Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul’da dün akşam saatlerinde etkisini arttıran yoğun kar yağışı nedeniyle çok sayıda araç yolda kaldı, uçuşlar iptal edildi, kente araç giriş ve çıkışları kapatıldı.
Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı kısmi bir iki sorun dışında ulaşıma açık kalırken, mega projelerden biri olan 3. Havalimanı ise yoğun kar yağışından en çok etkilenen yerlerden biri oldu.
Hatta öyle ki, Erdoğan’ın talimatı üzerine kar yağışının yaşandığı İstanbul’a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, tarifeli uçuşlara kapatılan Atatürk Havalimanı’na indi.
3. Havalimanında ise saatlerce uçakta mahsur kaldıktan sonra güçlükle havalimanına getirilen yolcularla, terminalde bekleyen yolculara uyumaları için karton dağıtıldı. Geceyi bu şekilde geçiren yolcular, daha sonra “We need hotel” sloganları attı.
TIKLAYIN - Çevik Kuvvet İstanbul Havalimanı'nda
Aynı hava koşullarının yaşandığı şehirde Atatürk Havalimanı’nı etkilemeyen kar yağışının neden 3. Havalimanı’nı bu denli etkilediği sorusunun yanıtı 3. Havalimanı’nın planlama sürecine kadar gidiyor.
Kent, doğa ve yaşam savunucuları, proje süreci başladığı andan itibaren sağlıklı meteorolojik değerlendirmeler yapılmadığını, yer seçimi itibariyle kesinlikle yanlış bir alan olduğunu söylese de havalimanı nihayetinde inşa edildi ve uçuşlara açıldı. Bugün ise uçuş yapılamıyor, kargo terminallerinin bulunduğu alanda çatı çöküyor ve nihayetinde yolcular mahsur kalırken Bakanlar güvenli olan Atatürk Havalimanı üzerinden seyahat edebiliyor…
Köymen: Planlama sürecinden beri hatalı
Konuya ilişkin bianet’e konuşan TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Başkanı Esin Köymen, planlama sürecinden itibaren 3. Havalimanı’ndaki eksiklikleri şöyle sıralıyor:
“İkincisi 3. Köprü ile başlayıp 3. Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu ve şu anda da Kanal İstanbul ile devam eden projelerin 3. Havalimanı ayağında temel sıkıntı meteorolojik verilere ilişkin sağlıklı bir araştırma yapılmaması ve dolayısıyla Karadeniz’den gelen kuzey rüzgarlarına açık bir alanda inşa ediliyor oluşunun göz ardı edilmesiydi. Uçakların iniş kalkışlarıyla ilgili sıkıntılar olacağı planlama aşamasından itibaren ortadaydı.
“Planda meteorolojik olarak bir çalışma yaptıklarını ifade etmişlerdi ama orada veri aldıkları istasyonlar yaptıkları havalimanının veri sağlayabilecek yakınlıkta değildi. Dolayısıyla kuzey rüzgarlarının havaalanını çok ciddi biçimde etkileyeceğine ve uçakların iniş ve kalkışlarında problemler yaşanacağına tespitlerinde yer vermediler.
“İkincisi Kuzey Ormanları’nın içerisinde, yani orman alanlarını ve su toplama havzalarını yok eden bir havalimanıydı. Bölgedeki bütün ekolojik dengeyi yok etmesinin yanı sıra hafriyat ve dolgu alanların çok hızlı bir biçimde yapılması itibariyle de başından itibaren plansız, çok hızlı bir biçimde ilerleyen yapım sürecinde teknik şartnamelere uymayan, iş güvenliği önlemleri tam olarak alınmayan ve teknik anlamda denetimi yapılmayan bir inşa sürecinin ardından ortaya böyle bir yapı çıktı.
“Çok ağır olmayan bir yağış afete dönüştü”
“Yanlış yer seçimiyle başlayıp sağlıksız ve önlemsiz bir yapım süreciyle, bilimsel çalışmalara kulak tıkayarak ilerleyen ve son halinde dahi hiçbir denetimin yapılmadığı bir sürecin ürünü olarak ortaya çıkan 3. Havalimanı’nda, çok ağır meteorolojik durum olmayan kısmi bir kar yağışı bile maalesef afete dönüşmüş oldu.
