Fotoğraf: Nanterre'de öldürülen genci silahla tehdit eden polisler/Twitter
Paris'in Nanterre banliyösünde bir polis memurunun, 17 yaşındaki Nahel M. adlı genci beylik silahıyla vurmasının ardından patlak veren polis şiddetine karşı şiddetli protestolarda bir belediye binası ateşe verildi. Çarşamba gecesi, başkent Paris'in bir çok banliyösü ve ülkenin diğer bölgelerinde genç göstericiler ve polis arasında şiddetli çatışmalar yaşandı. İçişleri Bakanlığına göre, yaklaşık 20 memur yaralandı. Yaklaşık 30 kişi tutuklandı.
Olayların başlangıcı
Nanterre'de, bir trafik polisi, aracıyla yol kontrolünden kaçan 17 yaşındaki bir genci beylik silahıyla vurarak ağır yaraladı. Belgeleri olmadığı için kaçmaya çalışan direksiyondaki genç, polisin iddiasına göre aracı görevlilerin üzerine sürmüş, polis, resmi açıklamaya göre, kendisini savunmak için ateş etmek zorunda kalmıştı.
Ancak olayla ilgili görüntülerin dolaşıma girmesiyle polisin "kendini savunma" iddiası tartışılmaya başlandı. Almanya'da yayımlanan taz gazetesi, kısa bir süre sonra, internete konulan video kaydında durdurulan sarı Mercedes aracın yanındaki polis memurlarından birinin sürücüyü tabancasıyla nasıl tehdit ettiğinin açıkça görüldüğünü yazdı. Fransa'da yayımlanan Le Monde diplomatiqe gazetesinin web sitesindeki videoda trafik gürültüsüne rağmen, iki polisten birinin, genci, "Kafana kurşunu yiyeceksin" diye tehdit ettiği anlaşılıyor.
Bu noktadan sonra yürüme hızında hareket etmeye başlayan araca öldürücü atışın yapılmasıyla araba bir kaç metre gittikten sonra bir trafik işaretine çarparak duruyor. Kalbinden vurulan genç, bir ambulanstaki sağlık görevlilerinin kalp masajına rağmen ölüyor.
Kamuoyunda kutuplaşma
Marine Le Pen'in lideri olduğu sağcı Ulusal Birlik ve muhafazakar Cumhuriyeçiler partisi sözcüleri, hızla Nanterre polisinin davranışını savunmaya ve polisin tehlikeli suçlulara karşı mücadelede özel masumiyet karinesi hakkına sahip olduğunu vurgulamaya girişirken sol uzun zamandır süregiden polis şiddetini ve yargının ve hükümetin ihlallere yönelik aldırmazlığını sert sözlerle eleştiriyor.
Emniyet teşkilatının baskısı altında, polisin silah kullanım sınırlamalarının 2016'da gevşetilmesinden bu yana ölümle sonuçlanan olay sayılarında hızlı artışlar gerçekleşti. Yalnızca 2022'de 13 kişi polis memurlarının kontrolünden ve olası tutuklamalardan kaçmak istedikleri iddiasıyla öldürüldü. Ancak yalnızca beş görevli hakkında soruşturma başlatıldı.
"Bu durum dayanılmaz"
taz, "bu trajedilerin çoğunlukla çatışmaların hüküm sürdüğü kenar semtlerde meydana gelmesi ve ölümlerin çoğunlukla göçmen kökenli gençlerden oluşması" dolayısıyla, ABD'de polis memurunun boynuna diziyle basarak nefessiz bırakıp öldürdüğü George Floyd vakasına göndermeyle Fransa'da "polisinin Amerikalılaştırılmasından" sözedildiğini yazıyor.
Daha önce polis şiddetini eleştiren Paris Saint-Germain furbol takımının yıldızı göçmen kökenli Kylian Mbappé, Twitter'da "Fransa'm canımı yakıyor, bu durum dayanılmaz." demişti.
Her zaman polis görevlilerinin arkasında durmasıyla bilinen İçişleri Bakanı Gérald Darmanin dahi son olayla ilgili olarak duyduğu dehşeti dile getirmekten kaçınmadı: "Söz konusu videodaki görüntüler son derece şok edici" dedi. "Hiçbir koşulda (polis görevlilerinin) böyle bir tepkisi haklı çıkarılamaz."
(AEK)