Boğaziçi’nin bir bölümünü kapsamı altına alan imar barışı 28 Aralık 2018’de Resmi Gazete’de yayımlanan kararla yürürlüğe girdi. Böylece Boğaziçi Öngörünümü'nde koruma altında olması gereken bazı mahalleler imar barışa dahil edildi. Bu da Boğaz'ın sahil şeridi ve öngörüm bölgesinde yer alan kaçak yapıların artık yapı kayıt belgesi alabileceği anlamına geliyor.
12 Eylül Askeri Darbesi döneminde 19837te yürürlüğe giren Boğaziçi Kanunu ile Boğaziçi'nde imar düzenlemesi getirilirken sahil şeridinin hemen ardındaki bitişik bölge "Boğaziçi Öngörünüm" olarak adlandırılmış ve sınırları çizilmişti. İstanbul Boğazı'nın Avrupa kıyısında kuzeyden Sarıyer'den başlayarak Karaköy hariç Tarihi Yarımada'yı da alacak şekilde güneye ve Asya kıtasında kuzeyden Beykoz'dan başlayarak Üsküdar Kuzguncuk'a kadar olan semtleri kapsıyor.
Boğaziçi'nin iki yakasındaki yerleşimleri ve kültürleri korumak için kurulan Boğaziçi Dernekleri Platformu'nun (BODEP) İcra Kurulu adına Mehmet Cemal Beşkardeş, sorularımızı yanıtladı. Boğaz öngörünümünde toplam 28 bin 873 bina bulunduğunu belirten Beşkardeş, zaman içinde mevzuata aykırı 9 bin 616 bina yapıldığının altını çiziyor. Yani imar koruması olan bu bölgede her üç yapıdan biri kaçak.
Beşkardeş Boğaz’daki kaçak yapı miktarını, kanunların getirdiklerini ve uzun vadeli etkilerini bianet’e anlattı.
Boğaz’da ne kadar kaçak ve mevzuata aykırı yapı var? Afla birlikte, bu yapıların ne kadarının kayıt altına alınacağını tahmin ediyorsunuz?
Büyütmek için tıklayın. |
2017 Mayıs ayında Boğaz’da yapılan peş peşe üç yıkımın ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yetkilileri, yıkımların devam edeceğini belirtmişler, ancak kaç binanın yıkılacağını açıklamamışlardı. Birkaç yıl önce açıklanan Boğaziçi İmar Müdürlüğü verilerine göre ise öngörünümdeki her üç yapıdan biri kaçak olduğu saptanmıştı, 3 bin bina hakkında da yıkım kararı vardı.
Bir haftada Boğaz’da peş peşe yapılan yıkımlarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kepçeleri, önce Reina, ardından Galatasaray Adası ve son olarak da bir Alman denizcilik şirketine ait binaya girerek imara aykırı bölümleri yerle bir etmişlerdi. İBB yetkilileri, yıkımların süreceğini belirttiler ancak Boğaziçi’nde yıkım kararı alınan kaç bina olduğunu, bundan sonra nerenin yıkılacağını açıklamamışlardı.
İBB bu bilgileri o sırada paylaşmadı ama birkaç yıl önceki Boğaziçi İmar Müdürlüğü verilerine göre; 1983’te Boğaziçi İmar Kanunu çıktıktan sonra öngörünüm bölgesinde mevzuata aykırı 9 bin 616 bina yapılmıştı. Boğaz öngörünümünde toplam 28 bin 873 bina bulunduğu dikkate alındığında Boğaziçi’ndeki her 3 yapıdan birinin kaçak olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu yapılardan 6 bini gecekondu, diğerleri eğlence merkezinden restorana, villaya kadar farklı tipte mekânlar. Yine birkaç yıl önceki verilere göre; İBB Encümeni tarafından bu yapıların 3 bini hakkında yıkım kararı alınmıştı. Anlaşıldığına göre şimdi bu yıkım kararları art arda uygulanacaktı. 500 bin kişinin yaşadığı bu kaçak yapıların en çoğu Sarıyer ve Beykoz'da bulunuyordu.
Nerede, ne kadar kaçak yapı var?
Beşiktaş, Sarıyer, Beykoz, Üsküdar ve Beşiktaş ilçelerinin Boğaz kıyılarını kapsayan, 500 bin kişinin yaşadığı 'Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi'nde 9 binden fazla kaçak yapı bulunuyor. 1994 yerel seçimleri öncesi yaşanan arazi talanında kaçak olarak inşa edilen yapıların sayısının bin 400'ü bulması, Boğaziçi'nde önümüzdeki yerel ve genel seçimler öncesi benzer bir talanın yaşanması endişesine neden oluyordu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, gerekli önlemlerin alınmasına çalışıyordu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün üç yıl süren incelemesi sonucunda, Boğaziçi'ndeki kamu alanları üzerinde kaçak olarak inşa edilmiş 9 bin 17 yapı olduğu tespit edildi. Bölgedeki tüm gecekondu ve kaçak yapılar hava fotoğraflarıyla belirlenerek, inşa edildikleri kamu parseller saptanmıştı.
