Bir ırmakta annesiyle birlikte yaşayan ve soru sormaktan korkmayan "Küçük Kara Balık"ın hikayesi artık Lazca da okunabilecek.
İranlı yazar Samed Behrengi'nin pek çok dile çevrilen kitabını, İrfan Çağatay Aleksiva ve Sevinç Alçiçek birlikte Lazca'nın Arhavi ağzıyla çevirdi.
Laz Kültür Derneği'nin yayın çalışmalarını yürüten İrfan Çağatay Aleksiva, "Küçük Kara Balık"ın hikayesini ilk ünivesite yıllarında Farça okuduğunu söylerek, oradaki ifadeleri, diyalogları Lazca ile karşılaştırınca çok paralellikler bulduğunu aktarıyor.
"Yıllar geçti, 'Küçük Prens'i yayınladık. Lazcanın, Laz edebiyatının ve kültürel çalışmalarımızın tanınması açısından oldukça etkili oldu. Akabinde yine bir çocuk kitabı çevirme fikri doğdu. Ben 'Küçük Kara Balık'ın Türkçesini inceledim yeniden ve gerek doğallığı, gerekse verdiği mesajı yeniden keşfettim. Çevirmeye de böyle karar verdim."
"Uça Çxomina" ismiyle sesli kitap ve e-kitap olarak da çocuklarla buluşacak kitap.
Kitap, 21 Şubat günü aktiflenecek www.gola_der.org adresinden yayınlanacak.
İrfan Çağatay, Ardeşenli. Uzun süredir Lazlar ve Lazca üzerine yapılan çalışmaların içinde. Lazi Kültür Yayınları'nın da sahibiydi. Şimdilerde Uncire adlı Lazca edebiyat dergisinin editörü. Lazlar ve Karadeniz dil ve kültürleri üzerine çalışmalarına devam ediyor.
Türkiye'de ilk Lazca kitabın 90'ların sonlarına doğru yayınlanan bir şiir kitabı olduğunu hatırlatıyor Çağatay:
"Masallarımızda, ölüm de cinsellik de doğal bir akışla dillendirilir"
"Lazca çocuk kitabı diyebileceğimiz ilk kitapsa çok daha sonra, 2012'de yayınlanmış olmalı. Haliyle benim çocukluğumda Lazca çocuk kitapları yoktu. Lazca okur-yazar kimse de yoktu aslında. Lazca okur-yazarlık Türkiye'de 90'lardan sonra ortaya çıkmış, yeni bir uğraş, ama Lazca çocuk edebiyatı çok daha yeni.
"Bununla birlikte ailemizin büyüklerinden masallar dinlemişliğim çoktur. Köyde Xoca Amet Dai adında bir büyüğümüz vardı, çok masal bilirdi. Yetişkinler bile fırsatını bulunca ona hikaye anlattırırlardı. Çok köklü, çok renkli bir sözlü edebiyat vardı bu bağlamda. Çocukken dinlediğim pek çok hikayeyi hatırlıyorum ve Lazcaya merakımdan ötürü çoğunu yazıya geçirdim. Bundan başka oğluma küçükken nenelerimden dinlediğim masallar anlatırdım. Eğlenerek dinlerdi. Şimdi her çocuk gibi merakı telefon oldu ne yazık ki...
"Çocukken dinlediğim hikayeler derslerle, ibretlik olaylarla doluydu. Doğayı, hayvanları, onları sevmeyi, saygı duymayı, birlikte yaşamayı savunan masallardı. Öyle hep iyi sonla da bitmezdi, "çocuğun psikolojik ve ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkiler" korkusuyla bazı şeyler gizlenmez masallarımızda, ölüm de yeri gelince cinsellik de açıkça, doğal bir akış içerisinde dillendirilirdi..."
"Çocuk anadilini her ortamda duymalı, yaşamalı"
Lazca çocuk kitaplarının iki elin parmağını geçmediğini söylüyor İrfan Çağatay. Laz yayıncılar olarak da pek fazla çocuk kitabı yayınlamadıklarını, yayınlananların ise yeterli sayıda basılmadığını aktarıyor. Bunda, çocuk kitaplarının daha maliyetli olduğunun da payı olduğunu söylüyor.
Dilin gelecek kuşağa aktarılması ancak ebeveynlerin çocukla bu dilde konuşmasıyla mümkün olduğunun altını çizen Çağatay şöyle devam ediyor:
"Çocuğun bu dili her ortamda duyması, yaşaması gerekir. Kuşkusuz anadillerde masal kitapları ebeveynlerin çocuklarla anadillerinde konuşma ihtiyaçlarına katkı sağlar. Bu tür materyaller; eğlenceli, güzel dizayn edilmiş, resimli, albenili kitaplar, çocukların ilgisini çeker.
"Çocuklarla yaptığımız okuma saatlerinde, gece yatarken bu kitapları okumak anadilin öğreniminde, içselleştirilmesinde çok büyük fayda sağlayacaktır. Anadilini çocuklarına öğretmek isteyen bilinçli kişiler için çocuk kitapları gerçekten, yadsınamaz bir ihtiyaçtır."
