*Fotoğraf: Anadolu Ajansı
"Hâlâ çadırdayız. Yıkılan evlerin yerine nihayet konteyner geldi. Köyün girişine koydular, haftalardır gelip gidip bakıyoruz, uzaktan. Neden? Vinç gelecek. Tamam, biz getirelim. Olmaz! Taşırken zarar görür. Yahu diyorum sizin getireceğiniz vinç operatörüyle bizimkisi aynı lisansı almadı mı? Aldı. Eee? Delirttiler insanı. Sonunda gittim dedim, bir bidon benzine bakar, yakacağım bunları. Hiç değilse yok derim, gider yine çadırımda yatarım. Jandarma diyor ki, yakma abi, içeri alırız seni. Alın, dedim. Alın, birkaç ay kafa dinlerim. Böyle her gün kaymakamlık, belediye, AFAD dön dolaş delirmekten iyidir."
Antep'in İslahiye ilçesine bağlı İdil köyünde eşi ve çocuklarıyla ilk günden beri çadırda yaşayan genç, depremden altı ay sonra bugünkü durumu ve isyanını böyle dile getiriyor.
TIKLAYIN - Dosya: 6 Şubat 6 Ay
6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan illerden biri Antep. En büyük yıkım Nurdağı ve İslahiye ilçelerinde oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin'in, "60 bin nüfuslu İslahiye'nin yarısı yok. Böyle büyük bir felaket görmedim" sözleri hâlâ kulaklarda.
Resmî açıklamalara göre yaralar sarılıyor, şehir hızla ayağa kalkıyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, toplam 41 bin 922 konut ve köy evi yapılacağını, bunlardan 20 bin 319 konutun inşaatının devam ettiğini duyurdu. Şu ana kadar 35 köyde 1104 evin yapımına başlandığı bildirildi.
Resmi olmayan tespitler ise şehrin ayağa kalkmaya başladığına dair pek bir emare olmadığı yönünde. Başta meslek odaları olmak üzere sivil kurum temsilcileri ve Anteplilerin anlatımına göre, ortada net bir açıklama veya karar olmadığı için insanlar hasarlı evlerine girmeye başladı. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Antep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, "Bunun çok ağır sonuçları olabilir" diyor:
Zarar verecek uygulamaların önü açılıyor
Burkay Güçyetmez |
"Daha dün ortak toplantı yaptık, sorunları ve çözüm önerilerini değerlendirdik. Birinci sorun belirsizlik. Vatandaş çaresizlik içinde, ne yapacağını bilmiyor.
Biz toplantıdayken bakan bey Maraş'ta afaki bir açıklama yapmış, yine bilim ve teknikten uzak bir açıklama [Bakan Özhaseki, orta hasarlı binaların yıkılacağını söyledi]. Antep'te 14 bin ağır, 7 bin orta hasarlı, 13 bin zaten yıkılması gereken bina var.
Eldeki mevcut verilere dayanarak önce yıkımla ilgili bir şema, projeksiyon çizmeniz gerek. Ağır hasarlı binalarla ilgili hangi ayda, hangi yılda hangi takvime göre yıkılıp yeni binaların hangi şekilde yapılacağı, hak sahipliğinin nasıl olacağının bilinmesi gerekiyor. Hiçbiri yok.
Vatandaş ne yapsın? Zaten ekonomik sıkıntı malum, üstüne bir de afetzede. Aylardır geçemiyor ama artık kendi imkânlarıyla merdiven altı dediğimiz, bilinçsiz birtakım tadilatla müdahale ediyor. Kendini kandırmaktır bu. İyi bir şey yapayım derken zarar verecek uygulamaların önü açılıyor. Denetim mekanizması da yok. Bu binalar tehlike saçıyor. Ama çaresizce evlerine geçiyorlar, durduramıyorsunuz."