“Nitekim aynı kar Atatürk Havalimanı’na da düştü. Fakat Bakanlar buraya iniş yapabildi. Çünkü yer seçimi itibariyle doğruydu, proje iklimsel veriler sağlıklı bir şekilde göz önünde bulundurularak inşa edilmişti. Atatürk Havalimanı’nın neden kapatılmaması ve uçuşlara açık hale getirilmesi gerektiğini de bu çok basit örnekten görebiliyoruz.”
Neler yaşandı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011’de açıkladığı “Yeni İstanbul” hayalinin ardından 2009’daki “İstanbul Çevre Düzeni Planı”na göre Silivri’de yapılması planlanan havalimanının yeri değiştirilip İstanbul’un akciğerleri olarak bilinen Kuzey Ormanları bölgesine alındı.
Süreç diğer “mega projelerdeki” gibi ilerledi. Planlamalar kamu yararını hedeflese de proje çizilmeden ihalesi yapıldığı için satılan bölgeye ne yapılacağını kimse bilmiyor, bilse de karışamıyordu.
Yeni bir şehir için bölgede projeler adım adım uygulandı; 3. Köprü bitti, 3. Havalimanı Ekim 2018’de açıldı, Kuzey Marmara Otoyolu kısmen açık, Kanal İstanbul süreci ise hala devam ediyor.
Yer seçimi neden önemliydi?
Pistler, dünyanın en sisli yerlerinden Karadeniz kıyılarına komşu olarak inşa edildi. Bunun yanında kentin iki ana rüzgarı olan Lodos ve Poyraz’ı yandan alarak yağmurlu ve fırtınalı havalarda iniş yaparken kanat katlanması ve türbülans ile savrulmalara maruz kalma ihtimalleri uçuş güvenliği açısından ciddi riskler teşkil ediyordu.
TMMOB'un hazırladığı raporda uçuş için uçağın gelen rüzgarı önden alması gerektiği arkadan ya da yandan almasının tehlikeli olduğu, bu nedenle de Türk Hava Kurumu Teknik Birimi'nin Karadeniz tarafından gelen rüzgarlar nedeniyle projeye onay vermediği hatırlatıldı. Ancak durum böyleyken, meteorolojik değerlendirmeler proje alanına oldukça uzak olan Kumköy, Florya ve Göztepe Meteoroloji istasyonlarından, yani gerçekçi olmayan sonuçlar olarak alındı.
Proje alanının zemini de sorunluydu. Zeminin kendine özgü gevşek yapısı nedeniyle meydana gelecek oturmaların yanı sıra, bu kadar devasa bir dolgunun stabil hale gelmesi uzmanlarca “olanaksız” olarak değerlendirildi.
Doğada nelere mal oldu?
Kuş göç yollarının üzerinde bulunan İstanbul Havalimanı, kuşları yüzlerce uçağın ve araç trafiğinin baskısı altında bıraktı. Projeyi hayata geçiren İstanbul Grand Airport'un (İGA) hazırladığı değerlendirme raporlarında da 2014 yılından bu yana uzun dönemli izleme çalışmalarının yapıldığı ve buna göre "göç dönemlerinde ve yıl boyu uçuş güvenliğini tehdit edebilecek göçmen ve yerli kuş türlerinin" tespit edildiği belirtildi.
İstanbul’un kuzeyinde kalan son doğal alanlar tahrip edildi. 7 bin 650 metrekarelik bir alana kurulan bu havalimanı için milyonlarca ağaç kesildi. Deniz hafriyatla dolduruldu. Bölgenin ekolojik yapısı yok edildi. Ormanın içine yapılan inşaattan kaçan hayvanlar yuvaları yok olunca civardaki otoyollara inmek zorunda kaldı.
Terkos Gölü başta olmak üzere bölgedeki sulak alanlar ciddi zarar gördü. Havalimanına entegre köprü ve otoyol projeleriyle birlikte yeşil alanlar bir hayli azalırken elektromanyetik kirlilik ve hava kirliliği daha da görünür boyuta geldi. Kuzey Ormanları Savunması havalimanı inşası için 13 milyon ağacın kesildiğini açıkladı.
(TP)
TIKLAYIN - 3. Havalimanının Sekiz Yıllık Hikayesi
TIKLAYIN - Balaban Cerit: 3. Havalimanı Bahane, Ticari Alan Yapılıyor