"ÇHS'deki çekinceler kaldırılmalı"
İrfan Çağatay, DHİBRA'nın (Dil Hakları İzleme, Belgeleme ve Raporlama Ağı) 21 Şubat Dünya Anadili Günü münasebetiyle yayınladığı çağrı metnine de değiniyor:
"Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 2 Eylül 1990'da kabul edilerek yürürlüğe giren ve Türkiye'nin de 2 Ekim 1995'te onayladığı Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin anadiline ilişkin üç maddesine Türkiye tarafından konulan çekincenin kaldırılmasına dair yapılan vurguyu çok değerli buluyorum. Ancak ülkemizin evrensel hukuku benimsemiş, demokratik bir ülke olması ile anadillerimizin korunması, gelişmesi ve gelecek nesillere aktarılması için çok gerekli zemin sağlanabilir."
TIKLAYIN - Çocuk Hakları Sözleşmesi'ndeki ''Anadili Çekincesi'' 20 Yıldır Neden Kalkmıyor?
TIKLAYIN - Çocuk Haklarına Dair Sözleşme için Çağrı: "Anadili Çekincesi' Kaldırılsın"
Lazca çocuk kitaplarıLazika Yayın Kolektifi'nin yayına hazırladığı Lazca çocuk kitapları. Ne yazık ki anadilimde yani Lazca çocuk kitabı yazan pek kimse yok. Özlem Peri Yüksel adlı bir pedagog arkadaşımızın okul öncesi çocuklar için kaleme aldığı "Çai Pşvat" (Çay İçelim) ve "Porçoni K̆at̆u" (Gömlekli Kedi) masallarını ben 2014'te yayınlamıştım. Görsellerini Susan Wei adlı çok iyi bir ressam, farklı bir teknikle; bez parçalarıyla hazırlamıştı. Sonra bunu sesli kitap olarak da yayınladık. Mustafa Özkurt Çupinaşi'nin daha büyük yaşta çocuklar için hazırladığı "Mtuti K̆ut̆avié (Ayı Yavrusu) adlı bir öyküsü var, doğa ve çocuk ilişkisi üzerine. Bunların yanı sıra dünya edebiyatından çeviriler de yapıldı: "Küçük Prens" Lazcanın iki şivesine çevrildi mesela. Lazika Yayın Kolektifi "Sindirella", "Pinokyo", "Pollyanna", "Çizmeli Kedi", "Kibritçi Kız" gibi bazı çocuk klasiklerini en azından özet olarak Lazcaya çevirdi. Jack London'un "Beyaz Diş" romanı da "K̆ibir Kçe" adıyla çevrildi Lazcaya. Fakat bu çevirileri daha çok yayıncı ve çevirmenlerin "Lazcanın rüştünü ispatlamak" refleksinin bir ürünü olarak değerlendirebiliriz. Çocuklar ne kadar gözetildi bu çeviriler yapılırken bilmem. Çeviri oldukları için bu eserlerin dili çok doğal değil, aksaklıklar ve sıkıntılar da var, ancak yine hiç olmamasından iyidir tabii. | |
KÜÇÜK KARA BALIK'IN ÇEVİRİSİ NASIL YAPILDI?"Nenemin, dedemin konuştuğu dille çevirdik"Metni çevirirken ortalama bir Lazca kullanmaktan kaçındım, yani Lazcanın şivelerinin bir ortalamasını yapayım, Hopalı da anlasın Ardeşenli de demedim; tamamen benim köyümün, nenemin, dedemin konuştuğu dille çevirdim kitabı "Uça Çxomina" adıyla. Dedim ki Hopalı da Hopa Lazcasına çevirsin, Arhavili de Arhavi Lazcasına. Çünkü ortalama Lazca işin içine girince doğallık kaçıyor, "hiçbirşeyce" olmayan bir Lazca çıkıyor. Belki bu makaleler için, köşe yazıları için kabul edilebilir, ancak bir çocuk kitabı için bunu doğru bulmuyorum; anne-babanın bile tam olarak anlamadığı bir metni çocuğuna okuması, anlatması, açıklaması; buradan çocuğun dile ilgi duyması mümkün olabilir mi? Arhavi ağzı2014'te az bir tirajla, sanırım 60 adet kadardı, Lazi Kültür Yayınlarından çıktı kitap. Sonra uzun bir süre bekledi yeniden basılmak üzere. Hopalı Gazeteci Ruşen Çakır da kitabın basımı için destek oldu ve bu güne geldik. Sivil Düşün AB programı ile kitabı yeniden ele aldık. Önceki baskı Ardeşen ağzındaydı. Yeni baskıda bunu değiştirmeye karar verdik. Kitabı Arhavili Laz aktivist Sevinç Alçiçek ile birlikte Arhavi şivesine çevirdik, aynı mantıkla, tam bir Arhavi şivesi yaptık, dilin doğallığını bozmaktan kaçınarak. Daha sonra, Sevinç Hanım kitabı seslendirdi ve modern zamanların teknolojisinden de faydalanarak sesli kitap haline getirdik. Sesli kitap ve e-kitapNeticede planımız, bin adet basılacak kitabı öğretmenler başta olmak üzere sivil toplum aktörleri vasıtasıyla ücretsiz olarak dağıtmak ve sesli kitap formunu da sosyal medya üzerinden tanıtıp yaygınlaştırmak. Bütün platformlara kitabı ücretsiz olarak koyup Lazca öğrenmek isteyenlerin, Laz anne-babaların ve tabii çocukların ve öğrencilerin kullanımına sunmak; hem sesli kitap hem e-kitap olarak... | |
(AÖ)