İnceleme sonuçlarına göre, Sarıyer'de 4 bin 810, Beykoz'da 2 bin 260, Üsküdar'da 1313, Beşiktaş'ta 634 kaçak yapı bulunuyor. Kaçak yapılardan 3 bin 437'si maliye parselleri, 3 bin 475’i belediye parselleri, 1076'sı vakıf parselleri, 9 bin 872’si kamu ve şahıs hisseli parseller, 42'si ise diğer kamu kurumu parselleri üzerinde bulunuyor.
Hazırlanan rapora göre, 1985 yılından bu yana, encümen tarafından yıkım kararı verilen 2 bin 440 kaçak yapının büyük bölümü bugüne kadar yıkılamadı. Söz konusu yapıların işgalli olması (binayı inşa edenlerin içinde yaşamaları) nedeniyle, eşyaların boşaltılarak yıkımın gerçekleştirilebilmesi için 10 günlük bir süre gerektiğinden ayda sadece 3-4 kaçak yapının yıkılabildiği, bu durumun birikime neden olduğu ileri sürüldü. Kaçak bir yapının yıkımı için görevlilerin belli bir bölgede toplanmasından yararlanılarak, diğer bölgelerde yeni kaçak yapıların inşa edilmesinin de önlenemediğine dikkat çekildi.
3194 sayılı İmar Yasası'nın 47'inci maddesine göre inşaat ruhsatı verilen, daha sonra söz konusu maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali üzerine bazılarının ruhsatları iptal edilen villaların hukuki durumlarının da son derece karışık bir hal aldığı vurgulandı. Buna göre, ruhsat verilen bin 411 villadan 189'una iskân belgesi verildiği, 655'inin ruhsatının iptal edildiği, 282'si hakkında yıkım kararı alındığı, bunlardan sadece 91'inin yıkılabildiği belirtildi. Raporda, bölgedeki eski yapıların onarım ve tadilatlarının da ayrı bir sorun oluşturduğuna yer verildi. Keza rapor, İstanbul Valiliği’ne de gönderilerek, yaklaşan yerel seçimler öncesi yeni gecekondu yapımı ve kamu arazilerinin işgalinin önlenebilmesi için güvenlik gücü istenmişti.
Boğaziçi Öngörünüm tanımı ile ifade edilen alanın ne kadarlık bir kısmı af kapsamına alındı?
Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte Boğaziçi Öngörünüm bölgesine resmen imar barışı, yâni af gelmiş oldu. Diğer bir ifadeyle, imar barışının kapsamı genişletildi. Kanun ile birlikte, ilk aşamada kapsam dışında tutulan Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi imar barışına dahil edildi. Kapsama Beykoz, Üsküdar ve Sarıyer’deki bazı mahalleler alındı.
Buna göre Beykoz’da Anadolu Kavağı, Anadolu Feneri, Yalıköy, Beykoz Merkez, Gümüşsuyu, İncirköy, Çubuklu, Çiğdem, Paşabahçe, Kanlıca, Anadolu Hisarı, Yenimahalle, Göksu, Göztepe’yi içine alan yaklaşık 50-60 bin kişinin yaşadığı bölge barışa dahil edildi.
Sarıyer’de Hisar ve Baltalimanı’nın bir kısmı, Yeniköy, Kireçburnu, Rumeli Kavağı’nın iç kısmına genişletildi. Üsküdar Belediyesi yetkililerinden edinilen bilgiye göre bu ilçede 7 mahallenin bir kısmı da imar barışına dahil edildi. Buna göre Kuzguncuk, Beylerbeyi, Küplüce, Kirazlıtepe, Çengelköy, Kuleli ile Kandilli Mahallelerinin bir kısmı barış kapsamına alındı.
Öngörünüm, geri görünüm nedir?
İstanbul Boğazı SİT Alanı (Boğaziçi) 2960 sayılı Boğaziçi İmar Yasası’na göre öngörünüm, geri görünüm ve etkilenme bölgesi diye üç bölgeye ayrılmıştı.
Öngörünümün kapsadığı sahil şeridinde, nice tarihî olaylara tanıklık etmiş, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihimiz, kültür mirasımız açısından çok önemli kültürel varlıklarımız yer alıyor. Bu bölge en üst derecede korunmak ve yaşatılmak amacıyla değiştirilemez bir SİT alanı olarak ilan edilmişti. Geri görünüm, ön görünümün hemen gerisinde yer alırken yakın geçmişteki (1960’lı yıllara kadar) fotoğraflarda görüldüğü gibi koruluk alanlar, yani yeşil yamaçlı tepelerdir. Etkilenme bölgesi de bunlara bitişik arka planındaki alanlardır.