"İnsanlar mecburen hasarlı evlere yerleşti"
Kendi yaptırdığı iki katlı müstakil ev sağlam olan, ancak bitişiğindeki apartmanda yıkılma tehlikesi olduğu için konteynerda kalan bir esnafın söyledikleri de bu bilgileri teyit ediyor:
"İnsanlar gitti hasarlı eve yerleşti mecbur. Ne yapsın, kiralık bulamıyor, konteyner yok. Sıcak zaten mahvetmiş. Gelip yavaş yavaş giriyorlar işte. Kredi çekip güçlendirme yapayım diyene izin yok. Yıkıp yeniden yapmak isteyene 'sen yıkamazsın' deniyor. Sen devletsin, gel yık o zaman. O da yok! Daha ne kadar bekleyecek bu insanlar? İyi kötü tadilat yapıp giriyor içine. Altı ayda ne değişti? Hiçbir şey değişmedi."
Birbiriyle çelişen açıklamalar yerine bakanlığın ivedi bir şekilde detaylı bir genelge yayımlayıp ağır, orta ve az hasarlı binalar için ne yapılacağını tarif etmesi gerektiğini belirten Güçyetmez, "Şunu soruyoruz; benim altı aydır evim orta hasarlı ama ne yapacağımı bilmiyorum. Gidip analizlerini yaptırıp binamı güçlendirebilecek miyim? Siz yıkacak mısınız? Diyelim yıktınız, bana yenisini ne şekilde vereceksiniz? Kaç yıl içinde tekrar konut sahibi olmamı öngörüyorsunuz ve hangi şartlarda olacak?" diyor.
"Bu hızla yıkmak yıllar sürer"
Güçyetmez, orta hasarlı binalara bir yıl içinde güçlendirme yapılmazsa ağır hasarlıya geçeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizi yönetenlerin, hangi parti hiç önemli değil, artık ders alması gerekiyor. Bana her gün yüzlerce telefon geliyor, biz ne yapacağız diye. Belki de küçük bir taşıyıcı sistemle çözülebilecekken yıkılması gerekecek. Biz bu kadar zengin bir ülke değiliz. Önce ağır hasarlıları yıkın. Şehir merkezinde toplasanız 10 tane bina yıkıldı. 14 bin binayı bu hızla, bu plansızlıkla yıkmak yıllar alır."
"Bütün işleri ev yapmaktan ibaret"
Bakanlığın açıkladığı afet konutları hedeflenen sürede tamamlansa bile yeterli sayıda değil.
Kurulan konteyner kentlere yerleşenler oldu. Ancak şehir plancılara göre fiziki altyapı ve koordinasyon sorunu var. Kış yaklaştıkça endişe de artıyor.
Ömer Dursunüstün |
10 Ağustos akşamı Malatya'da meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki deprem Antep'te de hissedildi. İnsanlar yine korkuyla geceyi dışarıda geçirdi.
"Acı çok büyük ama genel hayata dönememek hayal kırıklığı yaratıyor" diyen TMMOB Şehir Plancıları Odası'ndan Ömer Dursunüstün, geçici barınma alanlarına değiniyor:
"Yazın sıcağından, soğuktan ya da yağıştan koruyacak şekilde yapılmadı. Ekonomik yaşama katılıp üretebilmek, geçim sağlayabilmek zorunda insanlar. Ticaret alanının çöküşü demek binlerce insanın çalışmıyor olması demek. Sanayi de aynı şekilde, işsizlik demek. Bunlar dururken sadece çevredeki kamu arazileri üzerine ev yapmaktan ibaret bütün iş. Tarlanın ortasında, yürüme mesafesinde herhangi bir şeye erişemeyen insanlar için nasıl bir gündelik hayat tahayyül edilebilir?"
"Üç boyutlu modeller dışında çalışma yok"
Afet yasasında yer alan bazı temel ilkelerin yerine getirilmesinin şart olduğunu vurgulayan Dursunüstün şu görüşleri paylaşıyor:
"Jeolojik etüt ve yer seçimi, donatının, teknik sosyal altyapının korunabilmesi. Yıkıma uğramış ve artık kullanılamayacak yerler varsa bir politika belirlenmesi. Yıkılmış ama yeniden yapabilirsiniz demek için çok sağlam bir çalışmaya ihtiyaç var. Bu çalışma yapıldı mı, bu kadar sürede? Zor. Yapılmadıysa şu anki inşaatlar ne? Bakanlıktaki arkadaşlarımızın bile bilgisi yok. Üç boyutlu modeller dışında çalışma yok."
(EA/VC)