Fotoğraf: AA - Arşiv
2021-2023 yılları için Orta Vadeli Program, 29 Eylül 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yayınlandı (RG:29.09.2020/31259 mükerrer). Programın, “İstihdam” başlıklı bölümünde, istihdamı arttırma amaçlı alınabilecek önlemlere yer veriliyor. Önlemler için öne çıkan yaklaşım, esnek ve kısmi çalışma biçimlerine daha fazla yer verilmesi.
Ticaretin küreselleşmesinin de etkisiyle, üretimin planlanan şekilde sürdürülebilmesi her zaman olanaklı değil. Ani ve beklenmedik gelişmeler nedeniyle üretimin azaltılması gerektiği gibi, ani talep nedeniyle arttırılması da gerekebilir. Nitekim, virüs salgını buna tam uyan bir örnek. Bu nedenle, bazı sektörlerde üretim sürecinin durdurulması ya da çalışma süresinin kısaltılması gibi durumlar ortaya çıktı. Kısmi süreli çalışmaya geçilebildi veya kısa çalışma ve kısa çalışma ödeneği uygulamaları devreye girdi. Ama bazı sektörlerde beklenmedik talep artışları oldu. Örneğin maske, tıbbi cihaz, dezenfektan, kolonya üretimi gibi. Bu durumda üretimin arttırılabilmesi için mevcut çalışanlar yetmediğinde, yeni elemanların alınması gerekti. Ancak, artan üretimin sürekli olmayabileceği hesabıyla istihdam artışında belirli süreli veya kısmi süreli çalışma biçimlerine ihtiyaç duyuldu.
Görüleceği üzere, atipik çalışma biçimleri olarak kısmi süreli ve esnek çalışma, koşulları varsa doğmuş ihtiyacı karşılamak üzere uygulandığında anlamlı olabilir. Ancak, orta vadeli programda (OVP), ihtiyaca dayanarak değil, istihdamı arttırmak için kısmi süreli ve esnek çalışma biçimlerinin teşvik edileceği hususu üzerinde duruluyor.
Öneri 1: Yaşlı çalışanlara kısmi süreli çalışma
Nitekim programda, “İleri yaş gruplarında istihdamın desteklenmesine yönelik olarak 50 yaş üstü tam zamanlı çalışanların kısmi zamanlı çalışmaya geçmesi teşvik edilecek, bu sayede iş ve yaşam dengesi daha sağlıklı hale getirilecektir” deniliyor.
OVP’de önerilen bu önlemin işleyebilmesi için 50 yaş ve üstü çalışanların, muhtemelen sağlık veya diğer kişisel nedenlerle daha çok serbest zamana ihtiyacı olabileceği ancak işin tam zamanlı olması nedeniyle bunu yapamadığı, kısmi çalışma biçimini tercih etmesi teşvik edilirse, kısmi süreli çalışmaya sıcak bakabileceği varsayılıyor. Aynı şekilde işverenlerin de, tam süreli çalışanların kısmi süreli çalışma biçimine geçme istemini olumlu karşılayacağı bekleniyor.
Halbuki, 50 yaş üstü tam zamanlı çalışanların teşvik yoluyla kısmi çalışmaya özendirilmek istenmesi durumunda bazı soruların yanıt bulması gerekiyor. Örneğin, kısmi çalışma nedeniyle azalan ücreti telafi için çalışana maddi destek verilecek mi? Verilecekse ne kadar süreyle verilecek? Aksi takdirde, tam zamanlı çalışırken verilen ücretin yeterliliği tartışmalı iken, ücretin yarıya düşecek olması çalışanı kısmi süreli çalışmaya geçmesi için ne ölçüde güdüleyebilecek? İşveren, çalışanın kısmi süreli çalışmaya geçme isteğini kabul etmek zorunda mı olacak? 50 yaşın üstündeki yani yaşlı çalışanın kısmi süreli çalışmaya geçmesi nedeniyle kalan sürede genç bir çalışan istihdam edilerek verimliliğin arttırılacağı mı öngörülüyor? Bu öngörü, işverenin teşviki mi olacak? Başka teşvikler de verilecek mi?
Beklenen sonucu vermesi şüpheli
Kaldı ki, 50 yaş üstü çalışanların kısmi süreli çalışmaya geçmesi halinde, emeklilik hakkıyla ilgili önemli bir sorun ortaya çıkıyor. Emeklilik hakkı, genel olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmiş prim gün sayılarına ve yaşa bağlı. Kısmi süreli çalışan işçinin kuruma bildirilecek sigorta gün sayısı ise ay içinde çalıştığı toplam sürenin 7.5 saate bölünmesiyle çıkan sayı üzerinden olacak. Örneğin ay içinde eğer 90 saat çalışılmış ise kuruma bildirilecek prim gün sayısı 90/7.5=12 gün üzerinden olacak (5510 sk.m80/h). Bu durumda 50 yaş üstünde olan bir çalışanın, emeklilik hakkını elde etme süresini kendi isteği ile en az iki misli arttırmaya razı olabilmesi için bu durumu telafi eden bir teşvike ihtiyaç duyulacağı açık. Bu nedenle, 50 yaş üstündeki çalışanların teşvik edilerek kısmi süreli çalışmaya geçmeye ikna edilebilmesi için hem ücret eksilmesini hem de emekli olacağı süreyi iki misli uzatmayı kabul edecek güçlü bir teşvike ihtiyaç olacak. Böyle bakılınca 50 yaş üstü çalışanları teşvikle kısmi süreli çalışmaya geçmeye ikna etmek kolay görünmüyor.