Bu bölgelerin peyzajında gereken topoğrafik ayırım yapılırken, denizden bakıldığında görülen sahil şeridinden yamaçlara kadar uzanan tepeler dahil görünen her alan öngörünüme dahil edilmeliydi diye düşünüyoruz. Bu alanlar doğal ve tarihi değerlerinin tümüyle koruma altına alınmalıydı.
Boğaziçi İmar Yasası’nın asıl amacı da, Boğaziçi’nde nüfus yoğunluğunun korunması ve daha artmaması için yeni yapılaşmaya ve yeni yerleşimlerin oluşumuna izin verilmemesidir.
Bu imar barışı ya da örtülü af uygulamasının Boğaziçi Öngörünüm Bölgesinin giderek daha fazla yapılaşmaya açılmasına, genelde Boğaz’da nüfus yoğunluğu artışına yol açmasını büyük bir kaygıyla karşılıyoruz.
Üzerinde yıkım kararı olan kaçak yapılar neden bu zamana kadar yıkılmadı?
İstanbul Türkiye’nin gözü, Boğaziçi ise İstanbul’un gözbebeği olmasına karşın bir doğa ve tarih harikası bu bölge yapılaşma üç ayrı yasayla, yani İmar Yasası, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası ve Boğaziçi İmar Yasası ile kontrol edilmeye çalışılıyor, daha doğrusu kontrol edilemiyor.
Çünkü bugün Boğaziçi öngörünüm bandında mevcut 30 bin civarında yapıdan bir kısmı gecekondu niteliğinde olmak üzere yaklaşık 10 bin adedi kısmen veya tamamen kaçak yapı, 3 bin kadarı da yıkım kararı kesinleşmiş ancak yıllardır yıkılamayan yapılar. Demek ki Boğaziçi’nde yasalar işletilemiyor, kamu düzeni ve yararı sağlanamıyor. Peki İstanbul’un, dahası ülkenin genelinde imar düzeni nasıl işliyor? İstanbul’daki yapıların en azından yüzde 75’i ruhsatsız, plansız inşa edilmiş, daha büyük bir oranı da depreme dayanıksız. Türkiye’deki insanların yüzde 50’si bir biçimde mevzuata aykırı konutlarda yaşıyor. Bütün bu gerçeklere bakarak ülkemizde imar mevzuatının uygulamasında derin bir yönetim zayıflığının olduğunu, üzerinde yıkım kararı olan yapıların bile popülist siyaset uygulayan iktidarlar tarafından yıktırılmadığını, yapılan yıkımların ise göstermelik olduğunu söyleyebiliriz. (OI/HK)
Boğaziçi Öngörünümü nedir?Boğaziçi kıyı şeridendeki bölgeler denize uzaklığa göre 1983 tarihli Boğaziçi Kanunu ile adlandırıldı. Kanunun 2. Maddesi'nde tanımlar şöyle: Tanımlar: Madde 2 – Bu Kanunda kullanılan bazı terimlerin tanımları aşağıda gösterilmiştir. a) Boğaziçi Alanı; Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinden, öngörünüm bölgesinden, geri görü nüm bölgesinden ve etkilenme bölgelerinden oluşan ve sınırları ve koordinatları bu Kanuna ekli krokide işaretli ve 22/7/1983 onay tarihli nazım planda gösterilen alandır. b) Boğaziçi sahil şeridi; Boğaziçi kıyı kenar çizgisi ile 22/7/1983 tarihli 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen hat arasında kalan bölgedir. c) Öngörünüm bölgesi; Boğaziçi sahil şeridine bitişik olan ve 22/7/1983 tarihli 1/1000 ölçekli imar uygulama planında gösterilen bölgedir. d) Geri görünüm bölgesi; öngörünüm bölgesine bitişik olan ve 22/7/1983 tarihli 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen coğrafi bölgedir. e) Etkilenme bölgesi; öngörünüm ve geri görünüm bölgeleri dışında 22/7/1983 tarihli ve 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen ve Boğaziçi sahil şeridi, öngörünüm ve geri görünüm bölgelerinden etkilenen bölgedir. |
BODEP hakkındaBoğaziçi Dernekleri Platformu (BODEP), İstanbul Boğazı'nın (Boğaziçi) iki yakasındaki köyleri, koyları, koruları, kıyıları ve kültürleri (kısaca Boğaziçi'nin "5K"sını) korumayı ve güvenle geleceğe taşımayı amaç edinen tarihî semtlerin derneklerinden oluşuyor. 2011 yılından beri çalışmalar yürüten platform, kendilerini şöyle tanımlıyor: "Boğaz’daki bilinçli yurttaşlarla birlikte, Boğaziçi'nin dünyada eşi ve benzeri bulunmayan güzellikteki doğal ve kültürel varlıklarına, tarihî mirasına sahip çıkmak, bunların bütüncül bir anlayışla korunması ve sürdürülebilir biçimde gelecek kuşaklara aktarılması için yetkili ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla temas halinde olan platform." |