakkının konusunu teşkil edecektir.
“Konunun LGBTİ+'lar açısından anlamı, homofobik ya da transfobik bir motivasyonla LGBTİ+'lara mal veya hizmet sunumundan kaçınılmasıdır. Yani herkesin yapabildiği bir alışverişi LGBTİ+'ların yapamaması veya herkese kiralanan bir evin sırf, kiracının LGBTİ+ olduğu gerekçe gösterilerek kiralanmaktan kaçınılması, bu ayrımcılık çeşidinin birer örneğidir.”
İhlaller artıyor
Kaos GL Derneği, 2019 yılına ait LGBTİ+'ların İnsan Hakları Raporu'nda, LGBTİ'lara yönelik ihlallerin arttığına dikkat çekilmişti:
LGBTİ+'lara yönelik ihlaller görünürleşmekle ve ihlallere karşı yasal yollara başvurma süreçlerinde artış olmakla beraber, 2019 yılında da olumlu yöndeki gelişmeler sınırlı kalmıştır.
"İhlallerin doğrudan otoriteler ve yasa uygulayıcılar kaynaklı olmasında bir artış görüldüğü gibi, toplumdan kaynaklı ihlal sayısı da yoğunluğunu sürdürmektedir.
"Buna karşın, ihlale uğrayan LGBTİ+'ların adalete erişim ve ihlallerin telafisine yönelik mekanizmalardan yararlanmaları konusunda kayda değer gelişmelerin olması gereken düzeyden çok uzakta kaldığı tartışmasızdır.
"Türkiye hukuk sisteminde LGBTİ+'ları koruyucu hiçbir düzenleme mevcut olmadığı ve bu alanda herhangi bir kamu politikası oluşturulmadığı gibi, bizzat politika yapıcılar ve uygulayıcılar bu alandaki hak ihlallerinin artan şekilde aktörü olabilmekte, ayrımcı söylem üreten otoritelerin yaklaşımları LGBTİ+'lara yönelik ayrımcı uygulamalarda artış şeklinde kamu politikalarına yansıyabilmektedir." (EMK)