Yine, 50 yaş ve üstündekilerin kısmi süreli çalışmaya geçmeye teşvik edilmeleri istihdamın desteklenmesi amacıyla yapılmak istendiğinden, kısmi süreli çalışmaya geçişin süreklilik taşıyacağı anlaşılıyor. Ancak, bir kişinin tam zamanlı çalışarak yapacağı işi kısmi süreli çalışarak iki kişinin yapması sağlanarak gerçekleşecek istihdam artışı işveren için bir hedef olabilir mi? Güçlü teşvikler de olsa, işyerindeki düzen ve öngörülebilirlik bağlamında kısmi süreli çalışmaya geçmek isteyen her 50 yaş ve üstü çalışanın istekleri karşılanabilir mi? Bu nedenle, önerinin işverenler için de cazibe oluşturacağı şüpheli.
Sonuçta, tam süreli çalışan işçinin kısmi süreli çalışma biçimine geçmesi nedeniyle, boşaltılan süreye bir başka çalışanın kısmi süreli istihdamı sağlanarak istihdamın arttırılması öngörülüyor. Bu öngörünün gözden geçirilmeye ihtiyacı var. Orta Vadeli Programın bu önerisinin beklenen sonucu vermesi şüpheli.
Öneri 2: 10 günden az çalışan 25 yaş altına kolaylık
Orta Vadeli Program’da istihdamı arttırmak amacıyla gündeme getirilen önerilerden biri de, “10 günden az çalışan 25 yaş altı gençlerin daha kolay istihdam edilmesine imkan sağlayacak düzenleme ile gençlerin deneyim ve beceri kazanmaları sağlanacak ve işverenlerin gençleri tercih etmesi desteklenecektir” olarak açıklanıyor.
OVP’de yer alan bu öneride, 10 günden az çalışan 25 yaş altındaki genç çalışanların istihdamını kolaylaştıracak düzenlemeden söz ediliyor. Bu desteklemenin nasıl yapılacağı konusunda henüz bir açıklık yok. Ancak bu ifade, ev hizmetlileri için yakın zamanda yapılmış düzenlemeyi çağrıştırıyor.
Nitekim, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre, ev hizmetlilerinden ay içinde 10 günden az çalışanlar için sadece iş kazası ve meslek hastalığı primi yatırılıyor. Ancak 10 günden fazla çalışması varsa, çalışılan gün üzerinden bütün dalları kapsayan sigorta yapılıyor.
Bugünkü mevzuata göre, ay içinde kaç gün çalışılırsa çalışılsın, çalışılan gün üzerinden sigorta yapılırken, ev hizmetlileri için uygulanan yaklaşım benimsenecek olursa, ay içinde 10 günden az çalışan işçinin, sadece iş kazası ve meslek hastalığı primi yatırılacak, uzun vadeli sigorta primleri yatırılmayacak (5510 sk. ek md 9). Dolayısıyla, sigorta priminden kaynaklanan maliyet düşürülerek genç çalışanların istihdamının arttırılabileceği hesaplanıyor.
Öneri gözden geçirilmeli
Halbuki, uzun bir süredir işsiz genç erkek ve kadın çalışanların istihdamını sağlamak için teşvik olsun diye, işveren sigorta payı işsizlik sigortası fonundan karşılanıyor. Yani, 18-29 yaş arasındaki erkek çalışanlarla 18 yaşın üstündeki kadın çalışanlar ilk defa istihdam edildiklerinde, işveren zaten kendi payına düşen sigorta primini ödemiyor. Bu teşvikin, istihdamı arttırmada daha sağlıklı olduğu ortada.
Üstelik, 10 günden az çalışması olanlar için ev hizmetlilerinde olduğu gibi sadece iş kazası ve meslek hastalığı primi ödenmesi gündeme getirilerek, yani bir anlamda maliyeti düşürerek genç işçilerin istihdamının arttırılabileceği düşünülürken, ay içinde 10 günden fazla çalışan işçilerin de bir şekilde bu gruba dahil edilip 10 günden az çalışan işçiler olarak gösterilmeleri nedeniyle tam sigortaya tabi kayıtlı çalışan sayısında düşme bile olabilir.
Sonuçta, istihdamı arttırmak amacıyla uygulanan mevcut teşvik uygulamalarının, kısmi süreli çalışmanın teşvik edilmesinden daha etkili olacağı, en azından çalışanların, uzun vadeli sigortalardan yararlandırılmadan çalıştırılması gibi bir riskle karşı karşıya bulunmadıkları dikkate alınarak, OVP’deki bu önerinin de gözden geçirilmesine ihtiyaç var.
(NÖ)